1142- HALİL-UR RAHMAN خليل الرحمن : Allah’tan başkasından hiçbir zaman yardım dilemeyip O’nun dostluğunu ihtiyar eden Hazret-i İbrahim’in (A.S.) lakabıdır. (Bak: İbrahim (A.S.))
Bir âyet-i kerimede şöyle buyruluyor: (4:125) “وَاتَّخَذَ اللّٰهُ اِبْرٰه۪يمَ خَل۪يلاً Allah, İbrahim’i halil edinmişti.
Halil; bir kimsenin umur u esrarı arasına giren ve muhabbeti kalbinin eczasına nüfuz eden dostu demektir ki, hiç bir haleli olmayan meveddet manasına hulleten me’huzdur. Ve Allah’ın İbrahim’i halil edinmesi, onu bir halil gibi ıstıfa-yı mahsus ile tekrim etmiş ve mazhar-ı esrar-ı Rabbanî kılmış olmasından mecazdır. Allah Teala, İbrahim Aleyhisselâm’ı bir takım kelimat ile imtihan etmiş; o da onları itmam etmiş olmakla (2:124) اِنّ۪ى جَاعِلُكَ لِلنَّاسِ اِمَامًاۜ tekrimiyle imam-ı enam yapmış, sırr-ı ihyaya, melekût-i a’lâ ve süflaya muttali’ kılmış, o da kavmini alettevali tevhid-i İlahîye davet etmiş; esnama, nücuma, şems ü kamere ibadetten men’eylemiş, Tağuta karşı gelmiş, Allah uğrunda ateşlere atılmaktan, oğlunu kurban etmekten, malını misafirlere feda eylemekten çekinmemiş, ahlâk-ı İlahiye ile tahallukta selefin hepsini geçmiş, ıstıfa-i insanînin en yükseği onda ve onun âlinde tecelli etmiş, zürriyeti -zâlimler müstesna olmak üzere- mülk-ü nübüvvetle mübeşşer ve bekâm olmuştur.” (E.T. 1476)