1659- İNCİL انجيل : Münzel dört büyük kitabdan birisi. Hristiyanların mukaddes kitabı olup, Hazret-i İsa’ya (A.S.) gelen kitab. *Beşaret, müjde. (Bak: İsevilik, Kütüb-ü Münzele)
Elmalılı Hamdi Efendi (57:27) âyetinin tefsirinde şu izahatı veriyor:
“Bugün Hristiyanların ellerinde resmi olarak Matta İncili, Markos İncili, Luka İncili, Yuhanna İncili namıyla dört İncil vardır ki, isimlerinden ve münderecatlarından da anlaşıldığı üzere hepsi sonradan yazılmıştır. Bunlar Hazret-i İsa’nın bir terceme-i hali olarak yazılmış muhtelif eserlerdir. Tarihlerin beyanına göre Konstantin zamanında ilk teşekkül eden sinodda, daha birçok inciller içinden seçilmiştir. Nitekim Arapçaya terceme edilmiş olan “Barnaba İncili” namındaki gayr-ı resmi İncil ile öbürlerinin arasında çok büyük fark vardır. Dört İncil’de Hazret-i İsa’nın mev’izaları olmak üzere yazılmış vaızlar içinde hakiki İncil âyetlerinin mazmunu olması ve melhuz bulunan güzel kelâmlar da yok değil ise de, bir çoklarının tahrife uğramış olduğu birbirleriyle mukayesesinden anlaşılacak kadar barizdir. En barizi de, tevhid ruhunu değiştirmiş, teslise tebdil eylemiş olan noktalardır. Maamafih imana tergib ile ahlakî ve edebî incelikleri ihtiva eden noktaları da vardır.” (E.T. 4765)
İki atıf notu:
-Peygamberimizi (A.S.M.) ve tevhidi haber veren El-Enba nam kitab, bak: 337.p.
-İbranî olan asıl İncil, zamanında tesbit edilemedi, bak: 2962.p.
1660- Peygamberimizi Faraklit ismi ile müjdeleyen “İncil’in âyeti: قَالَ الْمَسِيحُ اِنِّى ذَاهِبٌ اِلَى اَبِى وَ اَبِيكُمْ لِيَبْعَثَ لَكُمُ الْفَارَقْلِيطَا yani, “Ben gidiyorum, ta size Faraklit gelsin!” Yani, Ahmed gelsin.
İncil’in ikinci bir âyeti:اِنِّى اَطْلُبُ مِنْ رَبِّى فَارَقْلِيطًا يَكُونُ مَعَكُمْ اِلَى اْلاَبَدِ
Yani: “Ben Rabbimden, hakkı batıldan fark eden bir peygamberi istiyorum ki, ebede kadar beraberinizde bulunsun”
Faraklit: اَلْفَارِقُ بَيْنَ الْحَقِّ وَ الْبَاطِلِ manasında, Peygamberin o kitablarda ismidir.” (M.165)
1661- “İncil’de, İsa’dan sonra gelen ve İncil’in bir kaç âyetinde “Âlem Reisi” ünvaniyle müjde verdiği Nebi’nin tarifine dair:مَعَهُ قَضِيبٌ مِنْ حَدِيدٍ يُقَاتِلُ بِهِ وَاُمَّتُهُ كَذلِكَ İşte şu âyet gösteriyor ki:
“Sahib-üs seyf ve cihada me’mur bir peygamber gelecektir.” “Kadîb-i Hadîd” kılınç demektir. Hem ümmeti de onun gibi sahib-üs seyf, yani cihada me’mur olacağını, Sure-i Feth’in âhirinde:وَ مَثَلُهُمْ فِى اْلاِنْجِيلِ كَزَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْاَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ âyeti, İncil’in şu âyeti gibi, başka âyetlerine işaret edip, Muhammed Aleyhissalatü Vesselâm, sahib-üs seyf ve cihada me’mur olduğunu, incil ile beraber ilan ediyor.” (M.167)
1662- “Hem Türkçe Yuhanna İncilinin ondördüncü bab ve otuzuncu âyeti şudur: “Artık sizinle çok söyleşmem, zira bu âlemin reisi geliyor. Ve bende, onun nesnesi aslâ yoktur.!”
İşte “âlemin reisi” tabiri “Fahr-i Âlem” demektir. Fahr-i Âlem ünvanı ise, Muhammed-i Arabî (A.S.M.) ın en meşhur ünvanıdır.
Yine İncil-i Yuhanna, onaltıncı bab ve yedinci âyeti şudur: “Amma ben, size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim size faidelidir. Zira ben gitmeyince, tesellici size gelmez.” İşte bakınız! Reis-i Âlem ve insanlara hakiki teselli veren, Muhammed-i Arabî (A.S.M.) dan başka kimdir? Evet Fahr-i Âlem O’dur ve fani insanları idam-ı ebedîden kurtarıp teselli veren O’dur.
1663- Hem İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab, sekizinci âyeti. “O dahi gel-dikte; dünyayı günaha dair, salaha dair ve hükme dair ilzam edecektir.” İşte, dünyanın fesadını salaha çeviren ve günahlardan ve şirkten kurtaran ve siyaset ve hâkimiyet-i dünyayı tebdil eden Muhammed-i Arabî Aleyhissalatü Vesselâm’dan başka kim gelmiş?
Hem İncil-i Yuhanna, Onaltıncı Bab, onbirinci âyet: “Zira bu âlemin reisinin gelmesinin hükmü gelmiştir.” İşte “Âlemin Reisi”1 elbette Seyyid-ül Beşer olan Ahmed-i Muhammed Aleyhissalaatü Vesselâm’dır.
Hem İncil-i Yuhanna, Onikinci Bab ve onüçüncü âyet: “Amma o Hak ruhu geldiği zaman, sizi bilcümle hakikata irşad edecektir. Zira kendisinden söylemiyor. Bilcümle işittiğini söyliyerek, gelecek nesnelerden size haber verecek.”
İşte bu âyet sarihtir. Acaba umum insanları birden hakikata davet eden ve her haberini vahiyden veren ve Cebrail’den işittiğini söyliyen ve Kıyamet ve Âhiret’ten tafsilen haber veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalatü Vesselâm’dan başka kimdir? Ve kim olabilir?” (M. 169)
1664- “Hem İncil’de, esma-i Nebevîden: صَاحِبُ الْقَضِيبِ والْهِرَاوَةِ yani: “Seyf ve asâ sahibi.” Evet sahib-üs seyf enbiyalar içinde en büyüğü; ümmetiyle cihada me’mur, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’dır.
Yine İncil’de: “Sahib-üt Tac”dır. Evet “Sahib-üt Tac” ünvanı, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’a mahsustur. Tac; imame, yani sarık demektir. Eski zamanda, milletler içinde, milletçe umumiyet itibariyle sarık ve agel saran Kavm-i Arabdır. İncil’de “Sahib-üt Tac” kat’i olarak “Resul-i Ekrem” (Aleyhissalatü Vesselâm) demektir.
1665- Hem İncil’de الْبَارَقْلِيطْ veyahut الْفَارَقْلِيطْ ki İncil tefsirlerinde; “Hak ve batılı birbirinden tefrik eden hakperest” manası verilmiş ki, sonra gelecek insanları hakka sevkedecek zatın ismidir.
İncil’in bir yerinde, İsa Aleyhisselâm demiş: “Ben gideceğim; ta dünyanın reisi gelsin.” Acaba Hazret-i İsa Aleyhisselâm’dan sonra dünyanın reisi olacak ve hak ve batılı fark ve temyiz edip Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın yerinde insanları irşad edecek, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’dan başka kim gelmiştir?
Demek Hazret-i İsa Aleyhisselâm, ümmetine daima müjde ediyor ve haber veriyor ki: “Birisi gelecek; bana ihtiyaç kalmıyacak. Ben onun bir mukaddemesiyim ve müjdecisiyim.”
Nasılki şu Âyet-i Kerime: َواِذْ قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَنِى اِسْرَائِيلَ اِنِّى رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَىَّ مِنَ التَّوْرَيةِ وَمُبَشِّرًا بِرَسُولٍ يَاْتِى مِنْ بَعْدِى اسْمُهُ اَحْمَدُ 2 Evet İncil’de Hazret-i İsa Aleyhisselâm, çok defalar ümmetine müjde veriyor. İnsanların en mühim bir reisi geleceğini ve o zatı da, bazı isimler ile yadediyor. O isimler, elbette Süryanî ve İbranîdirler. Ehl-i tahkik görmüşler. O isimler, “Ahmed, Muhammed, Fârık-un Beyn-el Hakk-ı Ve-l Batıl” manasındadırlar. Demek İsa Aleyhissalâm, çok defa Ahmed Aleyhissalatü Vesselâm’dan beşaret veriyor.
1666- Sual: Eğer desen: “Neden Hazret-i İsa Aleyhisselâm, her Nebiden ziyade müjde veriyor; başkalar yalnız haber veriyorlar, müjde sureti azdır.”
Elcevab: Çünki Ahmed Aleyhissalatü Vesselâm; İsa Aleyhisselâm’ı Yahudilerin müdhiş tekzibinden ve müdhiş iftiralarından ve dinini müdhiş ve tahrifattan kurtarmakla beraber, İsa Aleyhisselâm’ı tanımayan Benî İsrail’in suubetli şeriatına mukabil, sühuletli ve cami’ ve âhkamca Şeriat-ı İseviyenin noksanını ikmal edecek bir şeriat-ı âliyeye sahibdir. İşte onun için çok defa, “Âlemin Reisi geliyor!” diye müjde veriyor.” (M.170) (Bak: 2593.p.)
1667- İncil hakkında Kur’andan notlar:
-Hidayet için inzal olan İncil’in Kur’anda tasdiki: (3:3)
-İncil’in nur, hidayet ve Tevrat’ı tasdik edici vasıflarıyla gönderildiği ve zamanında İncil hükümleriyle hükmedilmesi emri: (5:46,47,68)
-İncil’de Peygamberimiz’in (A.S.M.) ismi yazılı olduğu: (7:157)
1 (Haşiye): Evet, o Zât, öyle bir reis ve sultandır ki; binüçyüz elli senede ve ekser asırlardan herbir asırda, lâakal üçyüz elli milyon tebaası ve raiyeti var. Kemal-i teslim ve inkıyadla, evamirine itaat ederler, her gün ona selâm etmekle tecdid-i biat ederler.
2 (Haşiye): اُمَّتُهُ الْحَمَّادُونَ Seyyah-ı meşhur Evliya Çelebi; Hazret-i Şem'un-u Safa'nın türbesinde, ceylan derisinde yazılı İncil-i Şerif'te, bu gelen âyeti okumuştur. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında nâzil olan âyet: ايتون Bir oğlan, ازربيون yani: İbrahim neslinden ola, پروفتون Peygamber ola, لوغسلين yalancı olmaya, بنت onun افزولات mevlidi Mekke ola, كه كالوشير sâlihlikle gelmiş ola, تونومنين onun mübarek adı مواميت (Bu "Mevamit" kelimesi "Memed"den ve "Memed" dahi "Muhammed"den tahrif edilmiş.)