2362- MESLEK مسلك : Yol. usul. Gidiş. *San’at. Geçim için tutulan yol. *Sistem. *Mezheb. Maneviyatta tutulan yol. (Bak: Tarikat, Nurculuk, Velayet-i Kübra)
Atıf notları:
-Bir mesleğin hak olup olmamasının ölçüsü, bak: 447.p.
-Risale-i Nur’un meslek-i esası, bak: 398.p.
-İslâmî meslekler arasında münaferet olmamalı, bak: 1833.p.
-Meslek taassubu, bak: 1828.p.
-Yalnız benim mesleğim haktır denmemeli, bak: 1513.p.
-Risale-i Nur’un değişmeyen esasları, bak: 2926.p.
2362/1- Risale-i Nur Mesleğini değiştirmemekle alâkalı iki hatıra:
“Bir gün Galatasaray Lisesi’nde okuyan ve sonradan eczası olan bir zât ziyarete gelmişti. Ben son ânında geldim. Tatsız bir vaziyet vardı, o anda anlayamadım. Onun ayrılmasından sonra Hazret-i Üstad, o anda hizmetinde bulunan kardeşlere çok hiddet etti. ‘Çocuk bunlar, çocuk olmasa tardedeceğim, bilmiyorlar. Çocuk bunlar!’ dedi. Ben de mes’eleden çok endişeli bir halet-i ruhiyeye girmiştim. Bu sırada Üstad Hazretleri karyolada oturuyorlardı. Ben ise yerde ve halının üzerindeydim. Birden bana hitaben şöyle dedi:
“Muhammed, kardeşim sen hakem ol, ben diyorum ki; Risale-i Nur’un neşir ve medrese tarzı hizmetlerinin devam ve inkişafı lâzım, bunlar ise başka şeyler, başka hizmetler düşüncesinde.” Ben mes’eleyi “başka hizmetler” tabirinden anlamakla beraber, “Üstadım bizim vazifemiz, Risale-i Nur’un neşri ve medreselerin devamıdır.” deyince Üstad yüksek sesle “Tamam” diye ifadede bulundu. Ve o hiddet hali akşama doğru hayli hafifledi. Sonra Muhsin Ağabeye sordum. Gelen kardeşin bizim tarz-ı hizmetimizi pasif telakki etmesi ve orada bazı konuşmaların cereyan etmesi, Üstad’ın hiddetlenmesine sebep olmuş.” (Son Şahitler-3 sh: 235)
2362/2- “Neşriyat esnasında Isparta’ya forma götürdüğüm bir defasında, dersten ağabeyler yeni çıkmışlardı. Üstad Hazretleri dersin sonunda şöyle bir sohbette bulunmuş. Zübeyr Ağabey taze taze nakletmişti:
“Kardaşlarım! Abdülkadir-i Geylanî şimdi gelse, “Said sen bu mesleğinden bir parça taviz versen, milyonlar insanlar senin kitaplarını okuyacak, fakat öyle yapmasan hem bunlardan mahrum kaldığın gibi, hapislerde zulümlerle, eziyetlerle cefa çekeceksin” dese: “Hayır Üstadım ben bu zulümlere işkencelere razıyım, fakat mesleğimden en küçük bir taviz vermem” diye ona söyleyeceğim” (Son Şahitler-3 sh: 246)