964- FISK فسق : Haddini tecavüz. Günah. Haktan ayrılmak. *Fık: Allah’ın emirlerini terk ve O’na isyan etmek ve doğru yoldan sapıp çıkmak. Böylece olanlara şeriat dilinde “fasık” denir. (Bak: Fasık)
«Fısk; hakdan udul, ayrılmak; hadden tecavüz; hayat-ı ebediyeden çıkıp terketmektir. Fıskın menşei; kuvve-i akliye, kuvve-i gazabiye, kuvve-i şeheviye denilen üç kuvvetin ifrat ve tefritinden neş’et eder. Evet ifrat veya tefrit, delillere karşı bir isyandır. Yani sahife-i âlemde yaratılan delail, uhud-u İlahiye hükmündedir. O delaile muhalefet eden, Cenab-ı Hak’la fıtraten yapmış olduğu ahdini bozmuş olur. Ve keza ifrat ve tefrit hayat-ı nefsiye ve ruhiyenin maraz ve hastalığını intac eden
esbabdandır. Buna fıskın birinci sıfatı olan (2: 27) يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللّٰهِ cümlesiyle işaret edilmiştir.
Ve keza ifrat ve tefrit, hayat-ı içtimaiyeye karşı isyan ateşini yakan iki âmildir. Evet bu âmiller hayat-ı içtimaiyeyi nizam ve intizam altına alan rabıtaları, kanunları keser atar. Evet şehvet veya gazab haddini aşarsa, ırz ve namuslar pay-mal olur, masumlar mahvolur. Buna da, fıskın ikinci sıfatı olan وَ يَقْطَعُونَ مَا اَمَرَ اللّٰهُ بِهِ اَنْ يُوصَلَ cümlesiyle işaret edilmiştir.
Ve keza dünyanın nizamının bozulmasını intac edip fesad ve ihtilale sebebiyet veren iki ihtilalcidirler. Buna dahi, fıskın üçüncü sıfatı olan,وَ يُفْسِدُونَ فِى اْلاَرْضِ cümlesiyle işaret edilmiştir. Evet fasık olan kimsenin kuvve-i akliye ve fikriyesi itidali kaybedip safsatalara düşerse, itikadata ait rabıtaları kesmekle, hayat-ı ebediyesini yırtar atar. Ve keza kuvve-i gazabiyesi hadd-i vasatı tecavüz ederse, hayat-ı içtimaiyenin hem yüzünü, hem astarını yırtar, altüst eder. Ve keza kuvve-i şeheviyesi haddi aşarsa heva-i nefse tabi olur, kalbinden şefkat-i cinsiye zail olur, kendisi berbad olacağı gibi başkalarını da berbad edecektir. Bu itibarla fasıklar hem nev’inin zararına, hem arzın fesadına çalışmış olur. » (İ.İ. 165)
965- «Şer’an fıskın üç mertebesi vardır. Birincisi, günahı çirkin addetmekle beraber ara sıra irtikab etmek; ikincisi, üzerine düşerek inhimak ile yapmak; üçüncüsü, çirkinliğini inkâr ederek yapmaktır. Bu üçüncü tabaka küfür mertebesidir. Fasık bu hale gelmedikçe, ehl-i sünnet mezhebinde mü’min namı kendisinden selbolunmaz. Binaenaleyh fasık vasfı içinde kâfirler bulunabileceği gibi imanını zayi etmemiş olanlar da bulunabilir. (E.T.282)
Kur’anda fısk muhtelif yerde geçer. Meselâ, Allah’ın emirlerinden çıkmak: (18:50), inkâr etmek: (10:3) (32: 20), fasık idare kadrosu: (17:16), işlenmesi fısk olan haramlar: (5:3) ve emsali âyetler.