DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

RİSALE-İ NUR CEVAB VERİYOR1

İSLÂM BİRLİĞİ Mİ? TÜRK BİRLİĞİ Mİ?

İlmî ölçüler içinde ve insaf dairesinde olmak üzere, bazı gazete ve televizyonlarda (bu tarih 1995 yıllarıdır, gazeteler ise, Sabah, Hürriyet, Zaman’dır.) hayli şa’şalandırarak öne sürülen dine ait bazı anlayışların çok az bir kısmını ele alıp Risale-i Nurlardaki beyanlarla mukayeselerini nazara vereceğiz.

İleri sürülen mes’elelerden birinde şöyle deniliyor.

Basiretli Türk idarecileri için dünyanın her yanında geçerli olan bir kredi kartıdır. Bu kredi kartını kullanma mevsimi, yine Asya ile entegrasyondan geçer.... Asya ile bütünleşmek büyüme yoludur. Türkiye’nin büyümesi, Asya ile entegrasyondan geçer..... Asya ile hangi ölçüde olursa olsun, bunu zaman belirleyecek, bir beraberlik yaşayacağız.

S: Asya ile entegrasyon İslâm dünyasından önce mi geliyor?

C: Evet birilerinin farklı mülahazalarının arkasında esasen bu vardır. Bana göre ikinciler (Âlem-i İslâm) elde birdir aslında..... Zaten şimdiye kadar, İslâm dünyası hep gelmiştir ve gelecekte de geleceklerdir.

İlk önce toplumumuz, rüşdünü, Asya ile entegrasyona geçmek suretiyle ortaya koymalıdır.

Cevap: Risale-i Nur’un hiçbir yerinde Âlem-i İslâmdan önce ele alınacak ve daha çok değer verilecek hiçbir millet ve devletten bahis yoktur. Bir önceki cevapta da2 bir kısım bahislerde de açıkça görüldüğü üzere, Âlem-i İslâmda temel teşkil eden malum millet ve devletler, birinci derecede İttihad-ı İslâm’ın temel yapısını teşkil ederler.

Bediüzzaman Hazretleri diyor ki:

«Hürriyet-i şer’iye ile meşveret-i meşrua, hakikî milliyetimizin hâkimiyetini gösterdi. Hakikî milliyetimizin esası, ruhu ise İslâmiyettir. Ve Hilâfet-i Osmaniye ve Türk Ordusunun o milliyete bayraktarlığı itibarıyla, o İslâmiyet milliyetinin sadefi ve kalesi hükmünde Arap ve Türk hakikî iki kardeş, o kale-i kudsiyenin nöbettarlarıdırlar.

İşte, bu kudsî milliyetin rabıtasıyla, umum ehl-i İslâm birtek aşiret hükmüne geçiyor. Aşiretin efradı gibi, İslâm taifeleri de birbirine uhuvvet-i İslâmiye ile mürtebit ve alâkadar olur. Birbirine mânen—lüzum olsa maddeten—yardım eder. Güya bütün İslâm taifeleri bir silsile-i nuraniye ile birbirine bağlıdır.» (HŞ:54)

«Ey muazzam ve büyük ve tam intibaha gelmişveya gelecek olan Araplar, en evvel bu sözlerle sizinle konuşuyorum. Çünkü, bizim ve bütün İslâm taifelerinin üstadlarımız ve imamlarımız ve İslâmiyetin mücahidleri sizlerdiniz. Sonra muazzam Türk milleti o kudsî vazifenize tam yardım ettiler.

Onun için tembellikle günahınız büyüktür. Ve iyiliğiniz ve haseneniz de gayet büyük ve ulvîdir. Hususan kırk-elli sene sonra, Arap taifeleri, Cemahir-i Müttefika-i Amerika gibi en ulvî bir vaziyete girmeye, esarette kalan hâkimiyet-i İslâmiyeyi eski zaman gibi küre-i arzın nısfında, belki ekserisinde tesisine muvaffak olmanızı rahmet-i İlâhiyeden kuvvetle bekliyoruz. Bir kıyamet çabuk kopmazsa, inşaallah nesl-i âti görecek.» (HŞ:57)

İşte Bediüzzaman Hazretlerinin gösterdiği ilk ve en ehemmiyetli bütünleşme merkezi ve hedefi......!

Amma Risale-i Nur’u nazara almadan ve ona rağmen fikirler beyan ediliyorsa ve yeni nazariyeler ortaya konuluyorsa o zaman bu cihet açıklanmalıdır.

 

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık