1721-İSA (A.S.) عيسى : Dört büyük Peygamberden birisidir. Hakiki Hristiyanlık dininin Peygamberidir. Kur’an-ı Kerim’de meziyet ve senası geçmektedir. İncil, mukaddes kitabıdır. Vahiy ile kendine gönderilmiştir. Ancak kendisinden sonra Havarileri tarafından yazılmıştır. Daha sonraları da tadilata ve tahrifata uğramıştır. (Bak: İsevilik, Mesih)
İki atıf notu:
-İsa (A.S.) mücerred idi, bak: 417/1.p.
-İsa (A.S.) dan sonra Cercis (A.S.), bak: 552.p.
1722-“İsa, Süryanice “İşu”dur. Nitekim bazı Hristiyanlar “Yesu” Frenkler “Jezü” derler. Bunun ism-i mensubu olan “Jezvit” “İsevi”, tabir-i aherle “Yesuî” demek ise de, Katolik papazlarının cemiyet-i mahsusalarına alem olmuştur ki, lisanımızda “Cizvit” tabir olunur.” (E.T. 405)
1723-“İsa Aleyhisselâm otuz yaşına girince peygamberliğe ve İncil-i Şerife nail olmuş, Yahudileri irşada çalışmış, kendilerine güzel güzel öğütler vermiş, büyük mucizeler göstermişti. Fakat kendisine pek az kimse iman etmişti ki, onlara “Havariyyun” denilir, rivayete nazaran oniki zattan ibarettirler.
Hazret-i İsa’nın bir müddet validesiyle beraber Ürdün’e tabi “Nasire” karyesinde ikamet etmiş olduğu, bu cihetle kendisine tabi olanlara “Nasara”, dinlerine de “Nasraniyyet” denilmiş bulunduğu mervidir. İslâm âlimlerinden, muhaddislerinden bir kısım zatlara göre de, İsa (A.S.) kırk yaşında iken peygamberliğe nail olmuş, yüzyirmi yaşında iken de semaya ref’ olunmuştur.
Hazret-i İsa’nın vasiyeti üzerine havarilerden bazıları öteye beriye dağılıp Hz. İsa’nin bildirdiği İlahî dini neşre çalışmak istediler. Fakat o zaman dünyanın her tarafı cehalet içinde, küfr ve şirk içinde kalmış bulunuyordu. Yahudiler ile putperest olan Romalılar ise isevilerin en büyük düşmanları kesilmişlerdi. İseviyeti kabul edenler, dinlerini gizliyor, gizlice ibadette bulunuyorlardı. Binaenaleyh, Nasraniyet üçyüz sene kadar genişleyemedi. Bu müddet içinde de mahiyetini büsbütün kaybetmiş, İlahî bir din olmaktan çıkmış oldu.
Yahudiler, Hz.İsa’nın hayatına su-i kasdda bulundukları gibi tebliğ ettiği dine de pek fena kasıdda bulunmuşlar, içlerinden bazıları İseviyeti zahiren kabul ederek dost görünmüş, halkın bilgisizliğinden istifade ederek Hz.İsa’nın tebligatını, talimatını değiştirmiş, Nasraniyeti muharref, akıl ve hikmete muhalif bir hale getirmişlerdi.” (B.İ.İ. 492)
1724-Hz. İsa (A.S.)’ın vefatı ve ref-i sema mes’elesine gelince:
“اِذْ قَالَ اللّٰهُ : Zira Allah o mekreden, su-i kasd yapan kâfir zalimlere rağmen İsa’ya dedi ki: (3:55)يَا ع۪يسٰٓى اِنّ۪ى مُتَوَفّ۪يكَ وَرَافِعُكَ اِلَىَّ Ya İsa, seni ben vefat ettireceğim ve bana ref’edeceğim. ilh... teveffiy “vefa” dan me’huz olarak esas-ı lügatta istifa gibi tamamen kabzedip almaktır. Lakin ziruha ve bilhassa insana taalluk ettiği zaman, vefat ettirmek yani eceline yetiştirip ruhunu kabzetmek manasında zahir ve müteareftir. Binaenaleyh bir delil bulunmadıkça diğer bir mana ile te’vili caiz bulunmaz. Lakin burada mekir manasıyla alâkadar bulunmak üzere sure-i Nisa’da (âyet: 157): وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلٰكِنْ شُبِّهَ لَهُمْۜ âyeti onların Mesih İsa ibn-i Meryem Resulullahı ne katl ne salbedemediklerini ve lakin şüpheye düşürüldüklerini sarahaten beyan etmiş, Hz. Peygamber’den dahi “İsa ölmedi. Yevm-i kıyametten evvel size dönecektir.”
اِنَّ عِيسَى لَمْ يَمُتْ وَ اِنَّهُ رَاجِعٌ اِلَيْكُمْ قَبْلَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ hadis-i şerifi gibi hadisler dahi varid olmuş bulunduğundan buradaki مُتَوَفِّيكَ az çok hilaf-ı zahir bir mana ile te’vil olunmak iktiza etmiştir. Bunun için müfessirîn burada yedi-sekiz kadar mana beyan eylemişlerdir.” (E.T. 1111) (İsa (A.S.) hayattadır, bak: 1605.p.)
1725- “Kat’i ve sahih rivayette var ki: “İsa Aleyhisselâm büyük Deccal’ı öldürür.”1
Vel’ilmü indallah. bunun da iki vechi var:
Bir vechi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidracî hârikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccal’ı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak hârika ve mu’cizatlı ve umumun makbulü bir zat olabilir ki: O zat, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i İsa Aleyhisselâm’dır.
İkinci vechi şudur ki: Şahs-ı İsa Aleyhisselâm’ın kılıncı ile maktul olan şahs-ı Deccal’ın teşkil ettiği dehşetli maddiyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı manevîsini öldürecek ve inkâr-ı uluhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak isevi ruhanileridir ki; o ruhaniler, din-i isevinin hakikatını hakikat-ı İslâmiye ile mezcederek o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek. Hatta “Hazret-i İsa Aleyhissalâm gelir, Hazret-i Mehdi’ye namazda iktida eder, tabi olur.”2 diye rivayeti bu ittifaka ve hakikat-ı Kur’aniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder.” (Ş. 587)
Bir atıf notu.
-İslâm- Hristiyan ittifakı, bak: 785-787.p.lar.
1726- Sahih-i Buhari 34. kitab, 102. bab ve Sahih-i Müslim 52. Kitab-ül Fiten, 9. ve 23. bablar ve 2937. hadis ve ibn-i Mace 36. Kitab-ül Fiten, 33. bab, nüzul-u İsa (A.S.) ve Deccal’a karşı icraatları hakkındadır. Yine Sahih-i Buhari 60. kitab. 49. bab ve Sahih-i Müslim l. Kitab-ül iman, 71. bab dahi nüzul-ü İsa (A.S.) ve Kitab-ül Fezail, 40. bab. fezail-i İsa (A.S.) hakkındadır.
Birkaç atıf notu:
- Nüzul-ü İsa (A.S.) rivayeti, bak: 1441. p.sonu
-İsa (A.S.) nüzul edeceği rivayatının hakikatı bak: 1000/3,1251.1735-2037-2039.p.lar
-İsa (A.S.) ın nüzulünü herkes bilmez, bak: 1631.p.sonu
1727-Hz. İsa (A.S.) hakkında yanlış bir te’vile cevab:
“Bir doktor Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın pederi varmış diye3 divanecesine bir te’vil ile âyetten kendine güya şahid gösteriyor...
(3:59) اِنَّ مَثَلَ ع۪يسٰى عِنْدَ اللّٰهِ كَمَثَلِ اٰدَمَۜ gibi nusus-u kat’iyye ile Hazret-i İsa Aleyhisselâm pedersiz olduğu kat’iyyeti varken, tenasüldeki bir kanunun muhalefetini gayr-ı mümkün telakki etmekle, vâhî te’vilat ile bu metin ve esaslı hakikatı değiştirmeğe teşebbüs edenlerin sözüne ehemmiyet verilmez ve ehemmiyete değmez. Çünki hiçbir kanun yoktur ki; şuzuzları ve nadirleri bulunmasın ve haricine çıkmış ferdler bulunmasın. Ve hiç bir kaide-i külliye yoktur ki, hârika ferdler ile tahsis edilmesin. Zaman-ı Âdem’den beri bir kanundan hiç bir ferd, şüzuz etmemek ve haricine çıkmamak olamaz. Evvela, bu kanun-u tenasül mebde’ itibariyle ikiyüzbin enva-ı hayvanatın mebde’leriyle hark edilmiş ve nihayet verilmiş. Yani en evvelki pederleri adeta Âdemleri hükmünde ikiyüzbin o evvelki pederleri, kanun-u tenasülü hark etmişler. Peder ve valideden gelmemişler. O kanun haricinde vücud verilmiş. Hem her baharda gözümüzle gördüğümüz yüzbin envaın kısım-ı a’zamı hadsiz efradları, kanun-u tenasül haricinde yaprakların yüzünde, taaffün etmiş maddelerde o kanun haricinde icad edilir. Acaba mebde’inde ve hatta her senede bu kadar şazleriyle yırtılmış, zedelenmiş bir kanunu, bindokuzyüz senede bir ferdin şuzuzunu aklına sığıştıramayan ve nusus-u Kur’aniyeye karşı bir te’vile yapışan bir akıl, kaç derece akılsızlık ettiğini kıyas et. O bedbahtların kanun-u tabiî tabir ettiği şeyler, emr-i İlahî ve irade-i Rabbaniyenin küllî bir cilvesi olan, âdetullah kanunlarıdır ki; Cenab-ı Hak o âdatını bazı hikmet için değiştirir. Herşeyde ve her karnda irade ve ihtiyarının hükmettiğini gösterir.
Hârukulâde bazı ferdlerde hark-ı âdet eder: (3:59) اِنَّ مَثَلَ ع۪يسٰى عِنْدَ اللّٰهِ كَمَثَلِ اٰدَمَۜ fermanıyla bu hakikatı gösterir.” (O.L. 125)
Bir atıf notu:
-İsa (A.S.) “Mesih” namı verilmesinin sebebi, bak. 249.p
1728- İsa (A.S.) hakkında Kur’andan birkaç not:
-Hz. İsa’nın (A.S.) beyyineler (mu’cizeler) verilip Ruh-ül Kudüs ile müeyyed kılınması: (2:87, 253)
-Hz.İsa’nın (A.S.) Hz. Meryem’e bir kelime olarak müjdelenmesi ve isminin Mesih- İsa olması: (3:45) Beşikde iken konuşması: (3: 46)
-“Kün” emriyle yaratılması: (3:47)
-Yazı, hikmet, Tevrat ve İncil’in öğretilmesi: (3:47)
-Benî-İsrail’e peygamber olarak gönderilmesi ve çamurdan yapılmış kuş suretini canlandırmak ve hastalara şifa ve ölüyü ihya mu’cizeleri: (3:49)
-Tevrat’ı tasdik edici olmakla beraber bazı muharrematını kaldırması: (3:50)
-Hz. İsa’ya (A.S.) ibnullah diyenlerin hatasını gösteren (innî abdullah) ifadesi: (19:30) (72:19)
-İsa (A.S.) Allah’ın kulu ve resulüdür: (3:60)
-Allah benim ve sizin rabbinizdir demesi: (3:51) (43:64)
-Ehl-i Kitab, ölümünden önce Hz. İsa’ya iman edecekleri: (4:159)
-Teslis akidesinin tenkidi: (4:171, 172) (5: 17,72,73,75,116) (9:30,31) (43: 59)
-Ruh-ul Kudüs ile müeyyed kılınması; beşikte tekellümü kitab, hikmet, Tevrat ve İncil’in öğretilmesi; ihya ve şifa mu’cizeleri, su-i kasddan necatı: (5:110) (Bak 1323.p.da âyet notu)
-Maide-i semaviye (semadan indirilen sofra mu’cizesi) (5:112 ilâ 115)
-Mu’cize olarak babasız yaratılması: (3:59) (19: 16 ilâ 34)
-Hz. İsa’nın vefatı: (19: 33)
-Hz. Meryem’e nefh-i ruh edilmesi (21: 91)
-İsa (A.S.) saat (kıyamet) için bir alâmet ve ilim olduğu: (43:61)
Rivayetlerde, “Her doğan çocuğa şeytan temas eder, fakat Meryem ve İsa’ya temas edememiştir.” buyurulur. (Buhari 60/44 ve 65, sure: 3 bab: 2; Müslim kitab: 43, hadis: 146,147)
-Hz. İsa’nın kıyamet alâmetleri hakkındaki bilgisi: Bak: 2050.p.
1 S.M: 52. kitab-ül fiten hadis: 34, 110, 116 ve İ.M. 36. kitab-ül fiten 33. bab 4075,4077 hadisler.
2 İ.M. 4077. hadisin ortası.
3 (Haşiye):Nev-i beşerin bir rub'unun başına reis olarak geçen ve nev-i beşerden nev-i melaikeye bir cihette intikal eden ve arzı bırakıp semavatı vatan ittihaz eden harika bir ferd-i insanî, bu harika vaziyetleri kanun-u tenasülün harika bir suretini iktiza ederken; kanun-u tenasülün şüpheli, meçhul, gayr-ı fitrî belki edna bir tarzıyla o kanun içine almak hiç yakışmadığı gibi, hiç mecburiyet de yoktur. Hem sarahat-ı Kur'aniye tevil kaldırmaz. Yüz cihette zedelenen kanun-u tenasülün tamiri hesabına, hiçbir cihette zedelenmeyen ve tenasülün haricinde bulunan kanun-u cinsiyet-i melek, hem kanun-u sarahat-ı Kur'aniye gibi kuvvetli kanunlar nasıl tahrib edilir?