2941/1- OSMAN GAZİ عثمان غازى : (Mi. 1258-1326): Kurucusu sayıldığı için ismine izafeten Osmanlı Devleti adı verilen Türk-İslâm  devletinin ilk padişahıdır. Gerçekte Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihi olarak belli bir tarih vermek hususunda tarihçiler müttefik değildir. Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi, Oğuz Türklerinden 24 boydan biri olan Kayı Boyu’na mensup bir aşiret reisi (beyi) idi. Bu aşirete Türkiye Selçuklu Sultanı I.Alâeddin’in emriyle Batı Anadolu’da Bizans sınır bölgesinde Söğüt ve Domaniç havalisinde bir bölge “yurt” olarak verilmişti. Ertuğrul Gazi, diğer Türkmen Beyleri gibi Bizans’a karşı gazalara katılarak yurdunu genişletmiş ve 1280 yıllarında 90 yaşlarında vefat ettiği zaman oğlu Osman Bey’e 4800 km2 civarında bir toprak bırakmıştı.

Ertuğrul Gazi’nin vefatında yerine kardeşi Dündar Bey geçmek arzusunda idi. Ancak Ertuğrul’un oğullarının küçüğü Osman Bey, cesareti, mertliği ve ahlâkî meziyetleri ile Kayı Boyu’na Bey olacak kudret ve vasıfta görüldü. Osman Bey, beyliğe getirildiğinde henüz 23 yaşlarında idi. Osman Gazi, meşhur Şeyh Edebali’ye de damat olmuştu.

Osman Bey’in bir kabile reisliğinden cihana hâkim olacak güçlü bir devlet kurucusu olmasındaki sır; kemiyete değil, keyfiyete ehemmiyet vermesinde idi. Osman Bey’e bağlı kuvvetlerin kemiyetçe azlığı, büyük bir keyfiyet üstünlüğü ile geniş şekilde telafi ediliyordu. Osman Bey’in çevresindeki gaziler ve dervişlerin arasında hainlere, korkaklara, bencillere yer yoktu. Muti, sadık, vefakâr, yiğit olan kabiliyetler bu cemaatte yer alabilirdi. Bu keyfiyet üstünlüğü, Osmanlı Devleti’nin yükseliş asırlarında da korunmuştu.

Osman Bey, Bizans tekfurları ile yaptığı müteaddid savaşlarda üstün başarılar kazanarak beyliğinin sınırlarını genişletti. İnegöl Rum tekfuru Nikola ile 1287 tarihinde yaptığı Domaniç Meydan Muharebesi’ni kazanarak Hendek’i aldı ve Karadeniz’e 20 km. kadar yaklaştı. 1288’de Anadolu Selçuklu Sultanı II. Mes’ud Eskişehir’i Osman Gazi’ye verdi. Burada Selçuklu Sultanı’nın ardından Osman Gazi adına hutbe okundu. Osman Gazi Bilecik ve kuzeyindeki Yarhisar’ı da fethederek beyliğine kattı (1299). Aynı yıl İnegöl’ü aldı. Bunun üzerine rivayete göre Osman Bey, beylik merkezini Söğüt’ten Bilecik’e nakletmiştir. Bizans Ordusu’nu dağıtması, onun şöhretini bir anda Anadolu’ya yaydı. 27 Temmuz 1302’de Bursa Tekfuru’nun kumandasındaki Bizans Ordusu’nu da bozguna uğrattı. Bir müddet sonra Osmanlılar Ulubat Gölü’nün güney kıyılarına hâkim oldular. 1315’de Bursa ablukaya alınmaya başlandı. Abluka onbir yıl kadar sürdü. Osmanlılarda kale düşürecek muhasara silahları yoktu. Bu sebeple muhasara uzun sürdü ve şehrin alınması gecikti. Bu arada Osman Gazi 1321’de Mudanya’yı alıp ilk defa Marmara’ya ulaştı. Böylece deniz yolu ile Bursa’ya yapılan yardım yolunu kesmiş oluyordu.

Osman Gazi 1324 yıllarında Bursa muhasarası devam ederken hastalandı. İdareyi oğlu Orhan Bey’e bıraktı. Osman Gazi 1326’da Bursa’nın fethi sırasında vefat etmiştir. Rivayete göre Osman Gazi Söğüt’te ölüp vasiyeti mucibince cenazesi Bursa’ya getirilmiş ve buradaki türbesine defnedilmiştir. Türbesi bugün “Gümüşlü Künbet” denilen yerdedir. (Allah c.c. rahmet eylesin.)

Bursa 6 Nisan 1326’da feth olunarak Osmanlı Beyliği’nin merkezi olmuştur.

Son yıpalan araştırmalara göre ilk Osmanlı parasını bastıran da Osman Bey’dir. Osman Gazi vefat ettiğinde Osmanlı Beyliği’nin genişliği 16.000 km2 civarına ulaşmış bulunuyordu. Sağlam temeller üzerine kurulan bu devlet, kısa zamanda üç kıt’aya yayılarak çağının en büyük İmparatorluğu haline gelmiştir. (Büyük Türkiye Tarihi ve Büyük İslâm Tarihi’nden telhis)

Yukarı Çık