2063- KOMÜNİZM قومونيزم : Cemiyet içinde fertlerin her türlü mülkiyet haklarını ve aile hayatını ve dini kaldırıp materyalizmi esas alan ve bütün mülkiyeti devlete mal eden batıl bir nazariye ve devlet sistemi. Ahlâkî ve mânevî değerleri, izafî ve telkin neticesidir deyip inkâr eden komünistlik ve benzeri cereyanların nazarı, insanı hayvanî dereceden aşağı düşürür.
Allah’ın sonsuz hikmetini nazara almayanlar, herşeyi maddî, hayvanî ve nefsanî menfaat ve lezzet nazariyle değerlendirir ve böylece insaniyetini kaybetmiş olur.
Bazı ahlâkî değerlerin izafiyeti ve mânevî değerlere istinaden yapılan telkin ve terbiye ile inkişafı, gerçekliliğini kaldırmaz. Çünkü bu inkişaf, ruhun asliyetinde bulunan mânevî kabiliyet ve istidadata dayandığı gibi, vücuda çıkan bu kalbî ve ruhî hissiyat-ı ulviye ve vicdaniyat denen mânevî ve ahlâkî değerler ve hisler ruhla ebedileşir ve fiile intikal eden amelî neticeleri de uhrevîliğe intikalen ebedîleşir. Esasen zaman ve mekân üstünde bütün vücud âlemlerini ve ahval-i muhtelifeyi ihata eden sonsuz ilm-i İlâhî’nin dahilinde olan herşey, bir nevi sübûtiyet kazanmıştır. Amma gözle görülüp elle tutu-landan başka birşeyi görüp anlamayan, yani aklı gözüne inen adam, muayyen mekân ve zaman içinde, çok dar bir sahada sıkıştığından geniş ve ebedî âlemlerden ve hikmetlerden habersizdir.
Sonsuz hikmet-i İlâhiyenin iktizasıyle insan bu dünyaya istidadlarının inkişafı ve imtihan için gönderilmiştir. Eğer insan yaradılıştan tekâmül etmiş olarak gönderilseydi, tâlim ve terbiye ile ruhun istidadat-ı fıtriyesini inkişaf ettirmek, insaniyet şerefini kazanmak veya bozulup tedenni etmek şeklindeki İlâhî imtihan sırrı olmazdı. (Alâkalı bahisler için 143, 1669.p. 2. bendine ve 1672.p.a bakınız.)
İnsanın mezkûr mahiyetini ve İlâhî hikmetleri anlamayanlar, telkinlerle ve terbiye ile kazanılan ahlâkî hislerle alâkası olmayan hayvanlar âlemine baksalar, ahlâkî hislerin gerçekliği hakkında yeterli ibret alabilirlerdi. Meselâ: Sineğin devamlı temizlenmesi, kedinin pisliğini örtmesi ve kendi yavrusunu himaye etmesi gibi hayvanlar âlemindeki sayısız ibretâmiz haller, mânevî pislik ve nezafetin ve aile efradı arasındaki hissî bağların hakkıyetini anlamayanlara birer ikazdır. Daha buna benzer diğer haller de kıyas edilse görülür ki, fıtrat âlemi dahi şeriatı te’yid ve materyalistleri reddeder. Hayvanlar âlemini şeriat-ı fıtriyye ile rabtedip başıboş bırakmayan Rabb-ül âlemîn, elbette ki insanları ahlâksız ve şeriatsız bırakmaz ve bırakmamıştır. (Bak: Anarşizm, Sosyalizm)
Rusya’da siyasi iktidarı ele geçiren bu zihniyet, tatbikatta zümre diktatörlüğü olarak ortaya çıktı.
2064- Rusya’da 1898’de kurulan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi 1903’de çoğunluk manasına gelen (Bolşevik) ve azınlık manasına gelen (Menşevik) olarak ikiye ayrıldı. Çarlık idaresine karşı patlak veren 1917 Şubat ihtilalini Sosyalist Liberal ve Halkçı Partiler müştereken yapmışlardı. Fakat sonradan aynı senenin Ekim ayında Lenin’in liderliğindeki Bolşevikler, silahlı bir ayaklanma yaparak iktidarı tek başlarına elegeçirdiler.
2065- Lenin (D.1870-Ö.1924) Komünist Partisinin kurucusu ve Karl Marx sosyalizminin tatbik edicisidir. Karl Marx ise, (D. 1818-Ö 1883) sosyalizm rejimini ileri süren bir Alman Yahudisidir. Bir İngiliz fabrikatörünün oğlu olan Engels ile (D.1820-Ö 1895) 1844’de Paris’te tanışıp sosyalizmin öncülüğünde beraber olmuşlardır.
2066- Rusya komünist ihtilalinin baş müsebbiblerinden biri de Troçki’dir: (1877-1940) Troçki, bir burjuva Yahudi ailesindendi. Çarlık Rusya’sının son zamanlarında iç siyasi mücadeleleri neticesinde Londra’ya kaçmak mecburiyetinde kaldı. 1905’de tekrar gizlice Rusya’ya giren Troçki, ayaklanmış işçi teşekküllerini teşkilatlandırarak, “işçi sovyeti”ni kurdu. Bu “işçi delegelerinden meydana gelen komite”dir. İhtilalci işçilerden meydana getirilmiş teşkilatlı milis kuvvetleri, devlet gücünün karşısına ayrı ve düşman kuvvet olarak çıkarılıyordu.
Aldatılmış halkın da katıldığı gösteriler önü alınmaz bir hal alınca, Çar, anayasayı çıkarma vaadinde bulundu ve işçilerin arzusuna uyarak siyasi suçluları affetti. Bu aftan yararlanan Lenin de Rusya’ya dönme hakkı kazanıyordu. Böylece 1905 yılında isyancıların hareketinin durması beklenirken daha da genişledi. Rusya’da genel grev ilan edilmişti. Hükümet bir ihtilalin arefesinde olduğunu görünce, çok sert tedbirlerle karşı çıktı, işçilere ateş açıldı ve Troçki de dahil olmak üzere, liderler tevkif edildi. 1907 yılında ikinci defa Sibirya’ya sürüldü.
Troçki ikinci defa sürgünden kaçtı. Avusturya, İsviçre ve Fransa’da komünist hareketlere katıldı. Fransa’dan sınır dışı edilince, Amerika’ya sığındı. Bir yıl sonra 1917’de Rusya’ya tekrar döndü. Yeniden “Petrograd asker ve işçi sovyeti” başkanı seçildi. Bu sıfatla Ekim’de yapılan bolşevik ihtilalde çok mühim rol oynadı. Troçki, ayaklanmanın her noktasında hâkim görünüyordu. Adeta dizginler tamamen onun elinde idi. Geçici hükümetin bakanları tevkif edilerek hapishaneye konulunca, yorgun ve uykusuz ihtilalciler sevinç çığlıkları attılar, hatta Troçki’nin bir ara bayıldığı bile görülmüştü.
İhtilal başarıya ulaşmış. Lenin’in başbakanlığında kurulan hükümete Troçki Dışişleri Bakanı olarak girmişti. Daha sonra Harbiye ve Bahriye Nazırı oldu. Kızıl Ordu’yu kurdu ve teşkilatlandırdı. Batılı devletlerin silahlandırdığı, komünist ihtilale karşı hareketleri tamamen bastırdı, milyonlarca adam öldürttü.
Lenin’in 1924 yılında ölmesiyle, bütün hâkimiyet parti genel sekreteri Stalin’in elinde toplanmaktaydı. Stalin, komünizmin evvela Rusya’da yerleştirilmesini, kuvvetlendirilmesini ve ancak bundan sonra dünyada bolşevik ihtilalin hazırlanmasına gidilmesini müdafaa ediyordu. Troçki ise, durumun müsait olduğunu, bilhassa Almanya’nın olgun hale geldiğini söylüyor, hemen dünyada bolşevik ihtilalin tahrik edilmesi gerektiğini tezini savunuyordu. Stalin (1879-1952), Troçki’yi haris, menfaatperest bir Yahudi olmakla, ihtilale ihanet planları hazırlamakla suçlayarak bakanlıktan uzaklaştırdı. Tamamıyla elinde olan basın ve gizli polis vasıtasıyla Troçki’nin itibarını günden güne siliyordu.
Troçki 1927 Kasım’ında karşı ihtilali hazırladı ise de, önceden haber alınarak bastırıldı. Ayaklanan yüzlerce Yahudi, öğrenci ve işçi tevkif edildi. Troçki, artık herşeyi kaybetmiş olarak Rusya’dan ayrılmak zorunda kaldı.
Taraftarlarının çokluğu sebebiyle onu Rusya’da öldürtmeye cesaret edemeyen Stalin, sürgünde öldürtmeye karar vermişti. 1929’da İstanbul’a gelen Troçki 4,5 yıl kaldı.
Troçki 1933 yılında Fransa’ya giriş müsaadesi alarak gitti. Fakat kısa bir zaman sonra sınırdışı edildi ve Norveç’e gitti. Buradan da atılınca, 1940’da gittiği Meksiko’da (Meksika başşehrinin adı) Stalin’in görevlendirdiği bir komünist ajan tarafından başına çekiçle vurularak öldürüldü.
2067- Komünizmin en dehşetli iki hususiyeti vardır.:
Biri. Allah’ maneviyatı, manevi değerleri ve ahlâkî esasları inkâr eden ateistliği ve materyalistliğidir.
İkincisi: Ferd mülkiyetini ve hiçbir hürriyet hakkını tanımayan ve idareciler zümresi diktatörlüğü olan aşırı devletçiliğidir.
Komünizmin mezkûr iki hususiyetini kabul eden kimse, insaniyetini kaybeder, behimî hayat içine sıkışır. Fakat aklını tam iptal edemediğinden, ölümle sonsuz hiçliğe düşmek nöbetini beklemekten doğan Cehennemî bir manevi azab içerisinde kalır. Ya sarhoş, ya canavar olur.
2068- Peygamberimiz (A.S.M.), âhirzamanda çıkacak olan Büyük Deccal’ın şimalden çıkıp İslâm dünyasına tecavüz edeceğini 1400 sene evvel şöyle bildirmiştir:
“Rivayetlerde var ki: “Deccal’ın birinci günü bir senedir, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü bir gündür.”1
لاَ يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلاَّ اللّٰهُ Bunun iki te’vili vardır. Birisi: Büyük Deccal’ın kutb-u şimalî dairesinde ve şimal tarafından zuhur edeceğine kinaye ve işarettir. Çünkü kutb-u şimalînin mevkiinde bütün sene, bir gece bir gündüzdür. Bir gün şimendifer ile bu tarafa gelse, yaz mevsiminde bir ay mütemadiyen güneş gurub etmez. Daha bir gün otomobil ile gelse, bir hafta daima güneş görünür. Ben Rusya’daki esaretimde bu mevkiye yakın bulunuyordum. Demek Büyük Deccal şimalden bu tarafa tecavüz edeceğini mu’cizane bir ihbardır.” (Ş.586)
2069- Evet “şimalde koca bir devlet, gençlik hevasatını elde ederek, bu asrı fırtınalarıyla sarsıyor. Çünki akıbeti görmiyen kör hissiyatla hareket eden gençlere ehl-i namusun güzel kızlarını ve karılarını ibahe eder. Belki hamamlarında erkek kadın beraber çıplak olarak girmelerine izin vermeleri cihetinde bu fuhşiyatı teşvik eder. Hem serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarını helal eder ki; bütün beşer, bu müsibete karşı titriyor.” (Ş.479)
2070- “Rivayette var ki: “Deccal’ın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler severek tabi olurlar.”2 (Bak: 3979/2 ve 3980.p.lar)
Allah’u a’lem.. diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça te’vili Rusya’da çıkmış. Çünki her hükümetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, Komünist komitesi’nin te’sisinde mühim bir rol ile, Yahudi milletinden olan “Troçki” namında dehşetli bir adamı, Rusya’nın başkumandanlığına ve terbiyegerdeleri olan meşhur Lenin’den sonra, Rus hükümetinin başına geçirerek Rusya’nın başını patlatıp bin senelik mahsulatını yaktırdılar. Büyük Deccal’ın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükümetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar.” (Ş.587)
2071- Dinsizlik ve komünistliğin tahribatını durduracak ancak ittihad-ı İslâm kuvveti ve hakaik-ı Kur’aniyedir:
“Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mani olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil; belki muhtaçtırlar. Çünki komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik; doğrudan doğruya anarşistliği intac ediyor. Ve bu dehşetli tahrib edicilere karşı, ancak ve ancak hakikat-ı Kur’aniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabilir. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmağa vesile olduğu gibi, bu vatanı istila-yı ecanibden ve bu milleti anarşılıkten kurtaracak yalnız odur.” (E.L.II.24)
2072- “Komünistin manevi tahribatına karşı şimdiye kadar Rus’un Amerika ve İngiliz’e karşı tecavüzünden ziyade, bin senelik adavetinden dolayı en evvel bize tecavüz etmesi adavetinin muktezası iken, o tecavüzü durduran, şüphesiz hakaik-ı Kur’aniye ve imaniyedir. Öyle ise bu vatanda her şeyden evvel o acib kuvvete karşı hakaik-ı Kur’aniye ve imaniyeyi bilfiil elde tutup dinsizliğin önüne kuvvetli bir Sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’anî yapılması lâzım ve elzemdir. Çünki dinsizlik Rus’u, şimdiye kadar yarı Çin’i ve yarı Avrupa’yı istila ettiği halde bize karşı tecavüz ettirmeyip tevkif ettiren, hakaik-i imaniye ve Kur’aniyedir. Yoksa Ruslar’ın tahribat nev’inden manevi kuvvetlerine karşı adliyenin binden birine maddi ceza vermesiyle; serserilere ve fakirlere, zenginlerin malını peşkeş çeken ve hevesli gençleri ehl-i namusun kızlarını ve ailelerini mübah kılan ve az bir zamanda Avrupa’nın yarısını elde eden bir kuvvete karşı, ancak ve ancak manevi bombalar lâzım ki, o da hakaik-i Kur’aniye ve imaniye atom bombası olup o dehşetli solculuk cereyanını durdursun. yoksa adliye vasıtasıyla yüzden birine verilen maddi ceza ile bu küllî kuvvet tevkif edilmez.
İki dehşetli harb-i umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavi ve beşerin tam uyanması cihetiyle kat’iyyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikata dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’an ile bir musalaha veya tabi olabilir. O vakit dörtyüz milyon ehl-i Kur’ana kılınç çekemez.” (E.L.II.71)