725- EBABİL ابابيل : Dağ kırlangıcı. Kuş sürüsü. Sürüler, Bölükler.
Bu kelime Kur’an (105:3) âyetinde geçer. «Bir kısım müfessirîn bu ebabil kelimesi, müfredi olmayan cemi’lerdendir, fırkalar demektir demişler... Müfessirînden ve lügaviyyundan bir kısmı da, ebabil’in müfredi, ibbale veya ibbevl veya ibbîl olduğunu söylemişlerdir. Zemahşeri, ebabil; haza’ik yani cemaat diye tefsir ettikten sonra der ki: Bunun vahidi “ibbale”dir... İbbale; büyük huzme demektir. Bir kuş cemaati birbirine sıkışmakta büyük bir huzmeye teşbih olunmuştur... Ragıb da: Ebabil, “ibbil”in cem’idir. Deve bölükleri gibi müteferrik demektir, diyor. Kamus’ta da şöyle diyor: İbbale, ibale, ibbevl, ibbil, iybal: kuştan attan, deveden bir kıt’a (bölük) ...Kamus şarihinin ve müterciminin zikrettikleri vecihle, bazıları ebabilin dağ kırlangıcı dedikleri bir kuş olduğuna zahib olmuşlardır.... Lakin yukarıda görüldüğü üzere eimme-i müfessirîn ebabilin böyle bir nevi kuş ismi olduğunu söylememiş, muhtelif surette bölük bölük, perderpey gelen sürüleriyle çokluklarını ifade eden bir sıfat veya hal manasıyla tefsir etmişlerdir.» (E.T.6103-6105 arasından telhis edildi.)
725/1- «Hz. Resul-i Ekrem’in (A.S.M.) doğumundan evvel, Hristiyan Habeşliler dinlerini yaymak için San’ada bir mabed yaparak Kâbe yerine Arabları bu mabede çekmeğe çalıştılar. Kâbe-i Muazzama durdukça buna muvaffak olamıyacaklarını anladıkları için, kudsi Kâbe’yi tahribe karar verdiler. Ebrehe kumandasındaki Habeş Hristiyan Ordusu Mekke’ye kadar geldiği sırada, Ebabil kuşlarının gökten taş yağdırmaları üzerine mahvoldular. Habeş Ordusunun önünde bir fil yürütüldüğü için, bu meşhur irhasattan olan tarihî hâdiseye “Fil Vak’ası denir.» (O.A.L.)
726- Bu hâdise «Sure-i اَلَمْ تَرَ كَيْفَ de nass-ı kati ile beyan edilen “Vaka-i Fil”dir ki; Kâbe’yi tahrib etmek için, Ebrehe namında Habeş Meliki gelip, Fil-i Mahmudî namında cesim bir fili öne sürüp gelmiş. Mekke’ye yakın olduğu vakit fil yürümemiş. Çare bulamamış, dönmüşler. Ebabil kuşları onları mağlub etmiş ve perişan etmiş, kaçmışlar. Bu kıssa-i acibe, tarih kitablarında tafsilen meşhurdur.
İşte şu hâdise, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’ın delail-i nübüvvetindendir. Çünki veladete pek yakın bir zamanda, kıblesi ve mevlidi ve sevgili vatanı olan Kâbe-i Mükerreme, gaybî ve hârika bir surette Ebrehe’nin tahribinden kurtulmuştur.» (M.177) (Bak: Ashab-ı Fil)