795- EKONOMİ اقونومى : (yu.i. İktisad. Tutum. Geliri gideri hesablayarak lüzumsuz masrafı bırakıp artırmağa çalışmak. Ölçülü ve idareli harcamak. İnsanların sınırsız olan ihtiyaçlarıyla bunları sağlamaya yarayacak sınırlı imkân ve vasıtalar arasında mümkün olan azami uygunluğu temin için yapılan çalışma ve faaliyetler. Bu faaliyetlere hâkim olan kaideleri inceleyen ilim. (Bak: iktisad)
796- İktisadî hâdiseler istihsal (üretim), istihlak (tüketim), mübadele (değişim) ve tevzi (bölüşüm, dağıtım) olmak üzere dört gruba ayrılır. İktisad ilmi bu hâdiselerin birbiriyle olan münasebetlerini, müvazenelerini (dengeleşimleri), teşkilatlanma ve idaresi bakımlarından şekillerini tetkik etmekte ve hâdiselerin matematikî olarak mümkün modellerini bulmaya çalışmaktadır. Günümüzde iktisad politikaları büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. İktisadî politikalar, bugünkü dünyamızda iki ana sisteme ayrılmıştır: 1- Kapitalizm, 2-Sosyalizm. Bunlar arasında zikredilen “karma ekonomi” şekli, esas itibarıyla bunlardan birine dahil edilmektedir. İslâm iktisad sistemi bunlardan esastan ayrılmaktadır. Bu iki sistem yalnız dünya hayatını esas gaye gören sistemlerdir. Kapitalist sistem, emeği ferdî sermayeye, sosyalist sistem, emeği devlet tahakkümüne bağlar. Kapitalist sistemde sermaye sahibleri, sosyalist sistemde, devlet ve cemiyet adına bir grub, yani komünist partisi hâkim olur. Her iki sistem istismar (sömürme) ve tahakküme dayandığı için, cemiyet hayatında anarşiyi ve ihtilalleri doğurmakta; insanlık barış, huzur ve saadete ulaşamamaktadır.
797- İslâmiyet ise, kapitalizmdeki ferdin kapitalist tarafından istismarını, sosyalizmdeki kollektif tahakkümü ve ferdin komünist idareci kadrosunca istismarını kaldırır. Evet Kur’an (53:39) âyetinde beyan edildiği gibi, herkesin kazancı emeğine göre olur.