DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

MÜFRİTANE İRTİBATTAN MAKSAD NEDİR?

Müfritane irtibattan maksad nedir? Sualinize cevab için, aynı manadaki tekrarlar hariç olarak külliyatta şu ifadeleri gordüm:

Risale-i Nur’a irtibat:

Hüsrev’in.....Risale-i Nur’a karşı irtibatı...(K 109)

“Benim haddimden fazla mevki vermeyiniz, diye sizden darılıyorum. Yalnız, Kur’an-ı Hakîm’in bu zamanda bir mu’cize-i maneviyesi olan Risale-i Nur hesabına, ben de onun bir şakirdi olmak haysiyetiyle ona karşı tasdikkârane teslimi ve irtibatı, şakirane kabul ediyorum.” (K 146)

“....bir iki yüksek ihtiyarın Risale-i Nur’a parlak irtibatları”  (K 155)

“....Hulisi, Hakkı gibi yirmi seneye yakın bir zamandan beri mabeylerinde olan samimane dostluk ve kardeşlik tam devam ve sebat ettiği gibi; onların Risale-i Nur’a karşı alâka ve irtibat ve sadakatları”  (Em 92)

“.....makamlara irtibatınızı bağlamayınız....hüsn-ü zan ve müfritane âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadakat ve sebat ve müfritane irtibat ve ihlâs lâzımdır.” (K 89)

Hizmet yeri ile muhabere irtibatı:

“.....Hasan Feyzinin Denizli Şakirdlerinin hesabına tebriki dahi onun yüksek irtibatını, kuvvetli alâkasını gösterdi.....Nazif’in o havalideki kardeşlerimizin namına tebriki ve Nazif’in sarsılmaz sadakat ve irtibatı”  (Em 95)

“....Mehmed Feyzi ve Emin’in......çok ziyade tavsıfatlarımı......Üstadlarına bir alamet-i sadakat ve bir vesika-i itikad ve irtibattır.”  (Em 151)

Mahalli şahs-ı maneviye irtibat:

“O havalide Risale-i Nur’un şahs-ı manevisine karşı Halil İbrahim ile Ahmed Feyzi’nin sarsılmaz, gayet kuvvetli irtibatlarını gösterdiği”  (K  95)

Mezkûr parçalar üzerinde tefsir yapmak istemiyorum. Ancak fakirin kanaat-ı şahsiyesi budur ki: Bir şey iyi olmakla beraber nefsin de hoşuna gidiyorsa, o şey teşvike muhtaç değildir. Fakat o iyi işi nefis istemiyorsa, teşvike muhtaçtır. Birinci şıkkı işlesek de teşvike gidilmemelidir. Zira muhtaç değil, belâgata uymaz ve o işin muvazenesini bozar. İkinci şıkkı hatta işlemesek de teşvik etmeliyiz. Zira o iyi iş müşevviksiz kalmakla nisyan gafletine düşmesin. Binaenaleyh, bekçilik hizmetinde, irtibat hizmetindeki gibi zevk yoktur. Teemmel..

Ve keza, buluşmak ve irtibat isteyenler, suhulet için yer ve zaman tayin ederler ki buna randevu diyorlar. İşte bunun gibi ehl-i hizmetin bulundukları ve 24:36 Âyette “fî buyutin” kelimesiyle işaret edilen yerleri muayyendir. Zaman dahi ref’ edilmiştir. Yani 24 saatin 25 saati açıktır. Böylece irtibat imkânı yüksek seviyede sağlanmış olur. Evet Tullab-ı Nur’un %98’i cemiyet hayatında seyyar, %2’si ancak mahallinde sabittir. Seyyarların sabitlere irtibatları, vahdet yolu; sabitlerin seyyarlarla taleb-i irtibatları ise kesret yoludur, müşkilatlıdır, afakileştirir ve mahal-i hizmeti mesdut kılar. Halbuki mahall-i hizmet, geniş dairenin irtibat ve gayretiyle devamlı faal olmalı ki, hizmet şevkiyle sakinleri çoğaltsın. Bununla beraber dar dairenin de normal sayılacak miktarda teneffüs ve harice irtibat hakları mahfuzdur.

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık