2237- MAKAM-I MAHMUD مقام محمود : En yüksek şefaat makamı. Peygamberimiz’in (A.S.M.) kavuşacağı, Allah tarafından vaad edilen makam. “Makam-ı Mahmud, herkesin hamd ile tebcil edeceği muazzam makam demektir ki hakikat-ı hamdin müteallıkı olan kurb-i mutlak makamı yani ehadis-i şerifede varid olduğu üzere liva-ül hamd altında şefaat-ı kübra makamıdır.” (E.T. 3194)
Liva-ül Hamd’in geçtiği kaynak eserlerden bazıları: Tirmizi, menakıb/1, ibn-i Mace zühd/37, Darimî mukaddeme/8, İbn-i Hanbel 1, 281, 295/3, 144.
Sual: “(17:79) عَسَى اَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا Cenab-ı Hak va’dettiği halde, her ezan ve kametten sonra edilen mervi duada: وَابَْعَثْهُ مَقَامًا مَحْمُودًا الَّذِى وَعَدْتَهُ1 deniliyor; bütün ümmet o va’di ifa etmek için dua ederler. Bunun sırr-ı hikmeti nedir?
Cevab: Bu kadar tekrar ile kat’i verilecek olan bir şeyin vermesini istemesinin sırr-ı hikmeti şudur: İstenilen şey meselâ, Makam-ı Mahmud bir uçtur. Pek büyük ve binler Makam-ı Mahmud gibi mühim hakikatları ihtiva eden bir hakikat-ı azamın bir dalıdır. Ve hilkat-ı kâinatın en büyük neticesinin bir meyvesidir. Ve ucu ve dalı ve o meyveyi dua ile istemek ise; dolayısıyla o hakikat-ı umumiye-i uzmanın tahakkukunu ve vücud bulmasını ve o şeçere-i hilkatın en büyük dalı olan âlem-i bekanın gelmesini ve tahakkukunu ve kâinatın en büyük neticesi olan haşir ve kıyametin tahakkukunu ve dar-ı saadetin açılmasını istemektir. Ve o istemekle, dar-ı saadetin ve Cennet’in en mühim bir sebeb-i vücudu olan ubudiyet-i beşeriyeye ve daavat-ı insaniyeye kendisi dahi iştirak etmektir. Ve bu kadar hadsiz derecede azîm bir maksad için, bu hadsiz dualar dahi azdır. Hem Hazret-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselâm’a “Makam-ı Mahmud” verilmesi, umum ümmete şefaat-ı kübrasına işarettir. Hem o, bütün ümmetin saadetiyle alâkadardır. Onun için hadsiz salavat ve rahmet dualarını bütün ümmetten istemesi ayn-ı hikmettir.” (Ş.96) Makam-ı Mahmud, S.B.M. 1712.hadiste de geçer. (Bak: Şefaat)
1 S.B.M.hadis:365