بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَ بِهِ نَسْتَعِينُ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
KADINLAR KİMLER İLE GÖRÜŞEMEZ? ERKEKLER KİMLER İLE GÖRÜŞEBİLİR?
“Bir meclis-i ihvanda güzel karı girdikçe riya ile rekabet, hased ile hodgâmlık debretir damarları!
Yatmış olan hevesat, birdenbire uyanır.”S:727
Sual: Mahrem olmayan kadınlara bakmak dînen nasıldır?
Cevab: İslâm Dini mahrem olmayan kadınlara bakmayı yasakladı. Zevcesi ve mahremi olmayan kadınlara bilerek bakmak câiz değildir. Çünki, göz kalbin elçisidir. Sevgi, halvet ve gayr-ı meşrû şeylerin kapısını açan, gözdür. Bunun için Kur'ân-ı Kerîm buyuruyor ki:
“Mü’minlere deki, gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar.” Yalnız dolaşırken bir kadın göze ilişse, tekrar bakmamak şartı ile günah sayılmaz. Çünki, bu iradenin dışında olur. Cenâb-ı Hak, yolda yürürken gözümüzü bağlamamızı emretmiştir.
Peygamber (A.S.M.) Hazret-i Ali’ye (R.A): Ey Ali! Bir kadın gözüne iliştimi, ikinci def’a bakma! Birincisi için sana vebal yoktur. Fakat, ikincisinin vebali vardır.” Peygamber (A.S.M.): “Bilerek nâmahreme bakmak, gözün zinasıdır.” buyurmuştur.1
Sual: Mahrem ne demektir?
Cevab: Nikâh düşmeyen, evlenilmesi haram olan çok yakın akraba, yâni:
1-Anneler ve nineler,
2- Kızlar ve kız torunlar,
3- Kız kardeşler,
4- Halalar,
5- Teyzeler
6- Erkek kardeş kızları (yeğenler),
7- Kız kardeş kızları(yeğenler) ve Süt kardeşliği dolayısı ile de 7 akraba arasında bir neseb yakınlığı, ebedî bir mahremiyet vardır. Bunlar arasında nikâh asla câiz değildir.” (Büyük Lûgat)
Müsahareten haram olup, bir arada oturmaya mani olmayan akrabalar ise;
1-Kayın Valide,
2-Gelinler (torun zevceleri dahil)
(Bakınız: İslam Prensipleri Ansiklopedisi Muharremat maddesi)
Sual: Nâ mahrem olan kimlerdir?
Cevab: Aralarında evlenmeğe mâni olacak bir yakınlık bulunmayan. Yâni, şer’an evlenmeğe mâni akrabalığı olmayan erkek veya kadın.” (Büyük Lûgat)
Sual: Akraba olup nâ mahrem olan yâni birbirine nikâh düşen kimlerdir?
Cevab: Kadın için nikâh düşen akrabalardan bir kısmı: teyze oğlu, hala oğlu, amca oğlu, dayı oğlu ve enişteler, yâni kız kardeşin, halasının, teyzesinin kocaları ve ayrıca kadının kocasının dayısı ve amcası gibi akrabalar.
Erkek için, teyze kızı, hala kızı, amca kızı, dayı kızı ve baldızları ve teyze oğlu, hala oğlu, amca oğlu, dayı oğlunun karıları ve yengesi yâni kardeşinin karısı ve dayısının ve amcasının karıları gibi akrabalar.
Sual: Kur'ân-ı Kerîmde örtünmeye dâir âyetlerden ne anlaşılıyor?
Cevab: Kur'ân-ı Kerîmde örtünmeye dâir âyetler üç def’ada, üç mertebe üzere nâzil olmuştur.
1-Ahzâb Sûresi 33/59. Bu Âyet-i Kerîmede kadınlar yüzlerini örtmekle mükellef tutuluyor.
2-Ahzâb Sûresi 33/53. Peygamberimizin zevceleri vâlidelerimizden lüzûmlu bir şey isteneceği vakit perde arkasından taleb edilmesi emrolunuyor.2
3-Nur Sûresi 31. Ve Ahzâb Sûresi 33. Âyetlerde ise şer’i bir zarûret olmadıkça hanelerinden çıkıp gezmeleri men’edilmiştir. (A. Davudoğlu İzahlı Meal:427)
Sual: Tesettürün, yâni örtünmenin kaç şekli vardır?
Cevab: Perde arkasına çekilme ve örtünmenin iki çeşidi vardır:
Biri: Ev içinde ve perde arkasında kalmaktır ki, kadınlar ev içinde kocalarından ve nikâhı haram olan yakınlarından başkasına karışmaktan ve yabancıya görünmekten sakınmış olurlar. Böylece ev onlara bir perde sayılır.
Diğeri ise: Ev dışında örtünmektir ki, kimseye görünmemek üzere yüzünü ve başından ayağına kadar bütün endamını ve hattâ ev kıyafeti olan elbisesini örtmek ve gizlemektir.
Kadınlar açılıp saçılmaktan, aşağılık olmaktan ve erkeklerin iştihasına dar örtülerle arz-ı endam etmekten men’edilmişlerdir. Ancak, yüzlerini, ellerini ve hattâ ayaklarını ancak namazda açık bulundurabilirler. Fakat zarûret olmadıkça nâ mahreme yâni, nikâhı haram olan akrabası dışındaki kimselere gösteremezler. Sokakta yüz açmak, elbisenin kolunu veya eteğini örtüden çıkarmak, şeriatın emrine muhaliftir. Örtünmek Kur'ân emridir, bunda gevşeklik göstermek büyük vebaldir.
“Yüz, nâ mahrem değildir.” sözü, namaz dışında bir galat yâni, yanlışlıktır. Avret yerlerini örtünmek erkek ve kadınlarda çok eskidir.” (Ni’met-i İslâm:774)
Sual: Çarşaf mes’elesi Risâle-i Nur Külliyatında nasıl geçmektedir?
Cevab: Külliyatta geçen yerler, aşağıya dercedildi.
Çarşaf, kadınların bir siperi ve kal’asıdır
“(Kadın) cidden şiddetle nâ mahremlerden fıtratı korkar ve cibilliyeti sakınmak ister. Ve tesettür ile nâ mahremin iştihasını açmamak ve tecavüzüne meydan vermemek, zaîf hilkatı emreder ve kuvvetli ihtar eder. Ve bir siperi ve kal'ası çarşafı olduğunu gösteriyor.”L:196
Kadınlar çarşaf altında saklanmağa kendilerini mecbur bilirler
“Fıtratlarıyla ve zaîf hilkatleriyle nâmahremlerden şiddetli korkarlar ve çarşaf altında saklanmağa kendilerini mecbur bilirler.”L:202
Kadınlar şimdi de çarşaflarını muhafaza ediyorlar.
“Bin seneden beri çarşaf altında bulunan Muhadderat-ı İslâmiye (namuslu müslüman kadınları), şimdi de çarşaflarını muhafaza ediyorlar. Avrupa gibi ekseriyeti açık saçık olmadıklarını gösteriyorlar.” Os. Lem’alar: 586, Muhtasar Tarihçe: 826
HÜLÂSA
“(İnsan), ahkâmı yapmasa da ahkâmı hak bilmek gerektir.”M:453
“Haramın mukaddemesi haramdır.”İ.İ:180
“Lâübaliler ruhsatla okşanılmaz; azimetlerle şiddetle îkaz edilir.”H:130
MEVZÛ İÇİNDEN ALINAN HÜLÂSA CÜMLELER
1-“Bir meclis-i ihvanda güzel karı girdikçe ... Yatmış olan hevesat, birdenbire uyanır.”S:727
2- “Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar.” Nur Sûresi: Âyet: 30
3-“Mümine kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar.” Nur Sûresi: Âyet Meali: 31
4-“Bilerek nâ mahreme bakmak, gözün zinasıdır.” Ebu Davud: Cilt 8, Sh:288
5-“Kadınlar yüzlerini örtmekle mükellef tutuluyor.” Ahzab Sûresi: Âyet Meali: 59
6- “Kadınlar, ev içinde kocalarından ve nikâhı haram olan yakınlarından başkalarına karışmaktan ve yabancıya görünmekten sakınmalıdırlar.” Ni’met-i İslâm: 774
Bu maddeye göre, kadınlar için nikâhı ebediyyen haram olan akrabaları olduğu gibi, nikâhı haram olmayan akrabaları da olduğu anlaşılıyor. İşte bunlara dikkat edilmesi lâzım geliyor.
Bir de şu var ki: Kadın, kocasının akrabasına karşı dikkatli olacaktır. Misal: Sahabe-i Kiramdan birisi, Resûl-i Ekrem (A.S.M.)a: “Kocanın akrabası (Kayınbiraderi v.s) hakkında ne dersiniz?” sualini tevcih etmiştir. Resûl-i Ekrem (A.S.M.) : “İşte bunlar ölümdür.” cevabını verdi.” Sahih-i Buhari: 6/159
NETİCE
Yukarıda geçen hususları erkek veya kadın tatbik edebilirse Allah’a şükreder, eğer bu hususları tatbik edemez ise, kendini günahkâr bilip istiğfar eder. Zira kusurunu görmemek o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Hem, kişi ahkâmı yapmasa da, ahkâmı hak bilmek gerektir. Yapamamakla günahkâr olur ve affedilmezse muvakkat Cehennem azâbını çekip, yine kurtulur. Fakat haramı, helâldir diye yapmaya devam ederse küfre girerek Cehennem’de ebedî yanmak gibi vahîm azâba uğrar.
اَللّٰهُمَّ اَجِرْنَا وَ اَجِرْ مِنَ النَّارِ
اٰمِينَ
HAREMLİK SELÂMLIK MES’ELESİ
Sual: “Bir sohbette mevzu, haremlik-selâmlık mes’elesine geldi. Çevremizde ilmî ile temayüz eden biri “Haremlik-selâmlık tatbikatı kötülüğü önleme gerekçesiyle fukaha tarafından tanzim edilmiş kaidelerden ibarettir. Kur'ân ve Sünnet’ten bir delile dayanmaz! Genel tatbikatı, nikâhlanmaları haram olanların bir arada oturabileceği esasına dayanmıştır” dedi. Farklı düşünenler de, onu konuya vâkıf olmamakla itham ettiler. Bu mevzuda bilgi verir misiniz?”
Cevab: İmam-ı Şafii (R.A.), “Hâlis bir müslümanın tek bir mes’elesi bile yoktur ki, Kur'ân- Kerîm’de halledilerek hidâyete götürücü bir delili olmasın” (Er-Risale S: 20 Mad: 48) hükmünü zikreder. İslâm Ülemâsını keyfine göre kâide tanzim etmekle suçlamak isâbetli değildir. Her içtihadın kitab ve sünnet’ten dayandığı bir delili vardır. Fakat, ilmimiz kâfi gelmediğinden neye dayandığını tesbit edemeyebiliriz.
Şimdi haremlik-selâmlık mes’elesini ele alalım. Kur'ân-ı Kerîmde:
“Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için çok temizdir. Şübhesiz ki, Allah (C.C.) (kullarının ne) yapacaklarından hakkı ile haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar.” (Sûre-i En Nur: 30-31) hükmü beyân buyurulmuştur. Burada, “Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar” hükmünü, “ırzlarını korusunlar.” hükmünden önce zikredilmiştir. Göz, her şeyi kalbe ve beyne ulaştıran bir organdır. Kadına bakmak, zinanın öncüsü ve habercisidir. İnsan, bazı gördükleri karşısında iradesine hâkim olamayabilir.
Resûl-i Ekrem’in (A.S.M.) “Hanımından ve cariyenden başkasına gözünü yum (bakma)” (İmam-ı Merginani, El Hidaye Şerhû Bidayet’ül Mübtedî) emrinin mâhiyeti iyi tefekkür edilmelidir. Yine, “Kim yabancı kadının güzelliklerine şehvetle bakarsa, kıyamet gününde gözlerine kurşun dökülür” hadîsi, (İbn-i Hümam, Fethül kadir) mes’eleyi kavramamızı kolaylaştırır. Haremlik-selâmlık tatbikatı, gözleri haramdan korumak ve neslin emniyetini muhafaza etmek için zarûrîdir. Nitekim, Ümm-ü Seleme (R.Anha) Validemizden rivayet edilen aşağıdaki Hadîs-i Şerif, bu tatbikatın bizzat Resûl-i Ekrem’e (A.S.M.) dayandığını göstermektedir.
“Hicâb Âyeti geldikten sonra, ben ve Meymûne otururken âmâ Hz. İbn-i Mektûm (R.A.) yanımıza çıkageldi. Resûl-i Ekrem (A.S.M.) bize, “Perde arkasına çekilin!” dedi. Biz, “Ey Allah’ın Resûlü o, âmâ değil mi? Bizi ne görür, ne tanır.” dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (A.S.M.) “Siz de âmâ mısınız? Onu görmüyor musunuz? buyurdu.” (Sünen-i Ebu Dâvud: Cilt 9, Sayfa 52)
Hesab gününe inanan mü’min bir erkek ancak, karısı ve nikâhı ebediyyen haram olan anası, kızkardeşleri v.s. ile bir arada oturabilir. Bunun dışında amca ve dayı v.s. kızları gibi yakın akraba da olsa haremlik-selâmlığa riayet etmek zorundadır. “Efendim benim kalbim temiz” diyerek şer’i hududları tahrib edemez. Her mü’minin kalbi temizdir ve bu îmanla ilgili bir hâdisedir.
Sahâbe-i Kiramdan birisi, Resûl-i Ekrem’e (A.S.M.), “Kocanın akrabası (kayınbirader v.s.) hakkında ne dersiniz?” sualini tevcih etmiştir. Resûl-i Ekrem (A.S.M.) : “İşte bunlar (hamv) ölümdür” cevabını verir. (Sahih-i Buhari 6/159)
1 Buhari, Müslim. Günümüz Mes’elelerine Fetvalar. Cilt: 2 Sh: 159 Halil Gönenç
2 Kur'ân-ı Kerîmde, örtünme mes’elesinde Peygamberimizin (A.S.M.) zevcelerine, dolayısı ile bütün müslüman kadınlarına şöyle emredilmiştir:
“Peygamberin zevcelerinden lüzumlu bir şey istediğinizde perde arkasından isteyin. Bu hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri için daha temizdir.” Ahzab Sûresi: 33/53 (Ansiklopedik Büyük İslâm İlmihali: 514)
Bu dersi indirmek için tıklayınız.