بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

KAN GRUBU BAHANESİ

Tek insandan türeyen bütün insanların dört kan gurubuna nasıl sahip olduklarını ve dolayisiyle tek insandan insanların türemiş olması fikrinde şüphelendirme gayesini takip edenler, evvela taraftar oldukları Darvincilik nazariyesine de ters düşerler. Zira taraftar oldukları Darvinci nazariyeye göre, karıncadan file kadar şekil ve cüsse cihetleriyle çok farklı hayvanların bir canlıdan türedikleri nazariyesini çok daha garip karşılamaları gerekirken aksine taraftar çıkmaları, şu garip addettikleri kan gurubu meselesinden daha gariptir. Doğrusu bu insanlar, imanda hazırda meşhud ve inkarı mümkün olmayan sarih delillerinden, mazinin karanlıklarına kaçıp oralardan bir şüphecilik bahanelerini aramak mecburiyetinde kalmışlardır. Çünkü tecrübe ve müşahede altında olan ve âlemde sergilenmiş İlâhî san’at eserleri, Sani’ini bedahetle gösterdiğinden, bu sahadan kaçıp mekan ve zaman bakımından dinden kopmuş insan ilim ve düşüncesinin karanlığa düştüğü uzaklara sığınırlar.

Bugün doğan çocuklar, ebeveyninin kan grubu ile her zaman aynı olmadıklarına göre, Ademden (A.S) türeyenlerin de dört değil dörtyüz grupta da olabilmeleri mümkündür. Kâinatı icâd edip tasarrufunda tutan sonsuz İlahî kudret, insanları dört kan grubunda tesbit etmesini hiçbir ilmî ve mantıkî delil yokken garip karşılayıp, güya ciddi bir meseleymiş gibi kenar köşelerde bazı gençlerin kafalarına şüphe sokmak ve dolayisiyle inkâra düşürmek isteyenler, netice itibariyle kapkaranlık ve sonsuz yokluğu, ebedî hiç olmayı adeta müjdeliyorlar gibi görünürler. Bu tavırları, insanlık dünyası için ne kadar korkunç ne kadar vahşet ve düşmanlık olduğu, tarif edilmez. Hakikatten cehennem ne kadar lüzumlu!....

Şunu da kaydetmek gerekir ki, canlı olmak bakımından muhtelif canlılar arasında müşterek hususiyetler vardır. Bu birinin diğerinden türediğine delil saymak, sadece kendi ilim dışı hayalleriyle zanlarının eseri olup dalalete sapanların yolu olabilir. Hakikatta prensiplerdeki benzerlik san’atkârının vahidiyet imzası demektir. Yani fâilinin birliğine delildir.