1813- İSTİHARE استخاره : Tefe’ül. Sual sorup cevap istemek. *Hayırlı olmayı istemek. *Hayran olmak, şaşmak, taaccüb etmek. *Bir işin hayırlı olup olmıyacağı niyetiyle abdest alıp, dua edip rüya görmek üzere uykuya yatmak.
Hak veya batıl, hayır veya şer olduğu Şeriatça bilinen şeyler hakkında istihare yapılmaz. Ancak şer’î ölçülerle açık olarak bilinemiyen ve tereddüd edilen umûrlar hakkında yapılır. Böyle tereddüdler ise daha çok tatbikat hayatında, muamelat ve içtimaî münasebetler sahasında ortaya çıkar.
1814- Büyük İslâm İlmihali’nde istiharenin yapılış şekli hakkında şu bilgi veriliyor: “İstihare namazı: Şöyle ki, hakkında bir şeyin hayırlı olup olmadığına dair Allah tarafından manevi bir işarete nail olmak isteyen kimse yatacağı zaman iki rek’at namaz kılar. İlk rek’atında (Kâfirun) süresini, ikinci rek’atında da (İhlas) süresin okur. Nihayetinde de istihare duasını okur; sonra da abdestli olarak kıbleye yönelerek yatar. Rüyada beyaz veya yeşil görülmesi hayra, siyah veya kırmızı görülmesi de şerre delalet eder. Bu vechile istihare namazının yedi gece yapılması ve kalbe ilk lâhik olana bakılması da bir hadis-i şerif ile beyan buyurulmuştur.
Resul-i Ekrem Sallallahü Teala Aleyhi Vesellem Efendimiz, ashab-ı kiramına istihareyi talim buyururlardı. İstihare namazını kılmak müteazzir olunca, yalnız duasıyla iktifa edilir. Hadd-i zatında meşru ve hayırlı olan birşey hakkında yapılacak istihare, onun istenilen vakitte yapılıp yapılmaması için yapılabilir. Yoksa bizzat o şeyin doğru olup olmadığı hakkında yapılmaz. Muayyen bir senede hacc yapılıp yapılmaması ve bir mütemerridin bir münkerden nehyedilip edilmemesi gibi. İstihare duası Resul-i Ekrem Efendimiz’den şu vechile rivayet olunmuştur:
عَنْ جَابِرْ اِبْنِ عَبْدِ اللَّهِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ: كَانَ رَسُولُ اللَّهِ(عصم) يُعَلِّمُنَا الْاِسْتِخَارَةَ فِى الْاُمُورِ كُلِّهَا كَمَا يُعَلِّمُنَا السُّورَةَ مِنَ الْقُرْآنِ يَقُولُ اِذَا هَمَّ اَحَدُكُمْ بِا لْاَمْرِ فَلْيَرْكَعْ رَكَعَتَيْنِ مِنْ غَيْرِ الْفَرِيضَةِ ثُمَّ لِيَقُلْ
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْتَخِيرُكَ بِعِلْمِكَ، وَأَسْتَقْدِرُكَ بِقُدْرَتِكَ، وَأَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ الْعَظِيمِ ﴿ ١ ﴾ فَإِنَّكَ تَقْدِرُ وَلاَ أَقْدِرُ، وَتَعْلَمُ وَلاَ أَعْلَمُ، وَأَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ ﴿ ٢ ﴾ اَللَّهُمَّ إِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأَمْرَ -وَيُسَمِّي حَاجَتَهُ- خَيْرٌ ليِ فيِ دِينِي وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ ﴿ ٣ ﴾ فَاقْدُرْهُ ليِ وَيَسِّرْهُ ليِ ثُمَّ بَارِكْ ليِ فِيهِ ﴿ ٤ ﴾ وَإِنْ كُنْتَ تَعْلَمُ أَنَّ هَذَا الأمْرَ شَرٌّ ليِ فيِ دِينيِ وَمَعَاشِي وَعَاقِبَةِ أَمْرِي عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ- فَاصْرِفْهُ عَنيِّ وَاصْرِفْنيِ عَنْهُ وَاقْدُرْ لِيَ الْخَيْرَ حَيْثُ كَانَ ثُمَّ أَرْضِنيِ بِهِ﴿ ٦
Meali:”Ya İlahî! Sen bildiğin için, senden hakkımda hayırlısını bana bildirmeni dilerim. Ve kudretin yettiği için ben senden kuvvet ve takat isterim. Ve hayra ermemi senin büyük fazıl ve kereminden niyaz eylerim, çünki sen herşeye kadirsin. Ben ise kadir değilim. Ve sen herşeyi bilensin. Halbuki ben bilemem, sen gayıblara da tamamen âlimsin. Ya Rabbi! Sen bilirsin, eğer bu iş; benim dinim, yaşayışım, akibet-i emrim, dünyam ve âhiretim hakkında hayırlı ise, bunu bana nasib ve müyesser eyle, Sonra da benim için feyiz ve bereket vücuda getir. Ve eğer bu iş benim dinim, hayatım akıbet-i emrim hakkında ve dünyevî, uhrevî hususlarımda benim için bir şer ise bunu benden çevir, beni de bundan çevir. Bunun için gönlümde bir meyil bırakma ve benim için hayrı nerede ise müyesser et; sonra da beni bu mukadder hayır ile hoşnut buyur. ey Kerim olan Hâlikım.”1 (B.İ.İ. 190)
1 S.B.M. hadis: 598