DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

HADİSAT-I HAZIRAYA DA BAKAN BAZI İŞARETLER

«Ehemmiyetli bir endişe ve bir teselli kalbime geliyor ki:

Bu geniş boğuşmaların neticesinde eski harb-i umumîden çıkan zarardan daha büyük bir zarar, medeniyetin istinadı, menbaı olan Avrupa’da deccalâne bir vahşet doğurmasıdır. Bu endişeyi teselliye medar; Âlem-i İslâm’ın tam intibahıyla ve Yeni Dünyanın, Hristiyanın hakiki dinini düstur-u hareket ittihaz etmesiyle ve Âlem-i İslâmla ittifak etmesi ve İncil, Kur’ana ittihad edip tabi olması, o dehşetli gelecek iki cereyana karşı semavî bir muavenetle dayanıp inşâallah galebe eder.» (E:58)

Bu kısım, 1947’lerde yazılmış olduğundan, verdiği haber manidar düşmüştür.

Ebu Davud’un naklettiği bir hadîs meâli şöyledir: «(Her asırda) ümmetimden bir topluluk kendilerine düşmanlık edenlere karşı üstünlük sağlıyarak hak uğrunda savaşmaya devam edeceklerdir. Nihayet onların en sonuncusu (olan topluluk) da mesih deccali öldürecektir.» (Sünen-i Ebudavud 2484. hadîs)

Hadîsin sonunda beyan olunan o taifenin sonuncusu hakkında şu izah verilmiştir: «Metinde kendilerinden, “En sonuncu topluluk” diye bahsedilen ve mesih deccali öldürecekleri ifade buyurulan topluluktan maksad, Hz. Mehdi ile İsa A.S. ve onların tâbileridir.» Aynı bahiste mesih kelimesi hakkında izah vardır.

“Âhirzamanda Hazret-i İsa Aleyhisselâm Deccal’ı öldürdükten sonra, insanlar ekseriyetle din-i hakka girerler. Halbuki rivayetlerde gelmiştir ki: “Yeryüzünde Allah Allah diyenler bulundukça kıyamet kopmaz. Böyle umumiyetle imana geldikten sonra nasıl umumiyetle küfre giderler?

Elcevab: Hadis-i Sahihde rivayet edilen. “Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın geleceğini ve Şeriat-ı İslâmiye ile amel edeceğini, Deccal’ı öldüreceğini” imanı zaif olanlar istib’ad ediyorlar. Onun hakikatı izah edilse, hiç istib’ad yeri kalmaz. Şöyle ki:

“O hadisin ve Süfyan ve Mehdi hakkındaki hadislerin ifade ettikleri mana budur ki: Âhirzamanda dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak:

Birisi Nifak perdesi altında risale-i Ahmediyeyi (A.S.M.) inkâr edecek Süfyan namında müdhiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, Şeriat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır. Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevî’nin silsile-i nuranîsine bağlanan, ehl-i velayet ve ehl-i kemalin başına geçecek Âl-i Beyt’ten Muhammed Mehdi isminde bir zat-ı nuranî o Süfyan’ın şahs-ı manevîsi olan cereyan-ı münafıkaneyi öldürüp dağıtacaktır.” M:56

Tac’dan nakledilen yukarıdaki 988. hadis meali şöyledir:   

 “Cehcah adındaki bir adam idareyi ele alıncaya kadar günler ve geceler (Süfyan’ın devre-i istibdadları ve dalalet karanlıkları) gitmiyecektir. (Müslim, Tirmizi) Tirmizi’nin lafzı şöyledir: “Mevali’den Cehcah dedikleri bir adam idareyi ele alıncaya kadar gece ve gündüz gitmiyecektir.”

....Bu hadiste geçen Mevali: Mevlanın cem’idir... Bilindiği gibi Arablar kendilerinden olmayanlara mevali derler. Bu husus tarih kitablarında da görülebilir. Bu itibarla İslâmiyeti te’yid ve takviye edeceği haber verilen toplumun, Arablardan başka bir millet olması ihtimali vardır...” (İbn-i mace, ci: 10, sh:354-356)

Yine dinsizlik cereyanına karşı çıkacak cereyan hakkında İbn-i Mace’nin 4090. hadisi de şöyle:

وَقَعَتِ الْمَلاَحِمُ بَعَثَ اللّٰهُ بَعْثًا مِنَ الْمَوَالِى هُمُ اْلاَكْرَمُ الْعَرَبِ اِذَا فَرَسًا وَاَجْوَدُهُ سِلاَحًا يُئَيِّدُ اللّٰهُ بِهِمُ الدِّينَ

“Yani: Melahim (çatışmalar-savaşlar) vuku bulduğu zaman, Allah mevaliden öyle bir ordu gönderecek ki atlar (ının cinsi) bakımından Arabların en kıymetlisi ve silah yönünden en iyisi olup, Allah İslâm dinini onlarla te’yid (takviye) edecektir.”

Yani üstün harb tekniğine sahib bir devletin, süfyaniyet cereyanına karşı çıkacağına işarî bir ihbar olabilir.

“Sonra bugün namazda ve tesbihatında iken, manevî tarzda denildi ki: Küre-i Arz'da çarpışan, mücadele eden cereyanlardan her halde birisi İslâmiyete ve Kur'ana ve Risale-i Nur'a ve mesleğimize tarafdar olacak;……”

Kur'an lehine hizmet edeceği o cereyanın harekâtını fikren takib etmekle meşgul olmak münasib olmadığı için; nefis de, akıl ve kalbe tâbi' olup merakını bırakmış diye anladım.” K:150

Bu kısımda da Amerika’nın müsbet kısmına işaret olabilir.

Mütecaviz dinsizliğe karşı İslâm Hristiyan ittifakı, asrımızın ehemmiyetli meselelerinden biri olmuştur. Bununla alâkadar olarak manidar bir hadiste şöyle buyruluyor:

سَتُصَالِحُونَ الرُّومَ صُلْحًا آمِنًا فَتَغْزُونَ أَنْتُمْ وَهُمْ عَدُوًّا مِنْ وَرَائِكُمْ فَتُنْصَرُونَ وَتَغْنَمُونَ وَتَسْلَمُونَ

İstikbalde Rum ile emniyeti te’min eden bir sulh akdedeceksiniz ve birlikte ikinize de muhalif olan bir düşmana karşı savaşacaksınız.»1 (Bak: 2305/1.p.)

Bu hadis-i şerif, beynelmilel dinsizlik ve anarşiliğe karşı, İslâm-Hristiyan ittifakını haber verirken, metindeki صُلْحًا آمِنًا  ifadesi, umumi huzur ve asayişi ciddi ihlal eden anarşizmden zımnen haber verir. Çünki mana-yı muhalifi ile anlaşılıyor ki; anarşizmin şiddetinden umumi emniyetin iadesine şiddetli ihtiyaç doğacak... yani, “emniyet sulhu”, emniyeti temin edebilmek için gereken kuvvete sahib olmak, ancak İslâm-Hristiyan ittifakıyla mümkün olacak, diye işaret eder.

Keza aşağıdaki parçalar dahi bu hadis-i şerifin mana külliyetinden asrımıza bakan vechiyle alâkalı izahlardır. Şöyle ki:

«Şimdi ehl-i iman, değil müslüman kardeşleriyle, belki Hristiyanın dindar ruhanileriyle ittifak etmek ve medar-ı ihtilaf mes’eleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Çünki küfr-ü mutlak hücum ediyor.» (E: 206)

«Hatta hadis-i sahihle âhirzamanda İsevîlerin hakiki dindarları, ehl-i Kur’anla ittifak edip müşterek düşmanları olan zendekaya karşı dayanacakları gibi, şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimi ittifak etmek, belki Hristiyanların hakiki dindar ruhanileri ile dahi medar-ı ihtilaf noktaları, muvakkaten medar-ı mü-nakaşa ve niza etmiyerek müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar.» (L.151)

 

1 Tac Tercemesi cilt: 4 hadis: 960; İbn-i mace 4089; Ebu Davud cihad: 156 ve melahim: 2; İbn-i Hanbel 4/91, 5/372, 9/40,65

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık