3477- ŞAHSİYET شخصية : Şahıs olma hali. Bir kimsenin, başkalarından üstünlük farkı getiren ilmî ve ahlâkî seciyeler gibi, mümeyyiz vasıflarıyla sahib olduğu derecesi. Bu hususiyetler, düşünce ve histen fiile intikal edip hareketlerde kendini gösterir. (Bak: Cesaret-i Medeniye)
Atıf notları:
-Hz. Ali’nin (R.A.) iki şahsiyeti, bak: 217, 218. p.lar.
-Dinî hizmette aşağılık duygusuna kapılmamak, bak: 1882. P.
3478- Müteşahhıs kişiler şahsiyetle enaniyete meyledip İslâmiyet nazarında beğenilmeyen gururlu bir duruma düşebilirler. Hakikatta makbul olan şahsiyet, tevazu sahibi olmasıyla bilinir. “Bu sırdandır ki bizde sülûk tevazudan başlar, mahviyetten geçer, Fenafillah makamını görür. Gayr-ı mütenahi makamatta sülûke başlar. Ene ve nefs-i emmare kibriyle, gururuyla söner. Hakiki Hristiyanlık değil, belki tahrif ve felsefe ile sarsılmış Hristiyanda ene, levazımatıyla kuvvetleşir. Enesi kuvvetli müteşahhıs, rütbeli, makam sahibi bir adam Hristiyan olsa mütesallib olur. Fakat Müslüman olsa lâkayd olur.” (H.Ş. 138)
3479- “Bir insanın müteaddid şahsiyeti olabilir. O şahsiyetler ayrı ayrı ahlâkı gösteriyorlar. Meselâ: Büyük bir me’murun, me’muriyet makamında bulunduğu vakit bir şahsiyeti var ki; vakar iktiza ediyor, makamın izzetini muhafaza edecek etvar istiyor. Meselâ: Her ziyaretçi için tevazu’ göstermek tezellüldür, makamı tenzildir. Fakat kendi hanesindeki şahsiyeti, makamın aksiyle bazı ahlâkı istiyor ki, ne kadar tevazu’ etse iyidir. Az bir vakar gös-terse, tekebbür olur. Ve hakeza...” (M.319)
Kur’anda “ta’zim ve hürmet etmek” manasında “tevkir” (48:9) ve büyüklük ve azamet manasında “vakar” (71:13) ifadeleri geçer. Ebu Davud, 2. Kitab-ül Edeb, 2. babı “vakar” hakkındadır. (Bak: 1587. p.)
3480- “Sual: Neden tekebbür küçüklük alâmetidir?
Cevab: Zira her bir insan için, içinde görünecek ve onunla nâsı temaşa edecek bir mertebe-i haysiyet ve şöhret vardır. İşte o mertebe eğer kamet-i istidadından daha yüksek ise; o, o seviyede görünmek için tekebbür ile ona uzanıp tetavül ve tekebbür edecektir. Şayet kıymet ve istihkakı daha bülend ise, tevazu ile tekavvüs edip ona eğilecektir.” (Mün. 18)
Demek hakiki şahsiyet sahibi mütevazidir. Şahsiyetli görünmek için tasannuata girmez.