769- EDVAR-I HAMSE ادوارِ خمسه : Beş devir. Beşeriyetin içtimaî ve iktisadî hayatındaki beş devir.

«Ehl-i dünyanın ve maddi tarihin nazarıyla nev’-i beşerin hayat-ı içtimaiyesi noktasından bakılsa görülüyor ki; hayat-ı içtimaiye-i siyasiye itibariyle beşer birkaç devri geçirmiş.

Birinci devri: Vahşet ve bedevilik devri.

İkinci devri: Memlukiyet devri.

Üçüncü devri: Esir devri.

Dördüncüsü: Ecir devri.

Beşincisi: Malikiyet ve serbestiyet devridir.

Vahşet devri dinlerle, hükümetlerle tebdil edilmiş, nim-medeniyet devri açılmış. Fakat nev-i beşerin zekileri ve kavileri insanların bir kısmını abd ve memlûk ittihaz edip hayvan derecesine indirmişler. Sonra bu memlûkler dahi bir intibaha düşüp gayrete gelerek o devri, esir devrine çevirmişler. Yani memlûkiyetten kurtulup fakat (el-hükmü lilgalib) olan zalim düstur ile yine insanların kavileri zaiflerine esir muamelesi yapmışlar. Sonra İhtilal-i Kebir gibi çok inkılablarla o devri de ecir devrine inkılab etmiş. Yani zenginler olan havass tabakası, avamı ve fukarayı ücret mukabilinde hizmetkâr ittihaz etmesi; yani sermaye sahibleri, ehl-i sa’yi ve ameli, küçük bir ücrete mukabil istihdam etmeleridir. Bu devirde, su-i istimalat o dereceye vardı ki, bir sermayedar kendi yerinde oturup bankalar vasıtasıyla bir günde bir milyon kazandığı halde, bir biçare amele sabahtan akşama kadar taht-el arz madenlerde çalışıp kut-u layemut derecesinde on kuruşluk bir ücret kazanıyor. Şu hal müdhiş bir kin, bir iğbirar verdi ki; avam tabakası havassa ilan-ı isyan etti. Şu asrın tabiriyle sosyalistlik, bolşeviklik suretinde evvel Rusya’yı zir ü zeber edip, geçen harb-i umumiden istifade ederek her yerde kök saldılar. Şu bolşevizmin perdesi altındaki kıyam-ı avam, havassa karşı bir kin ve bir tezyif fikrini verdiğinden büyüklere ve havassa aid medar-ı şeref her şeyi kırmak için bir cesaret vermiş.» (Osmanlıca Mektubat, sh: 581 Müellifi: Bediüzzaman Said Nursî) (T.T. 5. cild 1050. hadis, yukarıda zikredilen malikiyet devrine işaret olabilir.)

770- «Beşer esirliği parçaladığı gibi ecirliği de parçalayacaktır:

Bir rü’yada demiştim: Devletler milletlerin hafif muharebesi; tabakat-ı beşerin şedid olan harbine terk-i mevki ediyor.

Zira beşer, edvarda esirlik istemedi, kanıyla parçaladı. Şimdi ecir olmuştur; onun yükünü çeker, onu da parçalıyor.

Beşerin başı ihtiyar; edvar-ı hamsesi var. Vahşet ve bedeviyet, memlûkiyet, esaret, şimdi dahi ecirdir, başlamıştır geçiyor.» (S.709)

Yukarı Çık