A | B | C | Ç | D | E | F | G | H | I | İ | J | K | L | M | N | O | Ö | P | R | S | Ş | T | U | Ü | V | Y | Z | Rakam
  • dâ-üs sıla L:247 p.3 (Bk: gurbet, memleket, sıla-i rahm, vatan)
  • daavat-ı insaniye Ş:211 p.2 (Bk: dua)
  • dağ (Bk: cebel, cibal, Himalaya, sudan incimad, taşlardan ibaret)
  • dağ parçalanıp dağılması S:250 p.2 (Bk: mu’cizat)
  • dağ ve bağları gezmekten men’ K:260 p.6 (Bk: kıra)
  • dağ, yer, göklerden geçersin S:320 p.2 (Bk: gök, zemin)
  • dağlar bize rast geldi Mu:78 p.2 (Bk: cibal)
  • dâhî Ni:187 p.1, STİ:33 p.son, Ş:545 p.3, 548 p.3 (Bk: dâhiye, dehhat)
  • dâhî-i azama bizleri mülâki kıldı B:95 p.2 (Bk: deha)
  • dahîl ve tufeylîsidir Mu:59 p.2 (Bk: tufeylî)
  • dâhilde hareket menfîce olmaz Em:245 p.2 (Bk: isyan, menfî…)
  • dâhilî muharebat ancak binde bir Em:241 p.son (Bk: fitneniz, muharebe)
  • dâhiliye bakanlığına Ş:495 p.2 (Bk: müdafaa)
  • dâhiliye vekili Hilmi Uran Bey’e E:155 p.1 (Bk: Hilmi Uran)
  • dâhiye (Bk: dâhi)
  • dâî L:325 p.2 (Bk: ille-i gaiye, muktazi, ubudiyetin dâisi)
  • daire (Bk: devair)
  • daire haricine atılmaz K:248 p.son (Bk: büyük dairede, geniş, hayatın geniş, istikbalde bir, makamından, Nurların âşıkları, Nur dairesinde, Risale-i Nur dairesi)
  • daire-i ehadiyete kadar bir seyeran S:575 p.2 (Bk: ehadiyet)
  • daire-i esbab M:440 p.2, Ms:10 p.3 (Bk: esbab)
  • daire-i esbab-ı zâhiriye (Bk: dünyada daire-i esbab, zâhirî esbab)
  • daire-i esmada Ş:70 p.1 (Bk: esma)
  • daire-i gurbet açıldı M:24 p.son (Bk: gurbet) daire-i harîmine hususî dâhil Ş:702 p.son (Bk: harim)
  • daire-i huzur M:228 p.3 (Bk: huzur)
  • daire-i ilim M:59 p.5, K:106 p.3 (Bk: vücud-u ilmî)
  • daire-i imkân M:245 p.1 (Bk: daire-i mümkinat, imkân, vücub…)
  • daire-i imkânda bu mükevvenattan daha bedi’ daha güzel yoktur Ş:30 p.2 (Bk: leyse fil imkan)
  • daire-i itikadı daire-i muamelata Mü:34 p.1 (Bk: itikad…)
  • daire-i kudretten çıkıp daire-i ilme girer M:59 p.5 (Bk: vücud-u ilmî)
  • daire-i mümkinat (Bk: daire-i imkân)
  • daire-i ubudiyet ve gayet vâsi’ S:233 p.2 (Bk: ubudiyet)
  • daire-i vücub ile daire-i imkândaki bahr-i rububiyet ve bahr-i ubudiyetten tut M:328 p.son (Bk: Kab-ı Kavseyn, vücub)
  • daire-i vücud gösterir Ş:224 p.1 (Bk: varlığa karşı, vücud)
  • daktilo L:168 p.1 (Bk: el makinesi)
  • dal (Bk: beş dal)
  • dalal ise hakkı arıyorken Mu:124 p.2 (Bk: dall ve mudill, idlal)
  • dalalet L:59 p.2, Ms:72 p.5, 196 p.5, Ş:667 p.2 (Bk: bid’a, bin seneden…, cereyan-ı dalalet, dallîn, ehl-i dalalet…, fırka-i dâlle, küfr, tadlil)
  • dalalet gözlüğünü kırdı H:12 p.2 (Bk: nazar-ı dalalet)
  • dalalet-i fenniye elini esasata ve erkâna uzatmış M:376 p.son (Bk: felsefeden gelen, fen ve felsefeden…, şübehatın bir)
  • dalalete ehl-i hakikat tarafdar M:343 p.4 (Bk: zulme değil)
  • dalalete gider L:74 p.3, Mu:48 p.1 (Bk: küfre…)
  • dalalete tarafdar K:197 p.2 (Bk: beraatim, dehalet, hafiyelikte istimal, müsamaha, yardım edenler)
  • dalaletleriyle meşgul olmazsanız E:44 p.1 (Bk: menfîlikleri)
  • dalkavuk (Bk: tabasbus)
  • dâllîn İ:27 p.6 (Bk: dalalet, mağdub)
  • damar K:233 p.4 (Bk: aks-ül amel, a’sab, enaniyet…, irsiyet kalma, şerayin, zaif damar)
  • damara dokundurur, aksülamel yapar M:265 p.4 (Bk: münakaşa)
  • dans Em:242 p.son, Ms:219 p.3 (Bk: sefahet)
  • dar daire Em:112 p.1 (Bk: geniş daire, Risale-i Nur’un dar)
  • dâr (Bk: memleket, menzil)
  • dâr-ı ceza L:48 p.son (Bk: ceza)
  • dâr-ı dünya meydan-ı imtihandır L:10 p.1 (Bk: âhiret, dâr-ül, dünya…, manevra)
  • dâr-ı harb denilir M:433 p.4 (Bk: diyar, vicdanı hiçbir)
  • dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insanlar M:228 p.2 (Bk: destgâh-ı imtihan, imtihan)
  • dâr-ı imtihanda olan teklifat-ı İlahiye bir ibtilâdır ve bir müsabakaya sevktir S:267 p.1
  • dâr-ı İslâm (Bk: mezheb-i zaif)
  • dâr-ı saadet şu kâinata bir derece benzeyecektir S:498 p.2 (Bk: âhiret)
  • dâr-ı saadette ebedî bir gençlik kazanmakta M:422 p.3 (Bk: Cennet)
  • dâr-ül fünun (Bk: Doğu Üniversitesi, maarif…, medrese-i…, şark cami-ül…)
  • dâr-ül hikmet (Bk: dünya dâr-ül hikmet, me’mur)
  • darb-ı mesel E:285 p.1, L:145 p.2, 206 p.2, Mu:21 p.3, Ş:173 p.4 (Bk: durub-u emsal, temsil)
  • dargınlık (Bk: küsmek, üç günden)
  • dâüssıla L:247 p.3 (Bk: gurbet, memleket, sıla-i rahm, vatan)
  • dava K:229 p.son (Bk: fahr, iddia, izhar, Kur’anı bana)
  • dava vekâletine teşebbüs L:43 p.1 (Bk: avukat)
  • dava-yı nübüvvet (Bk: iddia-yı nübüvvet, nübüvvet)
  • davet AB:386 p.7 (Bk: cinn ve inse şamil, tebliğ)
  • davet bid’attır, reddedilir H:114 p.5, S:705 p.12 (Bk: içtihad)
  • Davud Aleyhimesselâm, buna iki şâhiddir Mu:67 p.3 (Bk: Hazret-i Davud)
  • Deccal B:143 p.1 (Bk: âhirzaman, gizli ve dehşetli, iki deccal, İslâm deccalı, komünist, süfyan, tağut)
  • Deccal gibi birtek gözü taşıyan L:116 p.3 (Bk: bir gözlü)
  • Deccal’ın bir gözü kördür Ş:595 p.2 (Bk: bir gözlü)
  • Deccal’ın bir yalancı Cennet’i var M:58 p.1 (Bk: cennet-i kâzibe)
  • Deccal’ın yalancı Cennet’i ise, medeniyetin cazibedar lehviyatı ve fantaziyeleridir M:58 p.3 (Bk: cennet-i kâzibe)
  • def’-i hacet (Bk: hacet, kaza-yı hacet)
  • def’-i şer celb-i nef’a racih K:148 p.3 (Bk: celb-i menafi’)
  • defter-i a’mal E:149 p.3, K:8 p.son, 94 p.3, 99 p.1, 232 p.4, 244 p.3, 253 p.1, 258 p.son (Bk: a’mal-i saliha, hafîziyet, hasenat-ı, muhasebe, sahaif-i a’mal)
  • değnek (Bk: asâ)
  • deha L:175 p.1 (Bk: akıl, dâhî, eski Roma, felsefe, karanlıklı deha, kuvve-i kudsiye, yek-çeşm, zekâvet)
  • deha zeminden çıktı S:714 p.8 (Bk: arzî)
  • dehalet ettikçe M:74 p.3 (Bk: dalalete taraftar, ehl-i dünyaya temas, inkârınızla, tabasbus, teslim-i silah, za’f)
  • dehhat-ı belâgat AB:65 p.1 (Bk: dâhî)
  • dehirden şikayet STİ:77 p.4 (Bk: dünya, zaman ve dehr)
  • dehrî S:42 p.7 (Bk: maddiyyun)
  • dehşetli gelecek E:58 p.2 (Bk: gelecek)
  • dekaik-ı san’at L:345 p.son (Bk: san’at)
  • delâil S:50 p.2 (Bk: delil, isbat)
  • delâil-i âfâkiye denilen haricî deliller Ms:23 p.3 (Bk: delil)
  • delâil-i akliye ile Ş:729 p.son (Bk: aklî deliller)
  • Delâil-i Beyhakî gibi kitablarda M:110 p.4 (Bk: Beyhakî)
  • delail-i i’caz (Bk: bürhan)
  • delâil-i nakliye ve hâriciyeye aittir İ:78 p.2 (Bk: delil-i naklî, naklî)
  • delalet E:40 p.4, OL:125 p.1, 762 p.1, Ş:690 p.1, 710 p.1 (Bk: delil, istidlal)
  • deli adama “İyisin iyisin” denilse AB:547 p.1, H:123 p.5 (Bk: cinnet, fena adama…, ihtilal-i dimağiye, mecnun, tımarhane)
  • delil L:24 p.son (Bk: bürhan, delalet, delail, hüccet, isbat)
  • delil-i adlî İ:58 p.2 (Bk: kıyas-ı adlî)
  • delil-i aklî ile isbatı İ:144 p.2 (Bk: aklî bürhanlar, bürhan-ı akliye)
  • delil-i ihtira’ Mu:123 p.1 (Bk: ihtira’)
  • delil-i iknaîye işaret ediyor ki M:392 p.2 (Bk: ikna’)
  • delil-i inayet Mu:122 p.son (Bk: gayetini, inayet delili)
  • delil-i innî (Bk: bürhan-ı innî)
  • delil-i naklî ile sahih değildir İ:144 p.2 (Bk: delail-i naklî, kitab ve sünnet, naklî)
  • delil-ül inaye İ:87 p.son (Bk: gayetini, inayet delili)
  • delilini gösteremeyeceğim B:326 p.1 (Bk: delilsiz)
  • delilleri olan Resail-in Nur Ş:708 p.son (Bk: Risale-i Nur’daki o)
  • delilsiz sözlerini kabul E:91 p.2 (Bk: taklid)
  • dellâl (Bk: tebliğ, tercüman)
  • demokrasi Ni:178 p.2 (Bk: cumhuriye, insaniyet-i suğra, Meclis-i Meb’usan)
  • Demokrat Em:162 p.5, 203 p.son, 236 p.2 (Bk: Ahrar, başka bir, dindar demokrat, din lehinde, Nurlar lehinde, parti, reis bulup)
  • Demokrat dindar milletvekillerine bir hakikatı ihtar Em:71 p.2 (Bk: dindar demokratlar)
  • Demokratları devirmeye çalıştıkları Em:174 p.1 (Bk: ihtilâl)
  • denaet (Bk: sukut eder)
  • denî (Bk: sukut eder)
  • deniyet-i hâzıra sureti değişecek S:712 p.4 (Bk: mimsiz medeniyet)
  • deniz (Bk: bahr, balık, Fırat gibi, rahmet denizleri)
  • denizi kabir (Bk: gark)
  • derd-i maişet E:164 p.4, 244 p.2, K:140 p.son, 201 p.son, 223 p.2,3, 234 p.son, 235 p.1,son, 236 p.son, 243 p.son, 259 p.2,4, Ni:31 p.2 , 147 p.1, St:207 p.1 (Bk: aç, dîk-i maişet, endişe-i istikbal, maişet, menfaat, meşagil, midesini, tama’, yaz, zaruret-i maişet)
  • derecat kubhun tedahülü iledir H:125 p.4 (Bk: meratib, zâtî)
  • derecat, meratib var L:163 p.son (Bk: gafletin mertebeleri)
  • derecat-ı kurbiye (Bk: meratib)
  • derecat-ı tecelliyatını anlamaktır S:128 p.5 (Bk: ezdad, İnneme-l eşyaü)
  • derece-i fehim ve idrakine göre konuşur T:462 p.1 (Bk: Kelliminnase)
  • derece-i hararet (Bk: hararet)
  • derecelerine göre M:337 p.2, Ş:8 p.2 (Bk: hidayet ve dalalette gafletin mertebeleri)
  • derman Ş:7 p.son (Bk: deva)
  • ders (Bk: benden veya, bir ders, cemaate sözleri, dürus, hocalık, Kelliminnase, muallim, talim, tedris)
  • ders müzakeresinde Ş:305 p.son (Bk: müzakere)
  • ders verecektim Ş:333 p.3 (Bk: okudum)
  • ders verir Ş:530 p.1 (Bk: izah, konuşmalarını tevkil)
  • Dersaadet’e geldim D:29 p.1, 79 p.son (Bk: İstanbul)
  • dershane-i Nuriye açmak lâzımdır E:249 p.1, Em:231 p.3 (Bk: anlamadığın, medrese, Nur
  • dershaneleri, Suffe)
  • desatir-i akliye M:449 p.1 (Bk: düstur, ilmî düsturlar)
  • desise (Bk: vesvese)
  • dest ü damen-i muallâlarını öperim B:136 p.3 (Bk: el ve)
  • destan vardı S:693 p.2 (Bk: şiir)
  • destgâh-ı imtihan S:126 p.1 (Bk: dâr-ı imtihan)
  • deva (Bk: derd benimdir, derman)
  • devair (Bk: daire)
  • devam-ı beka (Bk: beka)
  • devir (Bk: devr)
  • devirler Ş:217 p.son (Bk: edvar)
  • devlet (Bk: me’murîni ref’, ilme istinad)
  • devlet adamları (Bk: evliya-i umûr, reis)
  • Devlet-i Abbasiyesini mahvedeceklerini M:104 p.1 (Bk: Abbasî Devleti’nin)
  • devlet-i İslâmiye Em:84 p.1 (Bk: hükûmet-i İslâmiye, İslâm Devleti)
  • Devlet-i Osmaniye AB:84 p.2, Mü:72 p.2 (Bk: Osmanlı Devleti)
  • devletin dini Mü:17 p.4 (Bk: lâik)
  • devletler milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki H:118 p.2, T:131 p.2 (Bk: sosyalist)
  • devr-i sâbık ricalinin T:653 p.3 (Bk: Halk Fırkası)
  • devre (Bk: üç devre)
  • devrin muhaliyeti ile M:331 p.2 (Bk: devir)
  • deyn (Bk: müdayene)
  • Dıhye STİ:92 p.3 (Bk: suret-i Dıhye)
  • dîk-ı elfaz sebebiyle Ms:256 p.3 (Bk: kabil-i tabir)
  • dîk-i maişet (Bk: derd-i maişet, maişet)
  • diğergamlık (Bk: nefsî, nefsî)
  • dikkat-i nazar (Bk: nazar-ı dikkat)
  • dikkatle ve tekrarla okuyunuz Ş:321 p.2 (Bk: okumak, teenni)
  • dikkatsizlikten geliyor L:217 p.son (Bk: yanlış mübaşeret)
  • dil (Bk: kuvve-i zaika, lisan, zaika)
  • dil, din bir ise M:326 p.3 (Bk: din dil)
  • dilenci (Bk: aceze, cerrar, ilhah eden, seele)
  • dimağ (Bk: akıl, başın cebel-i Tur, beyin, kafa)
  • din Mü:19 p.1 (Bk: Asya’da din, deyyan, diyanet, edyan, İslâm, nazariyat-ı diniye, şeriat, usûl-üd din, zaruriyat-ı diniye)
  • din bir imtihan, bir tecrübedir E:33 p.3 (Bk: dünyayı tecrübeye mahal, imtihan, teklif)
  • din dersleri Em:24 p.2, 186 p.3 (Bk: din tedrisatı)
  • din, dil bir ise, millet de birdir Em:206haşiye (Bk: dil din)
  • din dünyaya âlet olmaz B:369 p.2 (Bk: âlet, fedakârlar lâzımdır ki)
  • din ile dünyanın saydına gider Mü:78 p.1 (Bk: dini dünyaya, dinini dünyaya, ilim ile dünya, kendilerine)
  • din perdesi altında E:126 p.1 (Bk: dost suretinde, hocaları âlet)
  • din tedrisatı için hususî dershaneler E:249 p.1 (Bk: din dersleri, imam hatib)
  • din, terakkiye mani’dir diyenlerin T:465 p.son (Bk: terakki)
  • din, umum dinlere galebe L:30 p.2 (Bk: galebe)
  • din ve İslâmiyet düşmanları, ekseriya perde ardından T:24 p.3 (Bk: gizli…)
  • din ve vicdan hürriyetinin bir ana umdesidir T:651 p.8 (Bk: hürrriyet)
  • din zehirdir” diye millet kürsüsünden T:24 p.3 (Bk: dini ve)
  • din-i fıtrîsi İslâmiyet Mü:46 p.2 (Bk: hidayet etmiştir, İslâmiyet nev-i, Kur’an kâinat)
  • dindar Ahrarların kongresinde Em:211 p.3 (Bk: hükûmet-i İslâmiye)
  • dindarane haletlerin ve vaziyetlerin mukaddemesi K:26 p.4 (Bk:  hal-i âlem o)
  • dine hizmet (Bk: hizmet)
  • dini dünyadan tefrik OL:604 p.1 (Bk: lâik)
  • dini dünyaya satan K:146 p.1 (Bk: din ile, hayatperest)
  • dini kendilerine medar-ı maişet yapıyorlar deyip M:13 p.4 (Bk: din ile)
  • dini siyasete âlet E:126 p.1, Em:16 p.son, 105 p.2, 138 p.4, 177 p.son, H:46haşiye, OL:595 p.1, T:251 p.3 (Bk: hissiyat-ı diniye)
  • dinin itmamı ve ikmali (Bk: şeriat)
  • dinin zaruriyatı ki içtihad onlara giremez Ms:90 p.son, S:480 p.son (Bk: zaruriyat-ı dinî)
  • dinlemek K:250 p.3 (Bk: Nurlarla ya, risaleyi okusanız)
  • dinsiz (Bk: gâvur, ilhad, kâfir)
  • dinsizliğe yer ihzar K:38 p.2 (Bk: düşmana yardım)
  • dinsizliği bir nevi siyaset zannedip Ş:351 p.3 (Bk: lâik)
  • dinsizliğin dehşetli cereyanı St:191 p.3 (Bk: âhirzamanda…, cereyan…, iki cereyana…)
  • dinsizlik cereyan-ı azîmi pek cesîmdir M:58 p.2 (Bk: zendeka)
  • dinsizlik ile iftihar Ş:724 p.2 (Bk: küfre rıza)
  • dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım L:163 p.1 (Bk: bilmeyerek, düşmana yardım)
  • diplomat (Bk: diplomatlık, siyaset)
  • diplomat gibi nutuk söyleyen Ş:458 p.2 (Bk: nutuk)
  • Divan B:335 p.son (Bk: imanî bir divandır, şiir)
  • divanelerle ciddi konuşmak dahi bir divanelik Ş:291 p.son (Bk: inkârlarından, inkârları hiç, muhatab, münafî-i his, sükût)
  • diyanet AB:59 p.3 (Bk: din, resmî bir şekilde)
  • Diyanet Reisi Nur’dan bir takım Em:11 p.son (Bk: Ahmed Hamdi)
  • diyar-ı âher (Bk: dâr-ı harb, memleket)
  • diyar-ı gurbet (Bk: gurbet)
  • doğruluk Mü:64 p.3 (Bk: her söylediğin, sıdk)
  • Doğu gibi mücahidler Em:36 p.1 (Bk: Büyük Doğu, ceride)
  • Doğu Üniversitesi Em:35 p.2, 37 p.4, 39 p.1 (Bk: dâr-ül fünun…)
  • doksan dokuz esma-i İlahiyeyi onların ellerine verir Ş:259 p.1 (Bk: esma-i İlahiye)
  • doksan dokuz ihtimal-i zarar Ms:101 p.3 (Bk: yüzde…)
  • doksan kitabın kelimatı yazılmış Em:118 p.1 (Bk: ezber, hıfzına aldığı)
  • doktor (Bk: hakîm, hastalık, ilaç, tıbb)
  • Doktor Abdullah Cevdet OL:578 p.son, 585 p.son (Bk: Abdullah Cevdet)
  • domuz (Bk: hınzır)
  • dost L:169 p.son, M:344 p.1 (Bk: ahbab, nurcu, yâr)
  • dost suretinde hulûl edip E:125 p.2 (Bk: hulûl)
  • dost suretine girerek T:691 p.1 (Bk: casus, din perdesi, suret-i haktan)
  • dört büyük şerli inkılablarına Ş:269 p.1 (Bk: nifakın,dört)
  • dört cereyan E:230 p.1, Em:83 p.1 (Bk: cereyan)
  • dört devresinin tarihleri Ş:698 p.1 (Bk: süfyaniyetin dört, üç devre)
  • dört esas M:367 p.3 (Bk: mesleğimizin dört, Risale-i Nur'un dört)
  • dört imam-ı müçtehid ve binler muhakkik muhaddisler M:113 p.1 (Bk: dört mezheb, eimme-i erbaa)
  • dört inkılabçı adam E:219 p.2 (Bk: süfyaniyetin dört rüknü)
  • dört mezheb haktır S:277 p.2 (Bk: dört imam)
  • dört unsur denilen L:65 p.2 (Bk: anasır-ı erbaa)
  • dört yüz bin enva L:193 p.6 (Bk: ikiyüz bin hayvanat)
  • dört yüz milyon (Bk: üçyüz elli milyon)
  • dua E:40 p.2, Em:40 p.4, 53 p.4, K:8 p.1, 22 p.2, 99 p.3, 101 p.4, 155 p.son, 263 p.5, L:12 p.2, 21 p.2, Ms:42 p.3, OL:93 p.son, Ş:616 p.2 (Bk: beddua, bereketle, cumada, da’va, daavat, Ecirna irhamna, kat’î olacak, Kenz-ül Arş, lanette dua, manevî kazanç, musibete giriftar olduğu zaman, müracaat edebilir, münacat, niyaz, niyet ediyorum, nokta-i istimdad, saat-ı icabe, salât, taleb-i mağfiret, velilerin himmetleri, vird, yağmur duası, zikir)
  • dua edildi E:176 p.5 (Bk: ibadet)
  • duaya icabet (Bk: saat-ı icabe)
  • duhan Ş:732 p.son (Bk: dumanlı, sisli)
  • dumanlı karanlıklarını izale Ş:732 p.son (Bk: ihsan-ı ilahiden fazla)
  • durub-u emsal (Bk: darb-ı mesel)
  • duygular (Bk: hiss)
  • düğün (Bk: velîme)
  • dümdarlık K:7 p.5 (Bk: makam-ı müşiriyet, pişdar)
  • dünya (Bk: âlem-i dünya, aradîn, arz, bâki bir âlemde cüz, dâr-ı âhiretin bir mahzeni, dar…, dehir, ebedî tahayyül, felek, fezada uçan, hayat-ı dünyevî, hırs, hiss-i zâhire istinaden, hubb-u dünya, hususî, imarat-ı dünya, küre, meşagil, meydan-ı ibtila…, misafir…, mürur-u zamanla kabuk, ölecek sonra, târik-i dünya, teşhirgâh-ı arz)
  • dünya âhiret mezraasıdır S:86 p.3 (Bk: âhiretin bir mezraası, dünya bir mezraa, mezraa, min haysü)
  • dünya aşkını ve alâkası L:214 p.1 (Bk: terk)
  • dünya bir misafirhanedir M:438 p.son (Bk: dünyaya ancak, dünya denilen, dünya ona, misafirhane)
  • dünya cereyanlarına bakmadınız K:207 p.2 (Bk: cereyan)
  • dünya dahi bir nefistir, âhiret suretine girmek için o da ölecek L:231 p.2 (Bk: âhiret âleminden)
  • dünya dâr-ül hikmet Ş:38 p.2 (Bk: âhiret dâr-ül, dâr-ül hikmet, dünyada daire-i esbab)
  • dünya hanemdir Ni:65 p.1, S:506 p.2 (Bk: güneş lâmbamdır)
  • dünya hayatı ve cismanî yaşayış L:137 p.2 (Bk: hayat-ı dünyeviye)
  • dünya işlerinde K:216 p.3 (Bk: Entüm a’lemü, dünya umûru, umûr-u dünya)
  • dünya işleriyle meşgul olmak beni incitiyor Ş:315 p.1 (Bk: fani şeyleri)
  • dünya kâfire cennet Ms:69 p.4 (Bk: Ed-dünya, kıyas-ı adlî)
  • dünya maceralarını ve kadîm olan hatıratlarını S:649 p.1 (Bk: manzaralar)
  • dünya o azametli rububiyetin pek azîm ve geniş dairesi içinde Ms:46 p.3 (Bk: âhiret âleminden, dünya öldükten, dünyayı sakin)
  • dünya siyaseti E:233 p.son (Bk: siyaset)
  • dünyada daire-i esbab daire-i itikada galib İ:20 p.2 (Bk: daire-i…)
  • dünyadaki beka (Bk: ây-il Cennet)
  • dünyadaki eski maceraları birbirine S:648 p.3 (Bk: manzaralar)
  • dünyadan alınmış misalî manzaraların göstermesini S:533 p.1 (Bk: manzaralar)
  • dünyadan küsmüş E:172 p.son, Ş:394 p.3 (Bk: ihtiyare)
  • dünyanın dünya cihetiyle ademine hükmetmişler S:474 p.1 (Bk: Lâ mevcude)
  • dünyanın reisi gelsin M:171 p.1 (Bk: âlemin reisi)
  • dünyanın üç yüzü var S:625 p.6 (Bk: üç küllî)
  • dünyaperest K:225 p.son, 226haşiye (Bk: ehl-i dünya, hayatperest)
  • dünyaperver. İnsanı yapar birer canavar S:714 p.14 (Bk: anarşi)
  • dünyaya küsmeli L:42 p.2 (Bk: Cenab-ı Hak bir abdini)
  • dünyaya muhabbet ve alâka L:220 p.2 (Bk: hubb-u dünya)
  • dünyayı dine tercih E:232 p.1, K:225 p.2 (Bk: dünyayı her, faidelerine tercih, hayat-ı dünyeviye…, lâik)
  • dünyayı her cihetle dine tercih K:225 p.1 (Bk: dünyayı dine)
  • dünyayı ona küstürür M:278 p.son (Bk: Cenab-ı Hak bir abdini, dünyayı hoş gösterir)
  • dünyayı sâkin kılmağa Ms:110 p.1 (Bk: dünya o)
  • dünyayı tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve S:532 p.2 (Bk: binbir imtihan)
  • dünyevî istikbali hayal edinmiş Em:204 p.3 (Bk: tûl-i emel)
  • düstur AB:596 p.1, L:126 p.son (Bk: desatir, kaide)
  • düstur-u cidal E:43 p.5 (Bk: bir cidal, cidal, hayat)
  • düstur-u küllî (Bk: kaide-i külliye, kanun-u umumî, kıssa, küllî düstur, küllî kaideler)
  • düstur-u müteârife hükmüne geçmiştir S:168 p.1 (Bk: hukukî, tearüf, ulûm-u mütearife)
  • düstur-u teavün L:117 p.1, Ni:89 p.son, 116 p.1 (Bk: teavün)
  • düşman (Bk: adavet, gizli düşman, haricî düşman)
  • düşmana yardım hükmüne geçer E:211 p.son (Bk: bilmeyerek, dinsizliğe yer, zendekaya yardım)
  • düşmanın düşmanı düşman kaldıkça dosttur AB:547 p.1, H:123 p.6, T:133 p.1 (Bk: adavet)
  • düşmanlarımızın seyyiatı tecavüz olmamak şartıyla H:52 p.2 (Bk: tecavüz)
  • düşün (Bk: tefekkür)
Yukarı Çık