1884- KA’BE كعبه : (Kâbe) Dünyada en kudsi ma’bet. Beytullah, Beyt-ül Ma’mur (52:4), Beyt-ül Atik (Bak: Beyt-i Atik) gibi isimleri de vardır. Bütün mü’minlerin ibadet esnasında yöneldikleri merkez, Yani kıblegâh. (Kur’an 2:142 ilâ 145 ve 149,150)
Dört köşe olduğu içni Kâbe denir. Bu mukaddes makamın etrafına Mescid-ül Haram (Bak: Mescid-i Haram) ismi verilir. İçinde bir kısım olarak Makam-ı İbrahim mevcuddur. Burası İbrahim Aleyhisselâm’ın Kâbe’yi bina ederken, yahut insanları hacca davet ederken, üzerine çıktığı taşın bulunduğu yerdir. Tavaf namazı burada kılınır. Kabe’nin ilk inşası Hz.Âdem (A.S.) tarafından olduğuna dair rivayetler vardır. Bedahetle malum olan ise; Sahih-i Buhari Tercemesine ve çok kıymetli delillere binaen İbrahim ve İsmail Aleyhisselâmlar inşa etmişlerdir. Bu husus Âyet-i Kerime ile de sabittir. (Bak: Ashab-ı Fil, Ebabil)
Beyt-ül Muazzam’ın Âmir-i İnşası: Allah-ü Zülcelil; Mübelliği ve mühendisi: Cibril; İlk Banisi: ibrahim Halil, Muavini de İsmail olduğu en sahih rivayet olarak kabul edilmek icabeder diye Sahih-i Buhari tercemesinde Hâfız İbn-ü Kesir’den nakledilmiştir.
Kâbe kıblegâhtır. Üzerine farz olan müslümanların, hacc zamanında gidip, ziyaret etmeleri icabeden en mühim ve en büyük mabedimizdir. (Bak: Beyt-ül Haram, Hacc)
Bir atıf notu:
-Kâbe’nin ilk inşası, bak: 3564 ve 1469.p.da 1.âyet notu.
Bir âyette şöyle buyurulur:
“جَعَلَ اللّٰهُ الْكَعْبَةَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ قِيَامًا لِلنَّاسِ ( 5:97 ) Allah, Beyt-i Haram olan -gayet muhterem ve her vecihle hürmeti vacib bulunan- Kâb’eyi, nasın mabih-il kıyamı kıldı. Halk, bununla tutunur, kalkınır; din ve dünyaları bununla kaimdir. Maaş ve meadlarında sebeb-i intiaşlarıdır, korkanlar buraya iltica eder, zuafa burada emniyet bulur. Huccac ve zâhirîn buraya gelir. Namaz kılar buraya teveccüh eder. (2:148) اَيْنَ مَاتَكُونُوا يَاْتِ بِكُمُ اللّٰهُ جَم۪يعًاۜ sırrı bununla zahir olur.” (E.T.1817)
Hem “muhtelif cihetlerde, başka başka beldelerde bulunduğunuzdan dolayı aranızda vahdet-i ictimaiye yoktur sanmayınız. Zira (2:148) اَيْنَ مَاتَكُونُوا يَاْتِ بِكُمُ اللّٰهُ جَم۪يعًاۜ her nerede olursanız olunuz, Allah hepinizi bir araya getirir. Bir kıbleye teveccühünüz sayesinde ihtilaf-ı cihata rağmen hepiniz cemaat-ı vahide olur ve hepiniz Mescid-i Haram içinde namaz kılıyor gibi muntazam bir hey’et-i ictimaiye halini iktisab edersiniz ve ecrinizi o suretle alırsınız.” (E.T. 534)
1885- İlk mescid olan Kâbe’nin mübarekiyeti ve emniyet merkezi olması (3:96,97 ve 5:97) âyetlerinde beyan edilir. (Bak: 1768.p.da bir âyet notu) Sahih-i Buhari tercemesinde Hz. İbrahim, İsmail, Hacer zemzem kıssası olan 1381. hadisin sonu ve 1382. hadis, Kâbe’nin ilk inşasını bildirir ve 6. cildde 17. sahifeden 67. sahifeye kadar ve İbn-i Mace 4. Kitab-ül Mesacid 7. bab’da, Kâbe’nin inşası ve sair hususiyetleri hakkında geniş tafsilat verilir. Âhirzamanda mütecaviz düşmanların Kâbe’yi tahrib etmek için tecavüz edecekleri, rivayetlerde haber veriliyor. Ezcümle, Sahih-i Buhari 25. Kitab 49. bab ve 34. kitab.49 bab; Sahih-i Müslim 52. kitab 2. babı ve 18. babın 57, 58 ,59 hadisleri ile diğer hadis kitablarında bu husus beyan edilir.
Atıf notları:
-Kâbe’nin bir amud-u nurani şeklinde Arş’a doğru temessülüne işaret-i hadisiye, bak: 438/2.p.
-Namazda Kâbe’yi hayalen nazara almak, bak:436.p.