611/1- CÜRCANÎ (Seyyid Şerif-i Cürcanî) جرجانى : «Ali ibn-i Muhammed-il Hüseynî, pek meşhur bir âlimdir. Hanefi mezhebinde bulunuyordu. Şer’-i ve edebî ilimleri Ekmelüddin-i Babertî ile Ennur-üt Tavasî’den okumuş, bir çok eazıma mülaki olmuş, tarikat ve tasavvuf dersini de Hace Alaüddin-i Attar ile Nizamüddin-i Hamuşî’den almıştır.
Şarkın pek nevvar bir siması olan Seyyid-i Şerif, bütün hayatını ilm ü irfana hasr etmiş, tefsire, hadise, kelâma, fıkha dair yazmış olduğu kıymetli eserler ile iktidarını isbat eylemiştir.
Pek halûk, fukaraya karşı pek mütevazi olan Seyyid-i Şerif, tasavvuftan da pek çok zevk almıştı. Yazılarında bu zevkin âsarı pek ziyade göze çarpar. Kendisinden bu yolda müstefid olduğu Alaüddin-i Attar’a derin bir muhabbetle bağlı idi.
Seyyid-i Şerif, bir aralık Anadolu’ya uğramış, Fenari merhuma mülaki olmuş, onunla beraber Mısır’a gitmiş, Ekmelüddin’in derslerine devam etmiştir. Nihayet Mısır’ı bırakarak Şiraz’a gitmiş, Şah Şücaüddin’in takdirlerine mazhar olmuştur. Timurlenk (Hi. 789)’da Şiraz’ı elde edince Seyyid’in ferîdüddehr bir âlim olduğunu anlamış, hakkında fevkalâde hürmetler göstermiş, bu muhterem âlimin hanesine iltica edenlere aman vermişti. Timur, bilâhare Seyyid-i Şerif’i alıp Maveraünnehr’e götürdü. Artık Semerkant şehri, Seyyid’in şa’şaa-i kemalâtına sahne olmuştu. Timur’un tayin ettiği bir mecliste, Taftazanî ile Seyyid arasında cereyan eden münazara-i ilmiyye ise meşhurdur. Seyyid, Timur’un vefatını müteakib tekrar Şiraz’a dönmüştür.
Müfessir, mütekellim, fakih olan Seyyid-i Şerif’in bir çok müellefatı vardır. Bir kısmı şunlardır: (Keşşaf’ın Evail’ine Haşiye), (Tefsir-i Kadı’ya Ta’lika), (Risale fi Usul-ül Hadis), (Şerh-ül Mevakıf), (Hidaye Haşiyesi), (Muhtasar-ı ibni Hacib Haşiyesi), (Şerh-ül Hikmet-il İşrak), (Tarifat-ı Seyyid) (Mekalid-ül Ulûm), (Feraiz-i Siraciyye Şerhi).
Bu bînazîr âlim, (Hi. 740) tarihinde Cürcan’da Esterabad kurbünde “Takû” denilen yerde doğmuş, (816) senesinde Şiraz’da vefat etmiştir.» (H.İ. 484)
«Sa’düddin-i Taftazanî ile kapanan Mütekaddimîn devrinden sonra açılan Müteahhirîn-i Ülemâ devrinin birincisi, bu Seyyid Şerif Cürcanî’dir.» (K.S.) (İ.A. Cürcanî maddesi)