2256- MASONLUK ماصونلق : Fr. Duvarcı manasına gelen bir kelimeden alınmış isimdir. Halk lisanında dinsiz, imansız manasına kullanılır. Fermeson veya farmason da denir. (Bak: Hümanizm, Münafık, Siyonizm)

Masonlar, insanları aldatıp cemiyetlerine bağlayabilmek ve halkın itimadını kazanıp telkin ve propagandalarını te’sirli kılmak için; hürriyet, adalet terakki, medeniyet, kardeşlik ve müsavat gibi sureta parlak kelâmlarla (Bak: Kur’an 6:112) ilericilik iddia ederler. Böyle aldatıcı sözlerle de asıl mahiyetlerini gizlemeye çalışırlar. Bununla beraber böylesine parlak kelâmlarının tam tersine olan gizli mahiyetleri hakkında matbuatta pek çok ifşaatlar da yapılmıştır.

Esasen ilericilik ve insaniyetçilik iddiaları doğru olsaydı, bilhassa kendilerine uygun düşen sefahete kapısı açık olan bu devrin şartları içinde, hiçbir hareketlerini gizli tutmazlardı. Halbuki iç faaliyetleri ve hususi toplantıları daima gizlidir.

2257- Bu cereyana bağlı olanların hepsi aynı düşüncede değildirler. Bunların bir kısmı var ki, bu cereyana bağlı olmanın manevi zararlarının anlayamama neticesi olarak, ya zahirî görünüş ve parlak kelâmlarına aldanırlar veya bazı dünyevî ve şahsî maksad, şöhret, makam ve menfaatler elde edebilmek için hissiyata mağlub olarak zahiren bağlı görünürler.

2258- Masonluk cereyanı mensubları, masonluğu tarif ederlerken: “Din ve ırk farkı gözetmeden insanlar arasında sevgiyi geliştirmek gayesini güden” şeklinde ifade ederler. Bir cihette Hümanizm’in de mahiyetini teşkil eden bu ifade, zahiren parlak görünürken, hakikatta dine ve Kur’ana aykırıdır. Çünki ırk farkı olmamalıdır, fakat din farkı gözetmeden kâfir ve mü’minleri birbirini sevmeye, yani Allah’ın sevmediği ve buğzettiği münafık kâfirleri sevmeye davet etmek, müslümanı sinsice dalalete atmak ve dalaletle hidayeti, imanla küfrü müsavi görmek ve göstermek demektir. Halbuki Kur’anın müteaddid âyetlerinde mü’minler kâfire muhabbetten şiddetle menedilmişlerdir. Ezcümle bir âyette şöyle buyurulur:

“(60:1) يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لاَتَتَّخِذُوا عَدُوّ۪ى وَعَدُوَّكُمْ اَوْلِيَٓاءَ “Ey o bütün iman edenler! Adüvvümü ve adüvvünüzü dostlar yerine tutmayın.” Allah düşmanı, Allah’a adavet eden, Allah dinini, Allah hukukunu tanımayan Allah ve Resulü ile yarışa kalkışan ve Sure-i Mücadele’de اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحَٓادُّونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ ( 58:5 ) ve emsali âyetlerde halleri beyan olunan kâfirler, müşrikler, zâlimlerdir..” (E.T. 4890-4895)

2259- Diğer bir âyette de şu ikaz vardır:

“(5:82)لَتَجِدَنَّ اَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذ۪ينَ اَشْرَكُواۚ Gerek Yehud ve Nasara ehl-i kitab, gerekse bunların gayrı alel’umum kâfir olan nas içinde “mü’minlere adavetçe en şiddetlisini kasem olsun ki, Yahudiler ve müşrikler bulacaksın.” Ehl-i imana şiddet-i adavet nokta-i nazarından Yahudileri müşriklerin de önünde göreceksin. Demek ki bunlar imandan uzaktırlar, kesîr-i fâsikûn bunlarda daha ziyadedir. Çünki bunların dünyaya hırsı hepsinden çoktur.” (E.T.1791)

“Bir hadis-i şerifte:اَلْمَرْءُ دِينِ خَلِيلِهِ فَلْيَنْظُرْ اَحَدُكُمْ مَنْ يَجَا لل

Kişi, halilinin yani sır dostunun dini üzereder. Onun için her biriniz iyi bakın, kime dostluk ediyor, kiminle sevişiyor buyuruluyor.”1 (E.T. 4459)

Mezkûr misalleri hayli çoğaltmak mümkündür. Demek masonların din farkı gözetmeden bütün insanları sevmek iddiası; Kur’ana, dine tamamen aykırı bir iddia ve sinsice bir idlaldir.

2259/1- Bilhassa son zamanlarda en üstün insaniyet olduğu iddiasıyla yapılan ve yaptırılan telkinler ki: Bütün insanlara bakışta “evrensellik” ve “küresellik” anlayışıyla bakmak ve insanları bu anlayışta ortak kılıp “tek insan sınıfı” (tek tip insan) meydana getirmek gibi saptırıcı cerbezelerle efkar-ı ammenin ifsad edilmesi isteniyor.

Halbuki Allah Kur’anda mü’min ve kafirlere eşitlik nazarıyla bakmaz ve baktırmaz. Çünkü Allah’ın hakimiyetine inanmayan kafirler ve müşrikler, kendilerini yaratıp yaşatanı ve O’nun esas gayesini inkar etmeleri sebebiyle ebedi ceza ve nefrete layık olmuşlardır.

Evet mezkur fâsid iddialar, Allah’ın sonsuz hikmet ve iradesiyle tercih ettiği ve vahyen gönderdiği ahkâm-ı Kur’aniyesine karşı bir isyandır. Beşerî düşünce ve anlayışı Allah’ın sonsuz ilmine karşı çıkarmak çılgınlığıdır.

Kur’anda, kafirlerle mü’minler arasındaki zıddiyeti ve kafirlere karşı şiddeti ifade eden ayetler pek çoktur. (Bunlardan bir kısmını görmek için: 510/1, 619. p. sonu, 2170/1, 2744/1, 3563. p.lara bakınız. )

İki atıf notu:

-Yahudilerin düşmanlığı, bak: 93.p.da bir âyet notu.

-Kâfirlerin düşmanlığı ve onlara dost olmamak, bak: 2170/1.p.da âyet notları.

2260- Esasen Masonluk, kökü dışarda olan ve Yahudiliğe dayanan bir cemiyet olup, mazisi Süleyman (A.S.) zamanına kadar gider. Elmalılı Hamdi Efendi tefsirinde şöyle bir tarihî hâdiseyi nakleder:

“(38:34) وَلَقَدْ فَتَنَّا سُلَيْمٰنَ وَاَلْقَيْنَا عَلٰى كُرْسِيِّه۪ جَسَدًا “Celalim hakkı için Süleyman’ı bir de fitneye düşürdük ve tahtının üzerine bir cesed bıraktık.” Bu fitne hakkında da bir takım garibeler söylenmiştir. Sure-i Bakara’da işaret olunduğu üzere anlaşılıyor ki; Süleyman Aleyhisselâm Beyt-ül Makdis’i yaptırdığı sırada celbettiği sanatkârlar içinde hıyel-i sanayia vâkıf bir takım şeytanların kurdukları bir ihtilal yüzünden bir müddet nüfûzu zayi’ etmiş, yahut tahtından cüda olmuş, bu suretle tahtında ya kendisi kuvvetsiz bir cesed kadar heykel gibi birisi oturtulmuş idi. Mason tarihlerinde mason cemiyetlerinin Süleyman Aleyhisselâm aleyhine olan bu ihtilal hareketlerini esas ittihaz ettikleri ve reisin hatırasına hürmet eyledikleri söylenir...” (E.T. 4097)

Atıf notları:

-Masonların tecavüzkârlıkları, bak: 397,398,399. p.lar.

-Masonların İslâm Deccalına müzaheratı, bak: 651.p.

-Masonluk, komünistlik ve anarşistliği intac ediyor, bak: 2071.p.

1 Ebu Davud edeb/16; Tirmizi zühd/45 İbn-i Hanbel 2/303,334; Tac 5/59

Yukarı Çık