DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

VAKAR

تَعَلَّمُوا الْعِلْمَ وَتَعَلَّمُوا لِلْعِلْمِ السَّكِينَةَ وَالْوَقَارَ وَتَوَاضُوا لِمَنْ تُعَلِّمُونَ مِنْهُ

“İlmi öğreniniz. Onunla birlikte sekinet ve vakarı da öğreniniz. ilim öğrendiğiniz zata karşı da saygılı olun.”

وَقِّرُوا مَنْ تَعَلَّمُونَ مِنْهُ الْعِلْمَ وَوَقِّرُوا مَنْ تَعَلَّمُونَهُ الْعِلْمَ

“Kendisinden ilim öğrendiklerinize hürmet edin. Kendisine ilim öğrettiklerinize de ikram edin ve vakar gösterin.” (R.E. sayfa: 460 ve H.G. 481 hadis)

Evet, çocuklara ikramlı ve vakarlı davranmak, lisan-ı hal ile hürmet ve vakar dersini göstermek demektir ki; en müessir bir derstir.

Evet ciddiyet, bir dava adamının bütün meziyetlerinin istinad ettiği temel vasfıdır. Bu hakikatı Bediüzzaman Hazretleri şöyle anlatır:

«Ahlâk-ı âliyeyi ve yüksek huyları hakikata yapıştıran ve o ahlâkı daima yaşattıran, ciddiyet ile sıdktır. Eğer sıdk kalkıp araya kizb girerse, rüzgarlara oyuncak olan yapraklar gibi, o adam da insanlara oyuncak olur.» (İ:107)

«Evet şu rabıta olan sıdk ve ciddiyet kesildiği anda, o ahlâk-ı âliye kurur ve hebaen gidiyor.» (Mu. 130)

Bir rivayette de mealen şöyle buyuruluyor: Birr «(iyilik), (elbise ve kiyafet güzelliği değil) velâkin birr, Sekinet ve Vakar olup, hafif-meşreb olmamaktır.» (R.E.shfa:362)

Maneviyat sahasında bulunan bir hizmet ehlinin takva ve ciddiyeti başkalarına da in'ikas eder; hizmet-i diniyenin kudsiyetini korur. Hizmet ehli için lâzım olan, vicdan-ı ammenin itimad ve güvenini te'min eder, gayr-ı ciddiliği ve lâübalilikleri önler, manevi kemalâtın yolunu açar. Mezkûr evsafta mütesanid bir hizmet cemaatının varlığı, âlem-i İslâm ve bilhassa avam tabakasının manevi bir istinad merkezi olur.

Evet böyle bir hizmet cemaatı, bu fesad ve fitne zamanında, Âl-i Beyt'in âlem-i İslâmda manevi merkeziyet vazifesini hâmildir. Elbette ki böyle kudsi bir vazifede vazifedar olan, o vazifeye lâyık olmalı ve olmaya ciddi çalışmalıdır.

Bu fedakârların hayatları ve lisan-ı halleri, bilhassa yeni gençler için bir örnek ve erişilmesi istenen bir nokta-i kemal olur. Hem yeni fedakârların yetişmesine en elzem zemini teşkil eder. Nazarları dünyaya ve makamata çevrilen ve asrın fitne ve fesadı içine itilen gencin fedakâr, müttaki, İslâmî hayat ve vicdaniyata sahib bir hizmet ehli olması ihtimali zayıftır. O halde mezkûr evsafta bir cemaat-ı mümtazenin varlığı elzemdir. Aksi halde kudsi vazifeler payimal olur. (İslâm Prensipleri Ansiklopedisi)

 

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık