864- ESSEBEBÜ KELFAİL اَلسَّبَبُ كَالْفَاعِلِ : (Es-sebebü ke-l fâil) Bir işe sebeb olan, o şeyi yapan fâil gibidir (mealinde). (Hizmet-i Kur’aniye ve imaniyenin yapılmasına sebeb olanlar, bu mukaddes hizmeti yapmış gibi mes’ud ve me’cur olurlar, hayırlara, ecir ve sevablara nail olmak ni’met-i uzmasına erişirler.)

Kur’anda (4: 85) âyeti “Her kim dünyada hayır ve şerre şefaat (yardım) ederse, ona göre hissesi olduğu”nu bildirir.

Bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:

«الدَّالُّ عَلَى الخَيْرِ كَفَاعِلِهِ وَالدَّالُّ عَلَى الشَّرِّ كَفَاعِلِهِ Yani: Hayra delalet eden, o hayrı yapan gibidir. Şerre delalet eden de, o şerri bizzat işlemiş gibidir.»1

Dinî ve müsbet bir hizmet hareketinin ve bir şahs-ı manevînin (cemaatın) (Bak: Cemaat) teşekkülüne veya menfi bir cereyana sebebiyet vermenin mükâfatı veya cezası hakkında rivayetler hayli mevcuddur.

865- Ezcümle: Sünen-i İbn-i Mace, Mukaddime bölümünün 14. babı, bu mevzuya dair olup bu babın 1. hadisi şöyledir:

مَنْ سَنَّ سُنَّةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ لَهُ اَجْرُهَا وَمِثْلُ اَجْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا

لَا يَنْقُصُ مِنْ اُجُورِهِمْ شَيْئًا وَمَنْ سَنَّ سُنَّةً سَيِّئَةً فَعُمِلَ بِهَا كَانَ عَلَيْهِ

وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا لَا يَنْقُصُ مِنْ اَوْزَارِهِمْ شَيْئًا

Yani kim iyi bir çığır açar da o çığıra gidilirse, ona açtığı çığırın sevabı verileceği gibi o yolda gidenlerin sevabının bir misli de verilecek ve bu (adam), onların sevablarından bir şey eksiltmeyecektir. Kim kötü bir çığır açarsa, ona da açtığı çığırın günahı yükletileceği gibi o yolda gidenlerin günahlarının birkatı da yükletilecek ve bu (adam), onların günahlarını eksiltmeyecektir.»

866- Bu babdaki izah kısmının bir parağrafında şöyle deniliyor:

«Müslim’in şarihi Nevevi: “Bu hadisler, iyi işleri yapıp güzel çığır açmanın müstehab olduğunu ve kötü işler yapıp fena çığır açmanın da yasak ve haram olduğunu açıkça belirtmektedir. Keza iyi bir çığır açan kimsenin, kıyamet gününe kadar o çığırda yürüyen bütün insanların kazanacakları sevabın bir mislini alacağını ve kötü bir çığır açan kişinin de, kıyamet gününe kadar o yolda giden bütün insanların boyladıkları günahların bir katını sırtlayacağını sarahaten bildiriyor. Keza hidayete çağıran adam, kendisine uyan insanların elde ettikleri sevabın bir mislini kazanır. Dalalete davet eden şahıs da, kendisine uyan insanların yüklendikleri günahların bir katını yüklenmiş olur. Kişi kılavuzluk ettiği hidayet veya dalalet yolu ister daha önce açılmış olsun ister ilk olarak o kişinin tarafından açılmış olsun farketmez. Kişi, ettiği kılavuzluk dolayısı ile büyük sevab veya büyük günah almış olur.

Hadislerde bahsedilen çığır açma veya kılavuzluk etme mes’elesi, muayyen bir sahaya mahsus değildir. Bu durum iman, ibadet, ahlâk, eğitim, öğretim vesair alanlarda da olabilir.» (İbn-i Mace 1. cild sh: 366) (Bak: Mesuliyet ve 1574.p.) (Menfi dua-yı fiilînin mes’uliyeti, bak: 704-707. p.lar)

 

1 H.G. hadis: 17 ve K.H. hadis: 669

Yukarı Çık