1778- İSTİ’DAD إستعداد : Bir şeyin gelişip mertebe-i kemaline varması için Allah’ın verdiği fıtrî meyil. *Kabiliyet. Akıllılık. Anlayışlılık. *Allah Teala Hazretlerinin (C.C.) insanlara ve sair mahluklara tevdi buyurduğu tekâmül kuvveleri. Yani herbir zihayatın gelişip inkişaf etmede fıtrî imkânlılık ve manevi proğramı manasında, çekirdek-misal bilkuvve bir hakikattır. Bu hakikat, insanların istidad-ı fıtrî cihetiyle Cenab-ı Hakk’a verdikleri ahd manasını da tazammun eder.

“Cenab-ı Hakk’ın ahdi; meşiet, hikmet, inayet ipleriyle örülmüş nurani bir şerittir ki, ezelden ebede kadar uzanmıştır. Bu nurani şerit, kâinatta nizam-ı umumi şeklinde tecelli ederek silsilelerini kâinatın envaına dağıtır iken, en acib silsilelerini nev’-i beşere uzatmıştır ve ruh-u beşerde pek çok istidad ve kabiliyetlerin tohumlarını ekmiştir. Fakat o istidadların terbiyesini ve neticesini cüz’-i ihtiyarînin eline vermiştir. O cüz’-i ihtiyarînin yuları da Şeriatın ve delail-i nakliyenin eline verilmiştir. Binaenaleyh Cenab-ı Hakk’ın ahdini bozmamak ve ifa etmek ancak o istidadları lâyık ve münasib yerlerine sarfetmekle olur.” (İ.İ.173)

1779- İnsan istidad cihetinde bir çekirdeğe benzer. Çünkü “insanın mahiyetine, kudretten ehemmiyetli cihazat ve kaderden kıymetli proğramlar tevdi edilmiş. Eğer insan, şu dar âlem-i arzîde, hayat-ı dünyeviye toprağı altında o cihazat-ı maneviyesini nefsin hevesatına sarfetse; bozulan çekirdek gibi bir cüz’i telezzüz için kısa bir ömürde, dar bir yerde ve sıkıntılı bir halde çürüyüp tefessüh ederek, mes’uliyet-i maneviyeyi bedbaht ruhuna yüklenecek, şu dünyadan göçüp gidecektir.

Eğer o istidad çekirdeğini İslâmiyet suyu ile, imanınziyasıyla ubudiyet toprağı altında terbiye ederek, evamir-i Kur’aniyyeyi imtisal edip cihazat-ı maneviyesini hakiki gayelerine tevcih etse, elbette âlem-i misal ve berzahta dal ve budak verecek ve âlem-i âhiret ve Cennet’te hadsiz kemalat ve nimetlere medar olacak bir şecere-i bakiyenin ve bir hakikat-ı daimenin cihazatına cami kıymetdar bir çekirdek ve revnakdar bir makine ve bu şecere-i kâinatın mübarek ve münevver bir meyvesi olacaktır. “ (S.321)

Bir atıf notu:

-Cihazat-ı insaniyeyi asıl vazifelerinde kullanmak, bak: 3598.p.

1780- “Evet, Cenab-ı Hak tarafından mükerrem kılınan insanın cevher-i ruhunda ekilen ve rakamlara sığmayan istidadlar var. Bu istidadların altında, hesaba gelmiyen kabiliyetler var. Ve bunlardan neş’et eden hadde gelmiyen meyiller var. Ve bunlardan husule gelen gayr-ı mütenahi efkâr ve tasavvurat var.” (İ.İ.55)

1781- “Evet, bir çekirdekten koca bir ağaca kadar ne kadar mertebeler var; mahiyet-i insaniyedeki istidadda dahi ondan daha ziyade meratib var. Belki zerreden şemse kadar derecelere var. Bu istidadatın inkişafatı elbette bir hareket ister, bir muamele iktiza eder. Ve o muameledeki terakki zenbereğinin hareketi, mücahede ile olur. O mücahede ise şeytanların ve muzır şeylerin vücuduyla olur. Yoksa melaikeler gibi insanların da makamı sabit kalırdı.” (L. 71)

Yukarı Çık