2950- ÖMER İBN-İ ABDÜLAZİZ عمرابن عبدالعزيز : Meşhur Emevi halifesi, (Hi. 63, Mi.682) tarihinde Medine’de doğdu. Annesi Ümmü Asım, Hz. Ömer’in torunuydu. Mısır valisi olan babası Abdülaziz (vefatı Hi. 85, Mi. 704) tarafından tahsil ve terbiyesi için Medine’ye gönderildi. Emevi halifesi Velid b. Abdülmelik tarafından (Hi. 87, Mi. 706) yılında Hicaz Valiliğine getirildi. (Mi. 711, 712)’ye kadar devam eden Medine Valiliği sırasında halkı şefkat ve adalet üzere idare etti. Süleyman b. Abdülmelik’ten sonra hilafet makamına geçti.
2951- O, yeni fetihler yerine mevcut topraklarda refah ve saadetin sağlanması için çalıştı. Emevi Devleti’nin kuruluşundan beri devam eden Hz. Ali’nin tel’in edilmesi gibi çirkin bir âdeti ortadan kaldırdı. Bunun yerine günümüzde de hutbelerin sonunda okunmakta olan (16:90) âyetinin okunmasını emretti.
2952- Ailesi, Emevi hanedanının bir gün fırsat bulup da kendisine zarar verebileceğinden söz ederek onu ikaz etmesi üzerine, Ömer b.Abdülaziz hiddetlenerek: “Korktuğun gün, kıyamet gününden daha konkunç değildir” dedi. Hulefa-i Raşidîn’in yolunu takib ettiğinden, Ömer-i Sani lakabıyla anılır. Ehl-i Beyt’e karşı davranışları, Emevi hanedanı mensublarını huzursuz etti ve bir köle vasıtasıyla zehirlenerek şehid edildi. (Hi. 101-Mi.720)
2953- Pek basit ve mütevazi bir hayatı vardı. Halife olduktan sonra bu sadelik ve basitlik, en fakir bir teb’asının seviyesine düşecek kadar fazlalaşmıştır. Mü’minlerin Emiri sıfatıyla onun bu şartlara kanaatı garip karşılanır, devlet başkanlarının ahvaline hiç benzemeyen hallerinden sorulurdu:
-Ya Emirel Mü’minîn!... Allah Teala sana ihsan buyurdular, biraz giyinip kuşansan olmaz mı?
O büyük insan, eşine az raslanır veli devlet başkanı şöyle cevap verir:
-Şüphe yok ki, iktisadın efdali varlık zamanında olanıdır.
Ömer İbn-i Abdülaziz (R.A.), devlet sistemini de ıslah etmek ve İslâm dünyasını huzursuz etmekte olan “mutlakiyet”ten, tekrar dört halife devrindeki gibi biat usulüne dönmek istiyordu. Ne var ki, Emevi sülalesi buna da yanaşmadı. Hilafetin ellerinden gideceği korkusu ile, harekete geçtiler. Saltanat hevesi ve şahsî menfaat sebebiyle Ömer İbn-i Abdülaziz (R.A.) gibi büyük bir insan, hizmetçisi eliyle zehirletilerek şehid edildi.