2266- MECELLE مجلّه : Aslında hikmet yazılı sahife olup, bazı lügat mütehassıslarına göre, bu kelime her kitab için de kullanılabilir. Hususi manada Mecelle, Osmanlı imparatorluğunda 1868 tarihinden 1926 tarihine kadar, Medeni Kanun olarak mer’î bulunan ve “Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye”  adını taşıyan kanuna denilir. Mecelle, İslâm Hukuku’nun ilk kanunlaştırılmış olan bir kısmıdır.

Sadrazam Ali Paşa’nın layihasından da anlaşıldığı üzere Fransız Medeni Kanunu’nun kabulü takarrür etmiş iken, Cevdet Paşa’nın gayreti ile, fıkha dayanan bu kanun kabul olunmuştur. İslâm Hukuk âlimlerinin re’y ve içtihadlarının bir araya toplanması için, bu tarihe kadar İslâm âleminde büyük bir teşebbüs yapılmamış idi.

Mecelle, “def-i mefasidin celb-i menafi’den evla” olduğu temeli ile ahlâka dayanmakta ve “celb-i menafi’in def-i mefaside tekaddümü”ne istinad eden ve menfaati esas tutan Garp Hukuku’ndan ayrılmaktadır.

2267- ...Mecelle’nin muhtelif kitabları başka başka zamanlarda, ayrı ayrı neşredilip, yürürlüğe konulmuştur. Mukaddimesi ile Bey’ bahsini ihtiva eden ilk kitabı 1870’de ve 16. ve sonuncu kitabı olan Kaza ise, 1877’de neşredilmiştir. Mecelle, medeni kanun vazifesini görmüş olmakla beraber,  medeni hukukun bütün hükümlerini ihtiva etmediğinden, diğer Avrupa medeni kanunlarına benzemez. 1851 madde olan bu eser, bir mukaddeme ile 16 kitabdan mürekkeptir. Bunlar sırası ile, Bey’, İcare, Kefalet, Havale, Rehin, Emanat, Hibe, Gisp, Hacir, İkrah, Şüf’a, Şirket, Vekalet, Sulh ve ibra, İkrar, Dava, Beyyine ve Kaza kitaplarından ibarettir.

Mecelle’nin muhtelif kitaplarında ve muhtelif akidler vesilesi ile koyduğu hükümlerde daima kendi adalet ve hakkaniyet ölçüsü dahilinde bir müvazene kurmak ve haksız bir menfaat te’minine yer vermemek temayülü sezilir. Aynı zamanda her meseleyi teferruatına kadar tanzim ederek, ihtilaf-lara, indî ve keyfî olabilecek takdirlere yer bırakmaz ve netice itibarı ile hâkimlere pek az takdir hakkı tanır. İşte bu yüzden, Mecelle’de Garp medeni kanunlarında görülmeyen teferruata ait hükümler vardır ve bunlar tefsirî mahiyette olmayıp, âmir hükümlerdir.

2268- ...Cemiyeti teşkil eden zevatın beraberce çalışmaları mahsulü olan Mecelle’yi, Cevdet Paşa tarafından te’lif edilmiş bir eser olarak göstermek doğru değildir. Cevdet Paşa’nın meseleleri toplayıp tertiplemede, tercüme ve tahrirde, kitapları bablara bölme ve sırayı tayin ve tertipte, hatta tab’, tashih ve neşirde büyük himmeti geçmiştir. Mecelle, muhtelif yabancı dillere de tercüme edilmiştir.

Mecelle 1926 senesinde İsviçre kanunlarından iktibas edilen Medeni Kanun ile Borçlar Kanunu’nun kabulüne kadar, Türkiye’de yürürlükte kalmıştır. (İslâm Ansiklopedisi’nden) (Bak: Şeriat)

Yukarı Çık