258- ARAFAT عرفات : Mekke’nin 16 kilometre doğusunda Hacıların arefe günü toplandıkları tepe ve bunun eteğindeki ova. Tepenin diğer bir adı Cebel-ür Rahme (Rahmet Dağı)dır. Adem (A.S.) ile Havva anamız Cennet’ten çıkarıldıktan sonra burada bir araya geldiler. İbrahim Peygamber (A.S.) Cebrail ile burada konuştu. Hz. Muhammed (A.S.M.) yüzbin insana hitab eden veda hutbesini burada okudu. İnsan haklarını 14 asır önce burada dünyaya ilan etti. (O.A.L.)
258/1- Müfessir Elmalılı Hamdi Yazır, (2:198) âyetinde zikredilen Arafat tabirini şöyle izah eder:
«Arafat: Arefe günü hüccacın vakfeye durdukları dağın ismidir ki Mekke’ye oniki mil mesafededir. Ve oradaki dağların en mürtefiidir. Zilhicce’nin sekizinci gününe yevm-i terviye denildiği gibi, dokuzuncu gününe de yevm-i arefe denilir. Ve bu gün Arafat’ta vakfeye çıkılır. Esas itibariyle Arefe kelimesinin cem’i veya cem’i gibi olan Arafat kelimesinin bu dağa ne sebeb ile alem olduğu ve bunun mürtecel mi, müştak ve menkul mü olduğu hakkında müteaddid kaviller vardır. İştikaka kail olanlar da, tanımak manasına marifetten veya itiraftan veya rayiha-i tayyibe manasına arf’tan müştak olduğunda ihtilaf etmişlerdir.
Bu ihtilaflar ile vech-i tesmiye suret-i kat’iyede tesbit edilmiş değil ise de, herbiri Cebel-i Arafat’ın bir hasletini irae etmiş olmak itibariyle isimden ziyade müsemmanın tavsifine hâdim olmuştur. Hz. Adem ile Havva’nın burada telaki edip birbirlerini tanımış olmaları, Hz. İbrahim’in burayı görünce tavsifat-ı mütekaddime ile tanımış olması, müşarün ileyhin hitab-ı Cibril ile menasik-i haccı burada tanımış olması, Hz. İsmail’in vâlidesinden bir müddet ayrılıp badehu burada telaki ederek tanışmış olmaları, hüccacın burada birbirleriyle güzel bir surette tanışmaları, burada vakfeye duranların Hak Teala’nın rububiyet ü celalini, samediyet ü istiğnasını ve insanlığın meskenet ü ihtiyacını itiraf etmeleri, nihayet hüccacın habais-i zünubdan temizlenerek indallah lâyık-ı cinan olan revayih-i tayyibe-i maneviye iktisab etmeleri, hakikaten Cebel-i Arafat’ın evsafındandır.
Arefe ve Arafat, ikisi de bu dağın ismidir. Yevm-i Arefe buna muzaftır, bunun günüdür. Yevm-i iyas-ı küffar, yevm-i ikmal-i din, yevm-i itmam-ı nimet, yevm-i rıdvan isimleri dahi, yevm-i arefenin esma-i mahsusasındandır.» (E.T.722)
Taşlanan ve taşlanmış ve matrud şeytan manasında “şeytan-ı racim” ifadesi, Kur’an (3:36) (15:17) (16:98) (81:25) âyetlerinde geçer ve mezkûr şeytan taşlamasının hikmeti bu âyetlerde de alâkalıdır.