345- BASİRET بصيرة : Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiye. Feraset. İm’an-ı dikkat. *İbret alınacak hidayet sebebleri. Beyyine. Hüccet. (Bak: Süveyda-i Kalb)
«Nur-u akıl kalbden gelir:
Zulmetli münevverler bu sözü bilmeliler: Ziya-yı kalbsiz olmaz nur-u fikir münevver. O nur ile bu ziya mezcolmazsa zulmettir; zulüm ve cehli fışkırır. Nurun libasını giymiş bir zulmet-i müzevver. Gözünde bir nehar var, lâkin ebyaz ve muzlim. İçinde bir sevad var ki, bir leyl-i münevver. O içinde bulunmazsa, o şahmpare göz olmaz, sen de bir şey göremez. Basiretsiz basar da para etmez. Ger fikret-i beyzada süveyda-i kalb olmazsa, halita-i dimağî ilim ve basiret olmaz. Kalbsiz akıl olamaz.» (S.705)
345/1- «Basar masnuatı görüp de, basiret Sanii görmezse çok garib ve pek çirkin düşer. Çünki o halde Saniin manen, kalben görünmemesi, ya basiretin fıkdanındandır veya kalb gözünün kör olmasındandır veya pek dar olduğundan mes’eleyi azametiyle kavramadığındandır. Veya bir hızlan’dır. Ve illâ Saniin inkârı, basarın şuhudunu inkârdan daha ziyade münkerdir.» (M.N. 210)
Yukarıda geçen “hızlan” tabiri, Kur’anın bazı âyetlerinde, aynı kökten türemiş değişik şekilleriyle geçer:
-Ehl-i şirk “hızlan”dadır (yokluğa düşmekten tâ en küçük tehlikeye kadar muhtelif ehval karşısında hakiki istinaddan mahrumdur): (17:22)
-Cinnî ve insî şeytan dostluğunun akibeti bir “hızlan”dır: (25:29)
-Allah’ın hızlanına (nusret-i İlahiyeden mahrumiyetine) uğrayan kişi daha yardımcı bulamaz: (3:160)
346- Basiret hakkında Kur’an’dan birkaç not:
-Hak ile batılı ayıran hüccetler mânâsında basiret: (6:104) (7:203) (17:102)
-Basiretsiz insan hakkı göremez: (10:43)
-Hakka basiret üzere davet: (12:108) (Bu âyet, hikmet ve isbat yoluyla tebliğ mesleğini ders verir.)
-Semavî kitab; insanlara basiret, hidayet ve rahmettir: (28:43) (45:20)
-Gök ve yerin tezekkür ve tefekkürü ile basiret kazanmaya teşvik: (50:6-8)