3822- TEVBE توبه : (Tövbe) Yaptığı fenalığa pişman olmak, Allah’dan afv dilemek. Bir daha işlememeye azmetmek. Estağfirullah deyip, pişmanlık duymak. (Bak: Afv, Günah, İstiğfar)

3823- Tevbenin makbuliyeti, günahlara karşı kalben ciddi nedamet duyup bilfiil ıslah-ı hal etmek gayretinde olmakladır. Kur’an müteaddid âyetlerde bu manada ikazlarda bulunur. Yoksa işlediği günahlara karşı vicdanında bir üzüntü ve nedamet duymadığı halde sadece ağızdan ve âdet olarak yapılan tevbenin makbuliyet ve ciddiyeti zayıftır. Ezcümle:

3824- Elmalılı Hamdi Efendi (2:37) âyetinin izahında, günaha ısrar etmemek ve tevbenin manası hususunda şöyle der:

«Tevbe esasen rücu’ etmek, asl-ı sabıka dönmek demektir.  Binaenaleyh kula nisbet edildiği zaman, arazî olan günah halini bırakıp aslî olan salah haline dönmek demek olur. Allah’a nisbet edildiği zaman da, talî olan nazar-ı gadabdan, aslî olan nazar-ı rahmete dönmek manasını ifade eder. Bunun için tevbenin mana-yı şer’îsi, kulun günahını itiraf ve ondan nedamet edip bir daha yapmamaya azmeylemesi, Allah’ın da bu tevbeyi kabul ile, günahı mağfiret etmesi diye tefsir olunur.» (E.T.326)

Bir hadiste şöyle buyuruluyor:

  مَنْ سَرَّتْهُ حَسَنَتُهُ وَسَائَتْهُ سَيِّئَتُهُ فَذَالِكُمْ الْمُؤْمِنُ

“Kim yaptığı hasene ona sürur verirse ve işlediği seyyie de müteessir ederse, işte hakiki mü’min odur.» (T.T. 5.ci., 935. hadis) (Bak: 509/5, 1076.p.lar)

Atıf notu:

-Tevbe meyelan-ı şerri keser, bak: 1908.p.

Yukarı Çık