3965- VİCDAN وجدان : İnsanın içindeki iyiyi kötüden ayırabilen ve iyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten elem alan manevi his. *Kendinden geçme, dalma. *Bir şeyi bir halde görme, bulma. *Duyma, duygu. *İnanç. *Şuur. *Batın ile Hakk’ı tanımak. *Din. (Bak: Fıtrat, Hürriyet-i Vicdan)
«Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhu dört havassı olan irade, zihin, his, latife-i Rabbaniye, herbirinin bir gayet-ül gayatı var: İradenin ibadetullahtır. Zihnin ma’rifetullahtır. Hissin muhabbetullahtır. Latifenin müşahedetullahtır. Takva denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder. Şeriat şunları hem tenmiye, hem tehzib, hem bu gayat-ül gayata sevkeder.» (H.Ş. 136)
Bir atıf notu:
- Vicdandaki aşk-ı beka için bak: Beka
3966- «Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizaciyle hakikat tecelli eder.» (Mün. 78)
«Din saadetin ziyasıdır, hissin ulviyetidir, vicdanın selâmetidir.» (Mün. 13)
«Müslüman neslinden gelen bir adamın akıl ve fikri, İslâmiyet’ten tecerrüd etse bile, fıtratı ve vicdanı hiçbir vakit İslâmiyet’ten vazgeçemez.» (Mün. 38)
«Bizde biri fâsık olsa galiben ahlâksız ve vicdansız olur. Zira arzu-yu masiyet, vicdandaki imanın sadasını susturmakla inkişaf edebilir. Demek vicdanını ve maneviyatını sarsmadan, istihfaf etmeden tam ihtiyar ile şerri işlemez. Onun için İslâmiyet fasıkı hain bilir, şehadetini reddeder. Mürtedi zehir bilir, idam eder. Hristiyan bir zimmîyi ve kâfir muahidi ibka eder. Hanefi Mezhebi zimmînin şehadetini kabul eder.» (H.Ş. 144) (Bak: Mürted)