1955- KAZA قضى : Birdenbire olan musibet. Beklenmedik belâ. *Vaktinde kılınmayan namazı sonradan kılmak. *Allah’ın takdirinin ve emri-nin yerine gelmesi. *Hâkimlik, hâkimin hükmü. *İstemeden yapılan zarar. *Hükmeylemek, hüküm. *Bir şeyi birbirine lâzım kılmak, beyan eylemek. *Ahdini yerine getirmek. Ödemek, eda etmek. *İcab. *Ölüm. (L.R.) (Bak: Ecel) *Şeriat hâkimi olan Kadı’nın hükümetinin hududu olan memleket. (Yani, eskiden bir hâkimin şeriat namına davalara baktığı memlekete “Kaza Merkezi” denirdi.) *Fık: İnsanlar arasında vukubulan dava ve muhasamayı şer’î hükümler dairesinde fasletmek, halletmek. (Fetvanın kazadan farkı; mevzuu âmdır, gayr-ı muayyendir, hem mülzim değil. Kaza ise muayyen ve mülzimdir.)

Atıf notu:

-Cenab-ı Hakk’ın ata, kaza, kader kanunları, bak: 1914.p.

Yukarı Çık