3883- ULEMA-ÜS SÛ’ علماء اسوء : Kötü âlimler. Dünya için âhiretini unutan âlimler. Dünyayı dine tercih edenler. Menfaat için hakikatı örten âlimler.
Ulema-üs su’ hakkında hayli hadis-i şerifler vardır. Ezcümle:
«Ahmed İbn-i Hanbel, Buhari, Müslim, Nesei, İbh-i Mace, İbn-i Ömer’den (R.A.) :
اِنَّ اللَّهَ لَا يَقْبِضُ الْعِلْمَ اِنْتِزَاعًا يَنْتَزِعُهُ مِنَ الْعِبَادِ وَلَكِنْ يَقْبِضُ الْعِلْمَ بِقَبْضِ الْعُلَمَاءِ حَتَّى اِذَا لَمْ يُبْقِ عَالِمًا اِتَّخَذَ النَّاسُ رُؤُسًا جُهَّالاً فَسُئِلوا فَاَفْتَوْ بِغَيْرِ عِلْمٍ فَضَلُّواوَاَضَلُّو
“Allah Teala ilmi kullardan nez’ederek soymak suretiyle kabzetmez, ve-lâkin ulemayı kabz ile ilmi kabzeder. Hiç bir âlim bırakmayınca da nâs bir takım cahil başlar edinirler. Onlara sorulur, onlar da ilimsiz fetva verirler; hem doğru yoldan saparlar hem de sapıtırlar.”1 (Bak: Fetva)
Deylemî, Firdevs’te İbn-i Abbas’tan (R.A.):
اَفَةُ الدِّينِ ثَلَاثَةٌ: فَقِيهٌ فَاجِرٌ, وَاِمَامٌ جَائِرٌ,وَمُجْتَهِدٌ جَاهِلٌ
“Dinin afeti üçtür: Fakîh-i fâcir, imam-i câir, müctehid-i câhil.”2
Askerî, Hazret-i Ali (R.A.)’den:
اَلْفَقَهَاءُ اُمَنَاءُ اللرُّسُلِ مَالَمْ يَدْخُلُوافِىالدُّنْيَا وَيَتَّبِعُو السُّلْطَانَ فَاِذَا فَعَلُوا ذَلِكَ فَاحْذَرُوهمْ
“Fukaha, Peygamberlerin eminleridir. Dünyaya dalmadıkları ve saltanat uyuntusu olmadıkları müddetçe... Fakat onu yaptılar mı, o zaman onlardan hazer edin.”» (E.T.4795)
«Ahmed İbn-i Hanbel ve Ebu Nuaym, Hilye’de Hz.Ömer (R.A.)’dan:
اَخْوَفُ مَااَخَافُ عَلَى اَمَّتِى الْاَئِمَّةُ الْمُضِلُّونَ
“Ümmetimin aleyhine korktuğumun en korkuncu, idlal edici imamlardır.”3 (E.T.4795)
Diğer bir rivayetin meali de şöyledir: «Kıyametin yaklaşmasındandır minberlerin, hatiblerin çoğalması,4 ulemanın valilere (idarecilere ve devlet adamlarına) meyledip, haramı helal, helalı haram ederek insanların istediği gibi fetva vermeleri (Bak: 3892.p.), altın ve gümüşlerinizi helal saymayı öğütlemeleri (haram-helal demeyip dünya menfaatlarına teşvik etmeleri) ve Kur’anı (dinî hizmet ve vazifeleri) ticaret metaı (geçim vasıtası) edinmeleri.» (R.E. 448) İşte bu sayılanlar kıyamet alâmetlerindendir.
«Dünyaya bağlı din âlimlerinin sohbetleri öldürücü zehir, fesatları da sarî hastalıktır. Eski devirlerde meydana gelen her belâ, bunların şeameti yüzünden oldu ve iş başındakileri bunlar yoldan çıkardı. Dalalet yoluna sapan yetmiş iki milletin rehberleri, hep bu türlü kötü âlimlerdir... Ve yol, Âlemlerin Fahri’nin tebliğ ettiği şeriata bütün saffet ve asliyetle uymaktan ibarettir.» (Mektubat, İmam-ı Rabbanî, ci:1, 47.mektub) (Bak: 3882.p.)
3884- مِنْ عَالِمٍ اَتَى صَاحِبَ سُلْطَانٍ طَوْعًا اِلَّا كَانَ شَرِيكَهُ فِى كُلِّ لَوْنٍ يُعَذَّبُ بِهِ فِى نَارِجَهَنَّمَ
«Hiçbir âlim yoktur ki, kendi isteğiyle sultanın kapısına gitsin de, sultanın âhirette Cehennem ateşinde çekeceği her azaba ortak olmasın.»5
وَيْلٌ لِاُمَّتِى مِنْ عُلَمَاءِ السُّء وَيَتَّخِذُونَ هَذَا الْعِلْمَ تِجَارَةً وَيَبْتَغُونَ مِنْ اُمَراءِ زَمَانِهِمْ رِبْحًا لِاَنْفُسِهِمْ لَا اَرْبَحَ اللَّهُ تِجَارَتَهُمْ
«Ümmetime kötü âlimlerden dolayı yazık. Bunlar ilmi, ticaret vasıtası yaparlar. Zamanlarındaki ümeraya sokulmak suretiyle kendilerine kazanç temin ederler. Allah onların ticaretlerine kesatlık versin.»6 (Hakiki ulema-i İslâm fitne zamanında siyasilerden uzak durmalıdır, bak: 3416-3419.p. lar)
Bir hadis meali de şöyledir: «Allah’tan ilim isteyiniz, faidesiz ilimden de Allah’a sığınınız.»7
Bediüzzaman Hazretleri ulemâ-is sû’ hakkında İmam-ı Ali’den (R.A.) şu beyanı nakleder:
ثُمَّ اَعْلَمُوامَعَاشِرَا لْاِخْوَانِ.اَنَّ غُوَاتَ اَخِرِ الزَّمَانِ
هُمْ عُلَمَاءِ ذَوَّقُوا اَفْوَاهَهُمْ.ثُمَّ اَنْثَنُوا وَتَّبَعُوا اَهْوَا ئَهُمْ
Yani: «O bid’alar ve acemi ve ecnebi hurufunun intişarı zamanı olan o âhirzamanın fena adamları bir kısım ulemâ-i sû’dur ki, hırs sebebiyle batınlarını haramla doldurmak için bid’alara yardım ve fetva verirler.» (O.L. 310) (Bak: 618.p.)
3884/1- «İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, onların hepsi Kur’an okur, ibadete çalışırlar ve ehl-i bid’atla da meşgul olurlar. (Bak: 2275.p.) Lâkin bilmedikleri cihetten müşrik olurlar ve okumalarına ve ilimlerine bedel rızık alırlar ve dünyayı din karşılığında yerler. İşte bunlar, kör deccalin avanesi olacaklardır.»8
Diğer bir rivayet de mealen şöyledir: «İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, adamın imanı soyulur da haberi olmaz. Halbuki o, gömleğinin soyulduğu gibi soyulmuştur.»
يَاْتِى عَلَى انَّاسِ زَمَانٌ عُلَمَائُهَا فِتْنَةٌ وَحُكَمَائُهَا فِتْنَةٌ تُكْثَرُ الْمَسَاجِدُ وَا لْقُرْآنُ حَتَّى لَايَجِدُونَ عَالِمًا اِلَّا الرَّجُلَ بَعْدَ الرَّجُلِ
«İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, uleması da hükeması da fitne olacak. Mescidler ve Kur’an çoğalacak, amma hiç âlim bulunmayacak. Tek tük âlim kalacak.»9 (Ulema-i sû’, bak: 990.p.)
R.E. sh. 480/4. müteşabih hadisinde: Denizden çıkan şeytanların (nifak cereyanının) insanlara Kur’an öğretmesi haberi çok manidardır. Evet, nifak cereyanının dinî faaliyet sahalarına hulûl ederek meslek-i Kur’aniyenin asliyetinden saptırmaya çalışacakların karşı bir ikazdır. (bak: 1456.p.)
1 Sahih-i Buharî 3.kitab-ül ilim 34.bab ve S.M. 47.kitab-ül ilim hadis:13, 14 ve İ.M. mukaddime bab:8
2 Feyz-ül Kadir 1/11 ve K.H. hadis:14
3 R.E. sh:20
4 Yani ilimleri kalblerine inmeyen ve muhatabları heyecanlandıran fakat fazilet veremiyen ve enaniyet zevki için hitabete hırslı olan ihlassız hatibleri ihbardır. (Bak: 3969/1.p. ve 2220.p.sonu ve 1706.p.)
5 R.E. sh: 384 ve K.H.hadis:2246
6 R.E. sh: 461
7 H.G. hadis:202
8 R.E. sh: 504
9 R.E. sh: 503, 504