BİR TAKRİZ
Risale-i Nur talebesi, Kur’an-ı Azimüşşan’ın hükümlerini hakkıyla yaşamayı ve Resul-u Zişan’ın Sünnet-i Seniyyesiyle amel etmeyi hayatının en büyük gaye ve maksadı olarak bilir.
Risale-i Nur’dan aldığı iman nurunun aşk ve şevkiyle marifet-i İlâhiye mertebelerinde terakki etmek ve Risale-i Nur’da serpilen Esasat-ı Kudsiye’ye ve Desâtir-i Nuriye’ye tam ittiba ile sırat-ı müstakimde evc-i kemâlata doğru tayaran edebilir.
Risale-i Nur’daki Esasat-ı Kudsiye, Kelam-ı İlâhiden nebean etmiş olup, Desâtir-i Nuriye’de Resul-u Ekrem’in meslek-i âliyesinden lemean etmiştir. Risale-i Nur’da serpilmiş olan Esasat-ı Kudsiye ve Desâtiri Nuriye’nin, toplanıp bir araya getirilmesi ile efradını câmi olarak o hakikatlerin her köşesini açığa çıkarıp o esas ve düsturların daha iyi anlaşılmasına ve daha ciddi bir şekilde sarılıp ittibaına vesile olacaktır inşaallah.
Aksi takdirde o Esasat-ı Kudsiye’ye ve Desâtir-i Nuriye’ye ittiba olmazsa o Nur yolunda devam edemez. Nefis ve şeytanla mücadele edemez. Bir çok maddi, manevi felaket ve helaketlerle karşılaşır ve belki menzil-i maksuda da vasıl olamaz; mesuliyet-i maneviyeyi bedbaht ruhuna yüklenerek ebedi hayata göçer gider.
Fakat o Esasat-ı Kudsiye’ye ve Desâtir-i Maneviye’ye ittiba ettiği takdirde Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin buyurduğu gibi:
«Muhabbet-i İlâhiyenin ziyasını tazammun eden imanın nuruyla münevver olan İslâmiyetin terbiyesiyle tekemmül edip, insaniyet cihetinde, abdiyetin içinde bir sultansın; ve cüz’iyetin içinde bir küllîsin; küçüklüğün içinde bir âlemsin; ve hakaretin içinde öyle makamın büyük ve daire-i nezaretin geniş bir nâzırsın ki, diyebilirsin: “Benim Rabb-i Rahîmim dünyayı bana bir hane yaptı. Ay ve güneşi o haneme bir lâmba; ve baharı, bir deste gül; ve yazı, bir sofra-i nimet; ve hayvanı bana hizmetkâr yaptı. Ve nebâtâtı o hanemin ziynetli levazımatı yapmıştır.”
Netice-i kelâm: Sen eğer nefis ve şeytanı dinlersen, esfel-i sâfilîne düşersin. Eğer hak ve Kur’ân’ı dinlersen, âlâ-yı illiyyîne çıkar, kâinatın bir güzel takvimi olursun.»
Cenab-ı Hak, bu kitabta dercedilen Kudsî Esaslara ve Nur’un düsturlarına ittibaı müyesser kılsın ve Üstadımızın yukarıda beyan buyurduğu kelâmına ve himmetine bizleri mazhar eylesin. Amin.
M. Said Özdemir 28 Mayıs 1998 Ankara