2985- RAFIZÎLER رافضيلر : Arabça rafız-rafızî kelimeleri “terkeden” manasını ifade etmektedir. *Istılahta: Zeyd b. Ali’yi (vefatı Hi: 122) önce imam kabul ettikten sonra, Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer’e sebbetmediği bahanesiyle onu terkedenler için kullanıldığı söylenir. Zeyd b. Ali, Kûfelilerin biatını aldıktan sonra onbeş bin Kûfeli ile birlikte Hişam b. Abdülmelik’in Irak Valisi ve âmili olan Yusuf b. es-Sakafi’ye başkaldırmıştı. Taraflar arasında harp devam ederken Zeyd, adamlarından bazılarının Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer’e (R.A.) ta’nettiklerini işitmiş ve onları bu gibi sözlerden menetmişti. Bunun üzerine kendisine daha önce biat etmiş olanlar ondan ayrılmışlardı. Zeyd de onlara hitaben “Rafudtümunî: Beni terkettiniz” demişti. İşte Zeyd’in onlara bu hitabından dolayı “terkedenler” manasına “Rafıda” (çoğulu: Ravafıd) Rafizîler denmiştir.
Rafızî kelimesi, Şiîlerin müfrit kısmı olan bu grubun has ismi olmakla birlikte, Mezhebler Tarihi ve Akaid kitablarında Şiî topluluklarının tamamını ifade eden umumi bir isim olarak da kullanılmaktadır. (Bak: Şia)
2986- “Meşhur “İmam-ı Zeyd” sâdat-ı azîmeden ve eimme-i Âl-i Beyttendir. Ve müfrit Şiaları reddeden ve اِذْهَبُوا اَنْتُمُ الرَّوَافِضُ deyip Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer’den teberriyi kabul etmeyen ve o iki Halife-i Zişanı hürmet edip kabul eden bir zattır. Onun etba’ları, Şiaların en mu’tedili ve en sünnisidir. Bunlar hem ehl-i insaf ve hem çabuk hakkı kabul eder bir taifedir. İnşaallah Vehhabilerin tahribatını tamire sebeb oldukları gibi Ehl-i Sünnet ve Cemaattan, Zeydîlerin inhirafları dahi istikamet kesb edip, Ehl-i Sünnete iltihak edip imtizaç edecekler. Bu âhirzaman çok çalkalanıyor, bu fitne-i âhirzaman acib şeyler doğuracağını ihsas ediyor.” (B.L. 338)