2954- ÖRF عرف : İnsanlar arasında güzel görülmüş, red ve inkâr edilmeyip mükerreren yapılagelmiş olan şeydir. Bu kelime; ihsan, ma’ruf, cûd, seha, bezl ve ata olunan, atiyye, tanımak, bilmek, biliş, ikrar eylemek, arka arkaya tetebbu ve tevali etmek, Allah (C.C.) tarafından ulülemre ve Sultana tevdi’ olunan hüküm, müstahsen, yani Hazret-i Peygamber’in (A.S.M.) iyi gördüğü şeyler, gibi manalara gelir. *Fık: Şer’an ve şeriata bağlı akl-ı selim sahiplerince müstahsen olup münker olmayan şey demektir. Örf, eğer şeriate muhalif olursa, gayr-ı meşru olur. Onunla amel edilmez ve onun izalesi lâzım gelir. (Bak: An’ane)

2955- Kur’an (7:199) âyetinde geçen “ma’ruf” tabiri hakkında şu bilgi veriliyor:

“Örf, ârife, ma’ruf; كُلِّ اَمْرٍ عُرِفَ اَنَّهُ لَابُدَّ مِنَ الْاِ تْيَانِ فَاَنَّ وُجُودَهُ خَيْرٌ مِنْ عَدَمِهِ

Ta’bir-i âherle: فِعْلٌ جَمِيلٌ مُسْتَحْسَنٌ demektir..

Örf مَايَتَعَارَفُهُ النَّاسُ diye de tarif edilir ki; nâsın te’aruf eder, ya’ni yekdiğerine karşı tatbikini mütekabilen tanır, hüsn-ü telakki eder, vücubunu veya cevazını, lüzumunu veya hüsnünü i’tiraf eyler, ürküp böyle şey mi olur, diye redd ü inkâra kalkışmaz oldukları şey demektir.

Burada şu iki nokta-i mühimmeden gaflet etmemek iktiza eder.

Birincisi: Örf ile emretmek demek, “her örf, her ma’ruf me’murun bihtir, emredilmesi vacibdir” demek değildir. Yani her emir bir ma’ruftur. Fakat her ma’ruf me’murun bih değildir. İkincisi: Nâs beyninde şayi olmuş iyi kötü herşey, her âdet örf demek değildir. Cehalet ve dalalet veya cebr ü idlal ile şayi olmuş, alışılmış birtakım kötü âdetler vardir ki, haddizatında batıl ve çirkin ve nehy ü ibtal olunması lâzım münkerattandır. Ve hatta bunların bir çoğu sahiblerinin nazarında bile münkerdir. Kendi nefislerine tatbikini hoşlanmaz, inkâr ederler.

Yukarıdan beri Kur’anda zikr ü beyan edilegeldiği üzere kâfirlerde, fâsıklarda, zalimlerde, âdet olmuş daha nice seyyiat ve hepsinin başında şirk ve küfür âdeti vardır ki; Peygamber bunlara emre değil nehy ü ibtali için mücahedeye me’mur buyurulmuştur.” (E.T. 2357)

Yukarı Çık