3497- ŞEDDAD شدّاد : “Yemendeki Âd Kavmi hükümdarlarından idi. Bir çok büyük binalar, şehirler ve su bentleri ve bilhassa İrem ismiyle meşhur ve müzeyyen bir bahçe ve köşk yaptırmıştı. Hz. Hud (A.S.)’ı tasdik etmeyip küfürde israr ettiğinden kavmi ile beraber sayha-i Cebrail ile mahv ü helak olduğu meşhurdur.” (Kamus-ül A’lam) Âhireti unutup veya inkâr edip dünyada Cennet-misal yaşamak isteyen ehl-i servet ve sefahetin arzu ve tasavvurlarının mantıksızlığını anlatma bakamından ve mana külliyeti cihetiyle Şeddad’ın irem bağını ihtar eden Kur’an (89:7) âyetini Elmalılı Hamdi Yazır tefsir ederken âyetin muhtelif mana vecihlerinden birini şöyle naklediyor:

3498- “Ebu Hayyan’ın tasrihine göre cumhurun kavlince burada irem, Âd’e mensub olan bir medine, yani büyük bir şehir ismidir ki, vaktiyle Yemen’de olduğunu ve Zat-ül İmad denildiğini söylemişlerdir. Bunun, Cennet evsafını işitmiş olan Şeddad İbn-i Âd tarafından ona nazîr olmak üzere yeryüzünde âdeten bulunması muhal veya müsteb’ad bir surette senelerce mesai ile yaptırılmış ve fakat içine girmesi nasib olmadan kendisinin ve ehlinin ihlak edilmiş bulunduğunu hikâye etmişler ve bu suretle “Cennet-i İrem”, “Bağ-ı İrem” namı, mesel olmuştur. Bu hikâyenin mutazammın olduğu evsafa göre “Cennet-i İrem”; bu dünyada tahakkuku muhtemil olmıyan muhayyell bir gaye olmak üzere tasvir edilmiş ve kuvvet ve şiddet misali olan Şeddad, böyle bir gaye kurarak senelerce onu tahakkuk ettirmek için çalışmış olduğu halde içine girmeye muvaffak olmadan helâk olup gitmiş olduğu anlatılmış demek olur.... Şeddad’ın Cennet-i Bağ-ı İrem’i, muhayyel bir efsanedir. Âhireti inkâr edip de dünyada iken cennete girmek isteyenlerin mahrumiyetlerini tasvir etmek itibariyle dillerde destan olmuş bir temsildir... Şeddad’ın Aden taraflarında köşkleri, altın ve gümüşten üstüvaneleri, zeberced ve yakuttan muhayyir-ul ukûl türlü eşcar ve enhardan yüzlerce sene yapmak için çalışıp da tam içine gireceği zaman kendisinin ve ehlinin semadan bir sayha ile helâk oldukları söylenen irem Cenneti hikâyesi ise, ölmeden dünyada cennete girmek isteyenlerin suret-i hırmanlarını anlatan tahyilî bir tasvir olmak zahirdir.” (E.T. 5802)

3499- Kamus-ul A’lam’ın beyanına göre “İrem, âd kavminin merkezi olup Yemen’de kadim bir şehirdir ki “İrem-i Âd” ve sütunları çok olmak manasıyla “irem-i Zat-il İmad” denmekle meşhurdur. Her ne kadar bu şehrin mevkii hakkında ülema-i Arab ihtilaf etmişlerse de bu şehrin Yemen’de Şeddad tarafından bina ve tezyin olunup, içinde meskûn ahali putlara taptıklarından, Hud (A.S.) bunları imana davet etmiş ise de iman etmediklerinden azab-ı İlahî ile perişan oldukları şüphesizdir. Bu şehrin binalarıyla bahçelerinin ma’muriyeti hakkında kütüb-ü Arabiyede menkul olan beyanlar mübalağadan ibaret ise de, aslında gayetle imaret yapılmış olduğuna halen o beldede görülen cesîm âsâr-ı atîka dahi şahiddir.” (Kamus-ul A’lam’dan telhisen) (Bak: Âd)

Yukarı Çık