16- ABD عبد : Kul, köle, Allah’ın kulu. *Mahluk, insan. *Hizmetçi. *Hür’ün zıddı. Abd kelimesi Allah’ın bazı isimleriyle birleştirilerek erkek isimleri meydana getirilir. Abdullah (Allah’ın kulu). Abdulbaki (Ebedi olan Allah’ın kulu) gibi. Abd kökünden gelen ibadet ve ubudiyet kelimelerinin esas mânâsı da Allah’ın emirlerine göre hareket etmek demektir. O halde böyle isimleri taşıyan insanlar, buna lâyık olmaya çalışmalıdırlar.
Kur’an, Peygamberimiz’in (A.S.M.) yüksek meziyetlerini nazara verip ümmetini kendisine tebaiyete teşvik eder. Bütün peygamberlerde bulunan meziyetlerden biri de abdiyettir. Kur’an’ın müteaddid âyetlerindeعِبَادِنَا عَبْدِنَا gibi tabirlerin mükerreren zikredilmesi, abdiyetin ehemmiyetini ifade eder. Nitekim Kur’an (2:23) âyetinde geçen ve Peygamberimiz’in (A.S.M.) abdiyetine dikkati çeken عَبْدِنَا ifadesini Bediüzzaman Hazretleri tefsir ederken şöyle diyor:
«Abd lafzının, Nebi veya Muhammed (A.S.M.) lafızlarına cihet-i tercihi: Abd tabiri, Peygamber Aleyhissalatü Vesselâm’ın azametine ve ibadetin uluvv-i derecesine işaret olduğu gibi اُعْبُدُوا emrini tekiddir ve Resul-i Ekrem hakkında varid olan vehimleri defetmektir ki, o Zat bütün insanlardan ziyade ibadet yapmış ve Kur’an’ı okumuştur.” (İ.İ. 131) (Kur’anda peygamberler, abdiyet vasfıyla tavsif edilirler, bak: 1728, 2889.p.larda âyet notları.)
«Ve keza insanların nazarını aldatıp ayağını kaydıran, hususan şekçi, şüpheci ve müteharri müşterinin nazarını perdeliyen esbabdan birisi de budur ki: Masdariyet ile mazhariyetin mâbeynini; ve menbaiyet ile ma’kesiyetin arasını; ve mânâ-yı ismî ile mânâ-yı harfînin ortasını; ve zâtiyle tecelli mabeynini tefrik edip ayırmamaktır.
İşte Peygamber’in (A.S.M.) zatı, bir abd-i mahzdır. Ve Allah’a olan ubudiyeti bütün mahlukatınkinden daha çoktur. Öyle ise o zata (A.S.M.) tecelliyat-ı İlahiyeye bir mazhar ve bir ma’kes nazarıyla bakılması istilzam eder. Ve onda olan bütün kemâlat ise, Cenab-ı Hakk’ın feyz-i fazlından geldiğini bilmek gerektir.” (M.Nu. 174) (Bak: İbadet ve 3893/1.p.)