بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَ بِهِ نَسْتَعِينُ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
DAR DAİRE
(Haslar dairesinin nokta-i nazarı olan keyfiyete bakan hizmet ile, geniş daire nokta-i nazarı olan kemmiyetin bir mukayesesi)
Nurların fütuhatını kalben temaşa ederken, bazı has kardeşlerimin Nur’un tercümanına verdikleri makam noktasında baktım.
O makama nisbeten fütuhat az olmasından, o makamın şerefi için bir hırs ile vazife-i İlahiyeye karışmak gibi şekva geldi.
Binler derece şükür ve sırf rıza-yı İlahî noktasında bazı biçarelerin Nur’la imanlarını kurtarmak cihetiyle binler hamd, sena ve şükür lâzımken, bir teşekki ve sıkıntı geldi.
Sonra ile mahviyet ve terk-i enaniyet ve ihlas-ı tam aynı vaziyete baktım, gördüm ki: O fütuhatta binler hamd ü sena ve teşekkür ve manevî sürur ve sevinç ruhuma geldi. Ben o halde iken anladım ki, makamat-ı maneviye dahi mesleğimizde mevzubahis olmamalı.
Eğer bazı has kardeşlerimin hakkımdan yüz derece ziyade bana verdikleri hisse ve makam hakikat olsa vehakkım da olsa, mezkûr hakikat için bırakmağa, meslek-i Nuriyedeki ihlas-ı tamme bırakmağa mecbur eder.
Bediüzzaman Said Nursi
Bu dersi indirmek için tıklayınız.