DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

KİLİSEDE KONFERANS

Aziz   Kardeşim,

Mektubuna  tafsilatlı  cevap  vermediğime  müteessirim. Fakat  Almanya’daki  bazı  müjdeli  haberleri   size  yazmakla  müferrah  oluyorum. Siz de  bazı  arkadaşlara  bildirseniz  sevinirler.

1981  senesinin  Şubat  ayı  içinde  405.  Mönchengladbach  (Mönşengladbah)  kilisesinde  İslâmiyet  hakkında  konferans  verileceği, haftalık şehir gazetesi (Stadt Panaromada) ilan edildi. Konferans günü Müslüman cemiyetlerden 10 mümessil, 50 kadar papaz ve rahibeler ve bir miktar Almanlar konferansa geldiler. Konferansı, baş papazın nezareti altında, kilisenin ilmi araştırma uzmanı veriyordu. Konferansta aldığımız notlar şöyledir:

Kilise ilmi araştırma uzmanı önce, İslam kelimesinin manasını; sonra Hira dağında ilk vahyin gelişini ve o devrede Arabistan’ın cehalet durumunu; daha sonra hicret hadisesini izah etti. Devamında Muhammed (ASM) insanlığa hayatiyle örnek olduğunu ve insan fıtratının İslamiyete uygunluğunu: bu sebeple İslâmiyetin fıtri bir din olduğunu; ve İslâmiyetin kısa zamanda dünyaya yayıldığını anlattı. Ayetlerin ihtiyaçlara göre zaman zaman geldiğini, İslâmiyetin en mühim bir hayat anlayışı getirdiğini ve bütün mukaddes kitaplar tahrif edildiği halde Kur’anın hiç bir şekilde değişmeyip aslını muhafaza ettiğini beyan eden konferansçıya, bir dinleyici tarafından bunun ispatı soruldu. Konferansçı cevabında: “İspanya’da ki bir Kur’an ile diğer memleketlerdeki en eski Kur’anlara kadar bakınız hepside aynıdır cevabında bulundu. Ve bu şekilde Kur’an kıyamete kadar asliyetini muhafaza edeceğini; ve Hristiyanlık  ve İslam aleminin birleşmesi ve gerçek İslamiyetin yaşanması ile Ateizm yani inkarcılığın yıkılacağını bildirdi.

Dünyada altıyüz milyon müslüman olduğunu ve ağırlık merkezinin Türkiye’de bulunduğunu  söyleyen konferansçı uzmana, insanlar için en faydalı dinin hangisi olduğu soruldu. Elbette İslamiyettir, diye cevap veren konferansçı bazı avam Almanların tedirginliğini hissetmesi  üzerine, diğer dinlerinde faydalı olabileceğini sözlerine ilave edip, konferansımız İslamiyet  hakkındadır, diğer dinlerden sonra bahsedilecektir diyerek  suküneti  temin etti.

Komünizm karşısına ancak İslamiyetle çıkılabileceğini anlatan konferansçıya, komünizm ile  İslamiyet arasındaki fark soruldu. Cevabında: Komünizm ateistliktir, dedi. Bu arada bir  Alman, Muhammed (ASM) neden çok evlendi diye sordu. Uzman bu sualin cevabını, müslüman dinleyicilere havale etti. Bunun üzerine bir öğretmen kardeşimiz, Risale-i Nur’da  Yedinci mektuptan öğrendiklerini anlattı.

Konuşma sonunda mikrofonu kilise başpapazı aldı ve: Konferansa iştirak eden Hristiyan  ve  Müslüman Kardeşlerimize çok teşekkür ederiz, diyerek konuşmayı kapattı.

Diğer bir haberde şöyle:

(Papa  2.  Johannes Paul’un yabancı gruplara Mainz şehrinde Domplatzda 17 Kasım 1980’de  yaptığı  konuşma)

Bu  devletteki  misafirlerin  hepsi  Hristiyan  değildir, bunların  büyük  bir  kısmı İslamdırlar, hayır  duam  sizler  içinde  olsun. İçinizde  bulunan  Allah  inancını  temiz  kalplerinizde  taşıyıp  bu  yabancı  ülkeye  getirdiniz, Allah’ı  yaratıcı  olarak  tanıyor  ve  ona  ibadet  ediyorsunuz. İşte  sizler  de  Hazret-i  İbrahim  zamanından  beri  süregelen  gerçek  Allah  yolundan  giden  hacı  kafilesinden  sayılırsınız. İbadetlerinizi  nerede  olursa  olsun  çekinmemeksizin  yerine  getirmeniz  karşısında  büyük  saygı  duyuyoruz  ve  siz, biz  Hristiyanlara  birer  örnek  oluyorsunuz. Dininizi  yabancı  yerlerde  de  sevin. hiçbir  kimsenin  inancınızı  sizlerden  almasına,  politik  veya  şahsi  yararlar  çıkarına  alet  etmesine  meydan  vermeyin.

İşte  Bediüzzaman  Hazretlerinin  seneler  öncesi  haber  verdiği; İslam  ve  İsevi  İttifakı  neticesinde  dinsizlik  cereyanı  yıkılacaktır  müjdesinin  emarelerinden  Avrupa  Amerika’da  böyle  hadiseler  olgunlaşmaktadır.

Şu  halde  biz, siyaset  meraklarına  kapılmadan  ve  keyfiyeti  esas  alarak  ihlas  ve  sadakat  ile  daire-i  Nur’da  kanaat  etsek, Rahmet-i  İlahiye  geniş  dairede  böyle  inkişafları  ihsan  edecektir.

Bu  münasebetle  Risale-i  Nur’da  bildirilen  böyle  haber  ve  müjdelerden  birkaç  parça  dercediyoruz.

“..Nev-i  beşer  bütün  bütün  aklını  kaybetmezse  ve  maddi  ve  manevi  bir  kıyamet  başlarında  kopmazsa; İsveç, Norveç, Finlandiya  ve  İngiltere’nin  Kur’anın  kabülüne  çalışan  meşhur  hatipleri  ve  din-i  hakkı arayan  Amerika’nın  çok  ehemmiyetli  dini  cemiyeti  gibi  ruy-i  zeminin  kıt’aları  ve  hükümetleri  Kur’anı  Mu’ciz-ül  beyanı  arayacaklar  ve  hakikatlerini  anladıktan  sonra  bütün  ruh u  canlariyle  sarılacaktır.”

“..Hatta  hadis-i  sahihle  ahirzamanda  İsevilerin   hakiki  dindarları  ehl-i  Kur’an  ile  ittifak  edip, müşterek  düşmanları  olan  zendekaya  karşı  dayanacakları  gibi; şu  zamanda  dahi  ehl-i  diyanet  ve  ehl-i  hakikat  değil  yalnız  dindaşı  meslekdaşı  kardeşi  olanlarla  samimi  ittfak  etmek, belki  Hristiyanların  hakiki  dindar  ruhanileriyle  dahi  medar-ı  ihtilaf  noktaları  muvakkaten  medar-ı  münakaşa  ve  niza  etmeyerek  müşterek  düşmanları  olan  mütecaviz  dinsizlere karşı  ittifaka  muhtaçtırlar...”

“Hem  Selahaddin  asa-yı  Musa’yı  Amerikalıya  vermesi  münasebeti  ile  deriz:

Misyonerler  ve  Hristiyan  ruhanileri  hem  nurcular  çok  dikkat  etmeleri  elzemdir. Çünkü, herhalde  şimal  cereyanı; İslam  ve  İslevi  dininin  hucümuna  karşı  kendini  müdafaa  etmek  fikriyle  İslam  ve  misyonerlerin  ittifaklarını  bozmaya  çalışacak. Tabaka-i  avama  müsaadekar  ve  vücub-u  zekat  ve  hurmet-i  riba  ile, burjuvaları  avamın  yardımına  davet  etmesi  ve  zülumden  çekmesi  cihetinde  Müslamanları  aldatıp, onlara  bir  imtiyaz  verip, bir  kısmını  kendi  tarafına  çekebilir.”

“Hem alem-i insaniyette  inkar-ı  Uluhiyet  niyetiyle  ve  mukaddesat-ı  başeriyeyi  zir ü  zeber eden  deccal  komitesini  Hazreti  İsa  Aleyhisselamın  din-i  hakikisini, İslamiyetin  hakikatiyle  birleştirmeye  çalışan hamiyetkâr  ve  fedakâr  bir  İsevi cemaatı namı altında ve  “Müslüman İsevileri”  ünvanına layık bir cemiyet, o deccal komitesini Hazreti İsa  Aleyhisselamın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak, beşeri inkar-ı uluhiyetten  kurtaracak...”

“Evet  Risale-i  Nur’da  öyle  bir  kuvvet  vardır  ki, Avrupanın  en  muannid  feylesoflarını  dahi  teslime  mecbur  eder. Her  ruhun  bir  ihtiyacı hakikisi olan, hakiki  iman  nurunu  arayan  Hristiyan  muvahhidler  elbette  Risale-i  Nuru  görseler “Hazreti  İsa  Aleyhisselamın  veseyası  nev’inden”kabul  edip  sarılacaklardır...”

Bu  beyanlarda  görüldüğü  gibi  Bediüzzaman  Hazretleri  senelerce  önce  Kur’anın  feyziyle  maslahat-ı  umumiye yi  görüp  haber  vermiş  ve  efkar-ı  ammeyi  tenvir  etmeye  çalışmıştır.

Umuma  binler  selam. Kardeşin  Hasan

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık