DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِين

RİSALE-İ NUR’DA İZAH MESELESİ

Bu izah meselesinde bazıları, “Risale-i Nur’da izah yasaklanmıştır.” der. Bir bazıları da en geniş şekliyle izahın lüzumunu hatta sadeleştirilmesini iddia eder ve daha buna benzer fikirler ileri sürülür.

Dikkat edilirse bu tarz anlayışlar, Risale-i Nur namına bir hüküm olup, ileri derecede bir izah sayılır. Çünkü, yapılan bir izahın netcesinde bir hüküm ortaya çıkarılır.

İşte “Risale-i Nur’da izah yasaklanmıştır.” hükmü, izahın neticesinde varılacak bir hüküm olduğundan, “izah yapılmaz” diyen kişi dahi izahcı sayılır.

Bu gibi meselelerde doğru, yani Risale-i Nur’a uygun haraket tarzı, herhangi bir mesele ortaya çıkınca, “Külliyat müvaceheside tahkik edelim ve neticeyi Külliyattan öğrenelim.” demekdir. İşte o zaman kişinin kendi meyli ve peşin hükmü hükümsüz kalıp Risale-i Nur’u kendi isteğine ve meşrebine veya garazına vesile yapmak gibi ağır bir mesuliyete girilmemiş olur. Evet, Risale-i Nur’un mesleğinin tahkik olduğu müsellemdir.

Şimdi peşin ve tahkiksiz hükümleri bırakıp Külliyattaki hükmü araştırıyoruz. Şöyle ki:

“Şimdi, ilk konferansımızın niçin iman mevzuunda olduğunu izah ile, bu eser ve müellifi hakkında gayet kısa olarak malûmat vereceğiz.” (S:748) 

“Şimdi Risale-i Nur Külliyatından, iman, Kur'an ve Hazret-i Peygamber (Aleyhissalâtü Vesselâm) Efendimiz hakkında olan eserlerden bazı kısımları aynen okuyacağım. Siz bu eserleri elde edip tamamını okursunuz. Okurken, belki izah edilmesini isteyen kardeşlerimiz olacaktır. Fakat bu hususta arzedeyim ki, üstadımız Bediüzzaman, bir Nur talebesine Risale-i Nur'dan bazan okuyuvermek lütfunu bahşederken izah etmiyor, diyor ki: "Risale-i Nur, imanî mes'eleleri lüzumu derecesinde izah etmiş. Risale-i Nur'un hocası, Risale-i Nur'dur. Risale-i Nur, başkalarından ders almağa ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidadı nisbetinde kendi kendine istifade eder. Aklınız herbir mes'eleyi tam anlamasa da, ruh, kalb ve vicdanınız hissesini alır. Ne kadar istifade etseniz, büyük bir kazançtır.

Okunan Türkçe veya Arabça bir risalenin izahı, başka bir risalede varsa, onu getirip okuyor. Risale-i Nur'daki gayet ince nükteleri derkeden basiretli âlimler de der ki: Bir âlimin yüksek bir ilmi olabilir fakat Risale-i Nur'u cemaata okurken tafsilâta girişip eski malûmatlarıyla açıklarsa, bu izahatı, Risale-i Nur'un beyan ettiği, asrımızın fehmine uygun ve ihtiyacına tam cevab veren hakikatların anlaşılmasında ve tesiratında ve Risale-i Nur'un mahiyetinin derkine bir perde olabilir. Bunun için, bazı lügatların manalarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir.

İstanbul Üniversitesindeki kardeşlerimiz de böyle okuyorlar. Biz de hülâsaten deriz ki: Risale-i Nur, gayet fasih ve vecizdir. Sözün kıymeti; îcazındadır, kısalığındadır. Bir mes'ele-i imaniye ve Kur'aniye umuma ders verilirken, mücmel olarak tedrisinde, daha fazla istifaza ve istifade vardır.” (S:772)

(Bakınız: Külliyatı okumak tarzı ve anlamak ve istifade etmek mes’eleleriyle alakalı parçalardır derlemesi ve Okumada dikkat ve manaya teveccüh tavsiyeleri derlemesi)

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık