DERSLER / Alfabetik Derlemeler ve Dersler

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

وَ بِهِ نَسْتَعِينُ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ

İBLİSİN KUR’AN OKUTMASI RİVAYETİ

İBLİS ابليس : İnsanları Allah yolundan çıkarmağa çalışan cinnî ve insî şeytanların başı ve Ata’sı.

“İblis ismini bazı müfessirîn-i mukaddime, ابلاس masdarından bir ism-i Arabî olarak göstermişlerdir. İblâs ise hayırdan me’yusiyet, pişmanlık ve mahzuniyet ma­nalarına gelir.” (E.T. 320) (Bakınız: İslam Prensipleri Ansiklopedisi İblis maddesi)

Bir rivayette, iblisin arşı, (tahtı-hakimiyet merkezi) bahr (deniz) üzerindedir deniliyor.1

Yani beynelmilel nifak cereyanının, hilafet merkezine ve dolayısiyle alem-i İslama saldırması, denizden başladığına, işarî mana ile dikkat çekiliyor. Evet, gözle görülecek kıyamet alametleri, işarî mana ile haber verilmesindeki hikmeti hakkında şu bilgi veriliyor:

Evet, “…..herkese göz ile görülecek vukuatı öyle bir tarzda bahsedecek ki; ne bütün bütün meçhul kalsın, ne de bedihî olup herkes ister istemez tasdike mecbur kalsın. Akla kapı açacak, ihtiyarı elinden almayacak. Zira eğer tamamen bedahet derecesinde bir alâmet-i Kıyamet görülse, herkes tasdike muztar olsa; o vakit kömür gibi bir istidad, elmas gibi bir istidad ile beraber kalır. Sırr-ı teklif ve netice-i imtihan zayi’ olur.” S:341

Evet, denizden çıkan iblisin, (yani şer cereyanının) insanlara Kur’an öğretmesi haberi de çok manidardır. Evet, bu rivayet mecazen nifak cereyanının dinî faaliyet sahalarına hulûl ederek meslek-i Kur’aniyenin asliyetinden ve hidayetinden sinsice saptırmaya çalışacaklarına ima ve remizdir.

Bu rivayet mealen aynen şöyledir:

Hz. Cabir radiyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "İblis'in arşı deniz üzerindedir. Oradan askerlerini gönderip insanları fitneye atar. Bunlardan, yanında mertebece en yüksek olanı en büyük fitneyi çıkarandır. Askerlerinden biri gelip: "Şunu şunu yaptım!" der. İblis: "Hiçbir şey yapmamışsın!" der. Sonra bir diğeri gelip: "Ben falanı(n peşini) hanımıyla arasını açıncaya kadar bırakmadım!" der. İblis onu kendisine yaklaştırıp: "sen ne iyisin!" der." Müslim, Münafikûn 66-67, (2813)

Yani beynelmilel münafık cereyan adamlarını müslümanlar arasına hulûl planıyla sokarak müslümanları sefahete alıştırır ve böylece aile müessesesini zayıflatır diye işarî bir ikazdır

Evet, Bediüzzaman Hz. Diyor ki:

"... Bu zamanda, zendeka dalâleti İslâmiyete karşı muharebesinde nefs-i emmarenin plâniyle şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi yarım çıplak hanımlardır ki, açık bacağiyle, dehşetli bıçaklarla ehl-i imana taarruz edip saldırıyorlar. Nikâh yolunu kapamağa, fuhuş yolunu genişlettirmeye çalışarak çokların nefislerini birden esir edip, kalb ve ruhlarını kebair ile yaralıyorlar; belki o kalblerden bir kısmını öldürüyorlar." T: 658

Hem, “Rivayette var ki: “Âhirzamanda bir erkek kırk kadına nezaret eder.”

Allahu a’lem bissavab, bunun iki tevili var:

Birisi: O zamanda meşru nikâh azalır veya Rusya’daki gibi kalkar. Birtek kadına bağlanmaktan kaçıp başıboş kalan, kırk bedbaht kadınlara çoban olur.Ş:586

Yani mezkûr rivayet, remzî bir mana ile fitne-i ahirzamanda sefahetin artmasiyle ailevî hayatın zedelenmesine karşı ümmetin ikazına da bakar.

Şualarda nakledilen rivayetin haberi olan deccalin gezmesi, şöyle te’vil ediliyor:

“…. gezmesi de her yeri istilâ etmek için değil, belki fitneyi uyandırmak ve insanları baştan çıkarmak içindir.” Ş:589  

Yani bu rivayetle, İslamlar içinde çıkan deccal, yani süfyaniyet cereyanı, adamlarını cemiyet içinde çılgın bir sefaheti medenî hayat deyip, bilfiil yaşatarak aşılayıp alıştıracağına ve gafil müslümanları sinsice ifsad edeceğine işaret edilerek ümmet ikaz ediliyor.

Nitekim, Tac Tercemesi, 5. cild, 631. hadiste beyan edil­diği gibi: “Deccal mechul (gaib) bir şerdir” şeklindeki ifadeden de anlaşıldığı gibi, Süfyan denen İslâm Decca­lının deccallığı, herkesin anlayacağı tarzda apaçık değildir. Münafıkane bir tavırla, yani (2:42) âyetinde ifade edildiği gibi, hak ile bâtılı telbis edip ümmeti ifsad ve idlale çalışır.

Evet, Hz. Üstad, hulûl planı hakkında diyor ki:

“Sizin beraetiniz ve manen galebeniz, zalimleri şaşırttı. Cepheyi burada değiştirdiler. Düşmanane taarruzdan vazgeçip, dostane hulûl edip, has talebeleri Risale-i Nur’un hizmetinden geri bırakmak için, memuriyet gibi bir meşgale buluyorlar veya terfian işi çok diğer bir memuriyete veya diğer bir meşgaleyi buluyorlar. Burada o neviden çok vakıalar var. Bu taarruz bir cihette daha zararlı görünüyor.” K:147

İblisle alakalı iki manidar ayet notu:

-İblis’in bütün askerleriyle Cehennem’e atılması: (26:95)

-Ancak bir imtihan vesilesi olan İblis’in iktidarsız olmasına rağmen ekser insanla­rın İblis’e tabi olması: (34:20,21)

 

1 (Müslim 5. kitab 66,67. hadisler. İbn-i Hanbel 3. cild, sh.314, 332, 354, 366, 384. ve Ramuz-ul ehadis sh. 110/9)

Bu dersi indirmek için tıklayınız.

Yukarı Çık