514- CELAL جلال : (Celâlet) Nihayet derecede büyüklük. Azamet. *Hiddetlilik, hışım. * İlm-i Kelâm’da: Cenab-ı Hakk’ın kahrının ve azametinin tecellisi. Cenab-ı Hakk’ın nev’deki tecellisi. Cenab-ı Hak vahdaniyyetine delil olacak çok şeyler yarattığından veya ihatadan âlî ve hislerle idrak edilmekten celil olduğundan “Celâl” denir.(O.A.L.)
«Cenab-ı Hakk’ın sıfat-ı ezeliye âleminde biri celalî, diğeri cemalî iki türlü tecellisi vardır. Celal ve Cemal’in sıfat-ı ef’al âleminde tecellisinden; lütuf ve kahr, hüsün ve heybet tezahür eder. Ef’al âlemine tecelli edince; tahliye ile tahliye (tezyin ile tenzih) doğar. Asâr ve a’mal âleminden âlem-i âhirete intiba edince; lütuf, Cennet ve nur olarak; kahr da; Cehennem ve nar olarak tecelli eder. Sonra âlem-i zikre in’ikas edince; biri hamd, diğeri tesbih olmak üzere iki kısma ayrılır. Sonra âlem-i kelâmda tecelli edince, kelâmın emir ve nehye taksimine sebeb olur. Sonra âlem-i irşada intikal edince; irşadı tergib ve terhib, tebşir ve inzara taksim eder. Sonra vicdana tecelli edince, reca ve havf husule gelir. Sonra irşadın iktizasındandır ki, havf ile reca arasındaki müvazene devamla muhafaza edilsin ki, reca ile doğru yollara sülûk edilsin, havf ile de eğri yollara gidilmesin. Ne Allah’ın (C.C.) rahmetinden me’yus, ne de azabından emin olunsun.» (İ.İ.64)
Celâl ism-i şerifi Kur’anda (55:27,78) âyetlerinde geçer. (Bak: Esma-ül Hüsna)