337- BAHİRA بحيره : Süryani rahiblerindendir. Zamanın ilim ve fenlerine vâkıf ve bilhassa hey’et ve nücumda ihtisas sahibiydi. Bu sebebden rahiblerin câhilleri kendisinden hoşlanmazlardı. Hazret-i İsa’nın uluhiyetini ve Hz. Meryem’in ümmullah olduğunu inkâr ve ilân ettiğinden, bulunduğu manastırın reisi tarafından kovulmuş ve Şam yolu üzerinde Busrâ civarında bir manastır edinmişti.
İbn-i Hişam’ın siyerinde İbn-i İshak’tan rivayet olunarak:
«Bahira, kilise âleminde büyükten büyüğe intikal edip gelen bir kitaba mâlik bulunuyordu. Resul-i Ekrem’in bütün ahval ve evsafı bu kitabda yazılıydı.” deniliyor ki bu kitab “El-Enbâ” ünvanıyla bıraktığı rivayet olunan bir kitab olacaktır.
Kitabın başlıca bahisleri; yakında Arabistan’da bir Nebi-i Zişan çıkacağı, tevhid itikadına davet edeceği ve putlara ibadetten nehyedeceği mevzuu etrafında toplanıyordu. (S.B.M.ci: 6 sh: 650)
338- «Nübüvvetten evvel, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm Amucası Ebu Talib ve bir kısım Kureyşî ile beraber, Şam tarafına ticarete gidiyorlar. Bahîra-yı Rahib’in Kilisesi civarına geldikleri vakit oturdular. İnsanlar ile ihtilat etmiyen münzevi Bahira-yı Rahib birden çıkageldi. Kafile içinde Muhammed-ül Emin’i (A.S.M.) gördü. Kafileye dedi: “Şu Seyyid-ül Âlemîn’dir ve Peygamber olacaktır.” Kureyşîler dediler: “Neden biliyorsun?” Mübarek Rahib dedi ki: Siz gelirken baktım ki, havada üstünüzde bir parça bulut vardı. Siz otururken, şu Muhammed-ül Emin (A.S.M.) tarafına bulut meyletti, gölge yaptı. Hem görüyordum ki: Taş, ağaç ona secde eder gibi bir vaziyet gördüm. Bu ise, Nebilere yapılır.» (M.135)
Sebeb-i nüzulünde Bahira’dan da bahsedilen bir âyet şöyle tefsir ediliyor:
«(28:52) اَلَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِه۪ Bundan, yani Kur’an verilmezden evvel kitab verdiklerimiz Yehud’dan içlerinde Ebu Rifaa bulunan 10 kişi iman etmiş, eza olunmuşlardı; ehl-i İncil’den 40 kişi Resulullah’a bi’setinden mukaddem iman etmişlerdi; otuzikisi Ca’fer ibn-i Ebu Talib ile beraber Habeşistan’dan gelmiş, sekizi de Bahira, Ebrehe, Eşref, Amir, Eymen, İdris, Nafi’, Temîm Şam’dan gelmişlerdi; bu âyetin nüzulüne sebeb bunlar olmuş ise de, âyetin mefhum-u ıtlakı üzere ehl-i kitabdan bütün iman edenlere şâmildir.» (E.T.3746)