DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِي

HEDİYE ve YAMALI ŞALVAR

“Beşincisi: Bir-iki senedir çok emareler ve tecrübelerle kat'î  kanaatım oldu ki; halkların malını, hususan zenginlerin ve memurların hediyelerini almağa me'zun değilim. Bazıları bana dokunuyor.. belki dokunduruluyor, yedirilmiyor. Bazan bana zararlı bir surete çevriliyor. Demek gayrın malını almamağa manen bir emirdir ve almaktan bir nehiydir. Hem bende bir tevahhuş var; herkesi, her vakit kabul edemiyorum. Halkın hediyesini kabul etmek, onların hatırını sayıp istemediğim vakitte onları kabul etmek lâzım geliyor.. o da hoşuma gitmiyor. Hem tasannu' ve temelluktan beni kurtaran bir parça kuru ekmek yemek ve yüz yamalı bir libas giymek, bana daha hoş geliyor. Gayrın en a'lâ baklavasını yemek, en murassa' libasını giymek ve onların hatırını saymağa mecbur olmak, bana nâhoş geliyor.” (M:14)

“Rabian: On sene zarfında yüz banknot ile idare eden ve günde, bazan kırk para ile geçinen ve yetmiş yamalı bir abayı yedi sene giyen bir adam hakkında: "Nereden para alıp yaşıyorsun ve teşkilât yapıyorsun?" diyenler, ne kadar insaftan uzak düştüklerini ehl-i insaf anlar.” (T:227)

“Hem demişsin ki, senin şalvarınla mübadele ediyorum. Benim namıma kime isterseniz veriniz.

Ey Kardaşım, kabul ettim, elli yamalı bendeki senin şalvarını yine kendime verdim. Çünkü: Elli yamalı şalvarı beğenecek kendimden başka bulamadım.” (B:373)

YAMALI ELBİSE

Hz. Aişe (Radıyallahu Anh) anlatıyor: “Resulullah (Aleyhisselâtu Vesselâm) buyurdular ki: “Ey Âişe! Cennette benimle olman seni mesrur edecekse sana dünyadan bir yolcunun azığı kadarı kifâyet etmelidir. Sakın zenginlerle sohbet arkadaşlığı etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimiş addetme.Tirmizi, Libâs 38, (1781).

Rezin şunu ilâve etmiştir: "Urve dedi ki: "Hz. Âişe (Radıyallahu Anh), bir elbiseyi eskitip yamamadıkça ve içini dışına ters çevirip (bir zamanlar da öyle giyerek iyice eskitmedikçe) yenilemezdi.

Hz. Ali (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: "Biz Resülullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) ile birlikte otururken uzaktan Mus'ab İbnu Umeyr (Radıyallâhu Anh) göründü, bize doğru geliyordu. Üzerinde deri parçası ile yamanmış bir bürdesi vardı. Resülullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) onu görünce, (Mekke'de iken giyim kuşam yönünden yaşadığı) bolluğu düşünerek ağladı. Sonra şunu söyledi:

"(Gün gelip, sizden biri, sabah bir elbise, akşam bir başka elbise giyse ve önüne yemek tabakalarının biri getirilip diğeri kaldırılsa ve evlerinizi de (halılar ve kilimler ile) Kà'be gibi örtseniz o zamanda nasıl olursunuz?"

"O gün, dediler, biz bugünümüzden çok daha iyi oluruz. Çünkü hayat külfetimiz karşılanmış olacak, biz de ibâdete daha çok vakit ayıracağız."

"Hayır! buyurdu, Bilakis siz bugün o günden daha iyisinizdir." Tirmizi, Kıyamet 36, (2478)

Ebu Bürde İbnu Ebî Müsa el-Eş'ârî anlatıyor: "Hz. Aişe radıyallahu anhâ'nın yanına girdim. Bana yamalı bir giysi ve kaba bir izar çıkardı ve "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şu iki (parça)nın içinde vefat etti!" dedi."

Buhârî, Humus 5, Libâs 19; Müslim, Libâs 35, (2080); Ebu Dâvud, Libâs 8, (4036); Tirmizî, Libas 10, (1733)

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık