748- EBVAB-I SEMA ابوابِ سماء : Sema kapıları, gök kapıları. 78. surenin 18 ve 19. âyetlerinin tefsirinde deniliyor ki:
«O fasl günü o gündür ki, sura üfürülür. Yani sur üfürülünce siz ölüler uykudan uyanır gibi uyanır kalkarsınız da, (sure: 17, âyet: 71 mantukunca) her ümmet imamıyla çağrılarak derhal alay alay, ümmet ümmet, cemaat cemaat mahşere gelirsiniz ve o sırada sema açılmıştır. Nizam-ı âlem değişmiş; bugün kapalı, sağlam bir bina olan sema fethedilmiş; (sure: 69, âyet: 16 mazmununca) inşikak edip yer yer açılmıştır da hep kapılar olmuştur. Her tarafı kapılardan ibaret gibi küşad edilmiştir.» (E.T.5539) (Ehl-i Cehennem’in haşirden Cehennem’e gidişleri, bak: 3395.p.)
7. sure 40. âyetinin tefsirinde de şu beyan var:
«Şüphe yok o kimselere ki, küfre düştüler ve bizim vazıh âyetlerimizi tekzib ettiler, onların birer âyet-i İlahiye olduğunu kabul etmediler ve onlara karşı tekebbürde bulundular, onlara imandan ve muktezasıyla amel etmekten kaçındılar. Onlar için gök kapıları açılmaz, onların duaları, amelleri kabul edilmez veya onların ruhları oralara yükselemez. Ve deve, iğnenin deliğine girinceye kadar; öyle büyük bir cisim, o kadar dar bir yere girinceye kadar, öyle mümkün olmayan bir hâdisenin vukuuna değin, yani hiçbir zaman Cennet’e giremiyeceklerdir. Onların Cennet’e girmeleri, böyle vukuu muhal bir şeye muallaktır, onlar ebediyyen Cehennem’de muazzeb olup duracaklardır.» (Ömer Nasuhi Bilmen’in tefsirinden)