1094- HACER-ÜL ESVED حجرالأسود : (El-Hacer-ül Esved) Kâbe’de bulunan meşhur siyah taş. Rengi siyah olduğundan “Esved” denmektedir.

İslâm Ansiklopedisine göre: Kâbe’nin şark köşesinde olup, yerden bir buçuk metre yükseklikte, kapıya yakın bir yerde yerleştirilmiş, üç büyük ve bir kaç tane de küçük parçadan müteşekkil ve gümüş bir halka ile çevrili ve bir adı da “El Ruh-ul Esved” denilen taştır.

“Rivayetlere göre, semavî bir taş olup, Hz. İbrahim Aleyhisselâm’a Cebrail Aleyhisselâm tarafından getirildi. Daha evvel Ebu Kubeys Dağı’nda muhafaza ediliyordu.

Hz. Ömer Radıyallahü Anhu, Hacer-i Esvet’e yaklaşıp öpmüş ve demiştir ki; “Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve menfaatı olmayan bir taş parçasısın. Eğer Resul-i Ekrem aleyhissalatü Vesselâm seni takbil ettiğini görmese idim, asla seni takbil etmezdim.” (S.B.M.791. hadis meali ve S.M. 15. Kitab-ül Hac, 41. bab)

S.B.M. 798. hadisi de Resulullah’ın Hacer-ül Esved’i tavaf etmesini kaydeder. İbn-i Mace 25. Kitab-ül Hac, 27,28. babları, Hacer-ül Esved hakkındadır.

1095- Cenab-ı Hak imtihan sırrının hikmetiyle bazan imtihan edeceği ferdi veya nev’ namına ferdi, itaat etmekten çekineceği bir şeye hürmet etmesini emreder. Ta ki o zat, kendine mi yoksa Hakk’ın emrine mi bağlı olduğu zâhir olsun. İşte Hz. Âdem’e secde teklifinde melaike, o emir sahibi namına secde etmesi, şeytan ise tekebbürle emri dinlemeyip imtihanı kaybetmesi gibi; camid bir taş olan Hacer-ül Esved’e de kâmil bir varlık olan insan hürmet etmek istemeyip tekebbür etmesi için zahirî sebeb varken, Hakk’a bağlı olan insan emr-i İlahî için ve emir sahibine bağlılığının iktizası olarak bu hürmet emrini dinler ve mana-yı harfi ile hürmeten takbil ve istilam eder.

Evet hürmet ve muhabbet iki suretledir: Biri, mana-yı harfi denen Hak namına ve Hakk’ın emri için, diğeri mana-yı ismî tabir edilen, o şeyin zatına ve şahsı için yapılan hürmettir. Birincisi ibadet, ikinci ise dalalettir ki, ehl-i şirk olan putperestlerin putlara hürmeti, böyle bir dalalettir. (Bak: Endad)

“Ehl-i İslâm’ın Hacer-ül Esved’i istilamı, bir milletin kendi bayrağını selâmlaması gibidir. Herkes bilir ki sancağı selâmlamak, bir sırığa takılmış bir kumaş parçasına değil, onun ait olduğu millet ve hükümete ihtiram göstermek demektir. işte Hacer-ü Esved de Cenab-ı Rububiyet’in şiarı ve saltanat-ı İlahiyenin tarz-ı kurbiyyet medarı olduğu için onun istilamı, selâmlayanların atabe-i uluhiyete ta’zim ve ihtiramıdır. Şu suretle de temsil edilebilir ki:

Bir hadis-i şerifte “Allah ile müsafaha etmek isteyen Hacer-ül Esved’i istilam eylesin” teşbihi irad edildiği mervidir.” (Müslümanlıkta ibadet Tarihi, Tahir-ül Mevlevî, 2. baskı sh: 165)

Bir atıf notu:

-Hacer-ül Esved’i takbil veya istilam, Allah ve Resulü ile bir nevi biat manasına gelir, bak: 1086/1.p.

Yukarı Çık