3500- ŞEFAAT شفاعة : Şefaat etmek. Afv için vesile olmak. *Fık: Âhiret günü bir kısım günahkâr mü’minlerin affedilmeleri ve itaatli mü’minlerin de yüksek mertebelere ermeleri için Peygamber Aleyhissalatü Vesselâm ve sair büyük zatların Allah Teala’dan (C.C.) niyaz ve istirhamda bulunmalarıdır.
3501- Cenab-ı Hak, en büyük şefaat şerefini Peygamberimiz’e (A.S.M.) vermiştir. Çünki “Kur’anda Zat-ı Ahmediye’ye en büyük makam vermek ve dört erkân-ı imaniyeyi içine almakla لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ rüknüne denk tutulan مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِۜ Risalet-i Muhammediye (A.S.M.) kâinatın en büyük hakikatı ve Zat-ı Ahmediye (A.S.M.) bütün mahlukatın en eşrefi ve hakikat-ı Muhammediye (A.S.M.) tabir edilen küllî şahsiyet-i maneviyesi ve makam-ı kudsîsi, iki cihanın en parlak bir güneşi olduğuna ve bu hârika makama liyakatına dair pekçok hüccetleri ve emareleri, kat’i bir surette Risale-i Nur’da isbat edilmiş. Binden birisi şudur ki: اَلسَّبَبُ كَالْفَاعِلِ düsturuyla: Bütün ümmetinin, bütün zamanlarda işlediği hasenatın bir misli onun defter-i hasenatına girmesi ve bütün kâinatın hakikatlerini, getirdiği nur ile nurlandırması, değil yalnız cin ve insi ve meleği ve zihayatları, belki kâinatı ve semavatı ve arzı minnettar eylemesi ve istidad lisanıyla nebatatın duaları ve ihtiyac-ı fıtrî diliyle hayvanatın duaları, gözümüz önünde bilfiil kabul olmasının şehadetiyle milyonlar, belki milyarlar fıtrî ve reddedilmez duaları makbul olan suleha-yı ümmeti her gün o Zat’a (A.S.M.) salât ü selâm ile rahmet du-aları ve manevi kazançlarını en evvel o Zat’a (A.S.M.) bağışlamaları ve bütün ümmetçe okunan Kur’anın üçyüzbin hurufunun herbirisinde on sevabdan ta yüz, ta bin hasene ve meyve vermesinden yalnız kıraat-ı Kur’an cihetiyle- defter-i a’maline hadsiz nurlar girmesi haysiyetiyle, o Zat’ın (A.S.M.) şahsiyet-i maneviyesi olan hakikat-ı Muhammediye (A.S.M.) istikbalde bir şecere-i tuba-i Cennet hükmünde olacağını Allâm-ül Guyub bilmiş ve görmüş ve o makama göre Kur’anında o azîm ehemmiyeti vermiş ve fermanında ona tebaiyeti ve sünnet-i seniyesine ittiba ile şefaatine mazhariyeti, en ehemmiyetli bir mesele-i insaniye göstermiş.” (Ş. 251)
3502- Hem “enbiya ve evliyaya Kur’anın tarif ettiği tarzda muhabbetin neticesi: O enbiya ve evliyanın şefaatlarından, berzahta, haşirde istifade et-mekle beraber gayet ulvi ve onlara lâyık makam ve füyuzattan o muhabbet vasıtasıyla istifaza etmektir.
Evet اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ اَحَبَّ1 sırrınca, adi bir adam, en yüksek bir makama, muhabbet ettiği âlî makam bir zatın tebaiyetiyle girebilir.” (S. 649)
3503- Şefaatin hak olduğuna dair pek çok âyât ve ehadis vardır. Ezcümle bir hadis-i şerif meali şöyledir:
“Ebu Hüreyre Radıyallahu anhü şöyle demiştir: (Bir kere) “Ya Resulallah, kıyamet gününde senin şefaatin en ziyade kime rayegân (çokça) olacak? “ diye sordum. Buyurdu ki: “Ya Eba Hüreyre, hadis (bellemek) için sende gördüğüm hırsa göre bu hadisi senden evvel kimsenin bana sormayacağını (zaten) tahmin ediyordum. Kıyamet gününde halk içinde şefaatime en ziyade mazhar olacak kimse, kalbinden (yahut içinden) halis olarak Lâ ilâhe illallah diyendir.2”3
İ.M. 37. Kitab-üz Zühd, 37. babı, şefaat hakkındadır. S.B.M. 11. cild 1711. hadis de şefaat-ı kübrayı bildirir. (Bak: Makam-ı Mahmud)
3504- Şefaatle alâkalı âyetlerden birkaç not:
-Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimse şefaat edemez: (2:48, 123, 254) (6:51, 70) (19:87) (20:109) (53:26)
-Kendilerine tabi olunan mudill kimselerden şefaat ummaları boşa çıkacaktır: (6:94) (30:13)
-Şefaat etmeye izin verilenler: (34:23)
1S.B.M. ci:12 hadis:2007 ve ci:9 hadis:1495 ve S.M. ci:8 sh:109 hadis:165 ve K.H. hadis:2284
2* Şefaat-ı makbule-i Muhammediye'den (Sallallahü Aleyhi Vesellem) müstefid olmayacak ferd-i aferide yoktur. Habib-i Hüda (aleyhi efdatü't-tehaya) Efendimizin bütün halkın hevl-i mevki'den rahat bulması için bir şefaat-ı ammesi olduğu gibi bazı küffarın tahfif-i azabı, müstahakk-ı ikab olan bazı mü'minînin Nar-ı Cahim'den necatı, Cehennem'e girmiş mü'minînin halâsı, bazı mü'minînin bilâhesab velâ azab dahil-i Cinan olması, keza dahil-i Cinan olan mü'minînin ref-i derecatı için gûna-gûn şefaatleri vardır. Bu şefaatler içinden en ziyade müstefid olacakların, muhlis mü'minler olduğundan şüphe yoktur.
3S.B.M. hadis: 85