3015- RECA رجاء : Emel, ümit, yalvarmak. *Canib, taraf. *İstek, arzu, dilek. (Bak: Havf ve Reca , Ye’s)
3016- Kur’an (25:21) âyetinin tefsirinde şu bilgi veriliyor: “Reca, meşhurda emel (arzu) demektir. Ekser lügaviyyun birini diğeriyle tefsir etmişlerdir. Maamafih aralarında ince fark gösterenler de vardır. ibn-i Hilal’in Furuk’unda: “Emel, müstemirr bir recadır. Onun için bir şeye nazar, müstemirr olup uzayınca “teemmül etti” denilir. Bir de emel, mümkinde ve muhalde olur. Reca ise mümkine mahsustur.” denilmiş. Misbah’ta da der ki: Emel ye’sin zıddıdır. Ve ekser isti’mali, husulü baid olandadır. Tama’, husulü karib olanda olur. Reca ise, emel ile tama’ arasındadır. Çünkü reca eden me’mülünün hasıl olmamasından korkar, bu itibarla tama’ ma’nasında kullanılır. Reca nefiy halinde bazan havf manasına da ifade eder ki, buna lügat-ı ittihamiye denilmiştir. Buna göre (25:21) لاَيَرْجُونَ korkmazlar; meşhure göre, arzu etmezler; tahkika göre de ümid etmezler demek oluyor ki burada en münasib olan da budur.” (E.T. 3579)
3017- Kur’anda tekrar edilen (2:21)“لَعَلَّ : لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ kelimesi ümid ve recayı ifade ediyor. Fakat bu mana, -hakikatiyle- Cenab-ı Hak hakkında istimal edilemez. Binaenaleyh ya mecazen istimal edilecektir. Veya muhatablara veyahut sami’ ve müşahidlere isnad edilecektir. Mana-yı mecaziyle Cenab-ı Hak hakkında isnad edilmesi şöyle tesvir edilir: Nasılki bir insan bir iş için bir adamı techiz ettiği zaman, o işin o adamdan yapılmasını ümid eder. Kezalik -bilâ teşbih- Cenab-ı Hak, insanlara kemal için bir istidad, teklif için bir kabiliyet ve bir ihtiyar vermiştir. Bu itibarla Cenab-ı Hak, insanlardan o işlerin yapılmasını intizar etmektedir, denilebilir. Bu teşbih ve istiarede, hilkat-i beşerdeki hikmetin takva olduğuna ve ibadetin de neticesi takva olduğuna ve takvanın da en büyük mertebe olduğuna işaret vardır.
3018- Reca manasının muhatablara atfedilmesi şöyle izah edilir:
Ey muhatab olan insanlar! Havf ve reca ortasında bulunmakla, takvayı reca ederek Rabbinize ibadet ediniz. Bu itibarla insan, ibadetine itimad etmemelidir ve daima ibadetinin artmasına çalışmalıdır. Reca manası, sami’ ve müşahidlere göre olursa öyle te’vil edilecektir:
Ey müşahidler! Arslanın pencesini gören adam, o pençenin iktizası olan parçalamayı arslandan ümid ve reca ettiği gibi; siz de, insanları ibadet techizatıyla mücehhez olduklarını gördüğünüzden, onlardan takvayı reca ve intizar edebilirsiniz. Ve keza ibadetin fıtrî bir iktiza neticesi olduğuna işaret-tir.” (İ.İ. 98)
3019- Hadislerde de recadan bahsedilir. Ezcümle bir rivayette: Dünyada münkerin izalesi için çalışmamış olan mü’minden, kıyamette bu hatası sorulunca Allah’ın merhametinden ümitli olduğunu ifade edeceği kaydedilir. (İ.M. hadis 4017)
Aynı eserin 4261. hadisinde de: Havf ü reca sahibinin mağfirete liyakat kazanacağı beyan edilir.
3020- Reca hakkında Kur’andan birkaç not:
-Rahmet-i İlahiyeyi reca ümid etmek: (2:218) (35:29) (39:9)
-Saadet-i ebediyeyi ummayan kâfirlerden, saadet-i ebediyeyi uman mü’minler, musibete daha mütehammil olmalıdır: (4:104)