3704- TECDİD-İ İMAN تجديدِ ايمان : İman esaslarını kalben tasdik ettiğini, dil ile de tekrar edip yenilemek. (Bak: Tevhid)
Tecdid-i imana dair bir hadisin hikmeti hakkında Bediüzzaman Hazretlerine sorulan bir suale verdiği cevabında diyor ki:
«جَدِّدُوا اِيمَانَكُمْ بِلاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ1 ın hikmetini soruyorsunuz. Onun hikmeti, çok Sözlerde zikredilmiştir. Bir sırr-ı hikmeti şudur ki: İnsanın hem şahsı, hem âlemi her zaman teceddüd ettikleri için, her zaman tecdid-i imana muhtaçtır. Zira insanın herbir ferdinin manen çok efradı var. Ömrünün seneleri adedince, belki günleri adedince, belki saatleri adedince birer ferd-i âher sayılır. Çünki zaman altına girdiği için o ferd-i vâhid bir model hük-müne geçer, her gün bir ferd-i âher şeklini giyer.
Hem insanda bu teaddüd ve teceddüd olduğu gibi, tavattun ettiği âlem dahi seyyardır. O gider, başkası yerine gelir; daima tenevvü’ ediyor; her gün başka bir âlem kapısını açıyor. İman ise; hem o şahıstaki her ferdin nur-u hayatıdır, hem girdiği âlemin ziyasıdır.لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ ise o nuru açar bir anahtardır.
Hem insanda madem nefs, heva ve vehim ve şeytan hükmediyorlar, çok vakit imanını rencide etmek için gafletinden istifade ederek çok hileleri ederler, şüphe ve vesveselerle iman nurunu kaparlar. Hem zahir-i şeriata muhalif düşen ve hatta bazı imamlar nazarında küfür derecesinde te’sir eden kelimat ve harekât eksik olmuyor. Onun için her vakit, her saat, her gün tecdid-i imana bir ihtiyaç vardır.» (M.332) (Kelime-i tevhid, herkesin müteceddid hususi âlemini tenvir eder, bak: 2794.p.)
3705- «Cismanî ihtiyaçlar vakitlerin ihtilaflarıyla tebeddül eder. Noksan ve fazlalaşır. Meselâ: Havaya olan ihtiyaç her anda var. Suya olan ihtiyaç, midenin harareti zamanlarında olur. Gıdaya olan hacet, her günde olur. Ziyaya olan ihtiyaç, alel’ekser haftada bir defa lâzımdır. Ve hakeza...
Kezalik manevi ihtiyaçlar da vakitleri muhtelif ve mütefavittir. Her anda “Allah” kelimesine ihtiyaç vardır. Her vakit “Besmele”ye, her saatte Lailahe İllallah’a ihtiyaç vardır.» (M.N.231)
3706- «Evet hergün, her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından, geçici herbir âlemini nurlandırmak için ihtiyaç ve iştiyakla لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ cümlesini bin def’a tekrar ile o değişen perdelerin herbirisine birلاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ ı bir lamba yaptığı gibi öyle de; o kesretli, geçici perdeleri ve o tazelenen seyyar kâinatları karanlıklandırmamak ve ayine-i hayatında in’ikas eden suretlerini çirkinleştirmemek ve lehinde şahid olabilen o misafir vaziyetleri aleyhine çevirmemek için, o cinayetlerin cezalarını ve Padişah-ı Ezelî’nin şiddetli ve inatları kıran tehditlerini, Kur’anı okumakla takdir etmek ve nefsinin tuğyanından kurtulmağa çalışmak hikmetiyle Kur’an gayet manidar tekrar eder.» (Ş.251)
3707- «Kelime-i tevhidin tekrarı, kalbi çeşitli alâkalardan ve batıl ma’budlar tabakatından tecrid etmek içindir.
Evet çünkü zikreden kimsede, latifelerden çok neviler ve havasdan çok tabakalar vardır. Bunların herbirisiyle münasebeti olan şirklerden kurtarmak üzere, herbir لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ kelime-i tevhidiyesi birer tevhid ve tecriddir.» (M.Nu. 177)
Tecdid-i iman hakkında bir hadis meali: «Sizin içinizde iman, elbisenin eskidiği gibi eskir. Allah’a niyaz edin ki sizin imanınızı tazelesin.» (R.E. 96) Bu rivayetin hakikatı, dinde tezkirin lüzumuna da işaret eder. (Bak: Tezkir)
1 K.H. hadis: 1068 ve H.G. hadis:147 ve R.E. 270/13